Rezervasyon sağlayan arama motorlarının yaptığı bir başka araştırmaya göre masada tek başına oturmak isteyenler öncelikle kafa dinlemeyi, huzur bulmayı, yalnız kalmayı öğrenmeyi, kendini güvende ve güçlü hissetmeyi, masada tek başına sessizliği denemeyi, özgünce etrafı gözlemlemeyi, restorana girip çıkanı merakla izleyebilmeyi, konuşmadan yemeğe odaklanmayı, günün yorgunluğunu atmayı hedeflemekteler
Tabii restoranlarda masa yerine bar taburesinde oturmayı tercih eden kadın müşterilerin belli bir bölümünün yeni bir arkadaşla maceraya atılma isteği de araştırmada yer alıyor.
Bu arada tek başına yemek yiyenlerin başını iş kadınlarının çektiği ve özellikle havalimanı ve tren istasyonu yakınlarındaki kaliteli ve pahalı restoranlarda yolculuğa başlamadan yer ayırttıkları konusu da araştırmada bulunuyor. Tek kişilik rezervasyon yapanların hemen hemen çoğunun içki olarak şarabı tercih ettiği de belirtildi. Genelde kadın müşterilerin balık yerine kırmızı et siparişi verdiği ve yanında karışık salatanın istendiği restoran yöneticilerince dikkat çekti.
Bu araştırmayı okuyunca aklıma Scott Hicks’in 2007 yapımı Türkiye’de ‘Aşk Tarifi’ adıyla vizyona giren ve başrollerini Catherine Zeta-Jones ve Aaron Eckhart’ın paylaştığı ‘No Reservations’ filmi geldi. Roma’da yapılan basın tanıtımına davetliydim. Kendi restoranını açan Kate disiplin, mükemmeliyetçilik, başta olmak üzere kuralcı ve tatlı sert bir aşçıdır.
Filmin özgün adı üzerinde rezervasyon gerekmemektedir ve müşterilerin büyük bir bölümü tek başına gurme tadım yapmaya gelir. Tabii filmde Kate yanına aldığı yardımcısı Nick ile yeni bir aşka zor da olsa yelken açar. O tanıtımda Aaron Eckhart’la birlikte mutfağa girmiştik. Hoş bir anıydı.
Şimdi merakım ülkemde bu yeni eğilimde acaba kaç kadın müşteri yalnız başına restoranda yer ayırtıyor?
Rezervasyon sağlayan arama motorlarının yaptığı bir başka araştırmaya göre masada tek başına oturmak isteyenler öncelikle kafa dinlemeyi, huzur bulmayı, yalnız kalmayı öğrenmeyi, kendini güvende ve güçlü hissetmeyi, masada tek başına sessizliği denemeyi, özgünce etrafı gözlemlemeyi, restorana girip çıkanı merakla izleyebilmeyi, konuşmadan yemeğe odaklanmayı, günün yorgunluğunu atmayı hedeflemekteler
Tabii restoranlarda masa yerine bar taburesinde oturmayı tercih eden kadın müşterilerin belli bir bölümünün yeni bir arkadaşla maceraya atılma isteği de araştırmada yer alıyor.
Bu arada tek başına yemek yiyenlerin başını iş kadınlarının çektiği ve özellikle havalimanı ve tren istasyonu yakınlarındaki kaliteli ve pahalı restoranlarda yolculuğa başlamadan yer ayırttıkları konusu da araştırmada bulunuyor. Tek kişilik rezervasyon yapanların hemen hemen çoğunun içki olarak şarabı tercih ettiği de belirtildi. Genelde kadın müşterilerin balık yerine kırmızı et siparişi verdiği ve yanında karışık salatanın istendiği restoran yöneticilerince dikkat çekti.
Bu araştırmayı okuyunca aklıma Scott Hicks’in 2007 yapımı Türkiye’de ‘Aşk Tarifi’ adıyla vizyona giren ve başrollerini Catherine Zeta-Jones ve Aaron Eckhart’ın paylaştığı ‘No Reservations’ filmi geldi. Roma’da yapılan basın tanıtımına davetliydim. Kendi restoranını açan Kate disiplin, mükemmeliyetçilik, başta olmak üzere kuralcı ve tatlı sert bir aşçıdır.
Filmin özgün adı üzerinde rezervasyon gerekmemektedir ve müşterilerin büyük bir bölümü tek başına gurme tadım yapmaya gelir. Tabii filmde Kate yanına aldığı yardımcısı Nick ile yeni bir aşka zor da olsa yelken açar. O tanıtımda Aaron Eckhart’la birlikte mutfağa girmiştik. Hoş bir anıydı.
Şimdi merakım ülkemde bu yeni eğilimde acaba kaç kadın müşteri yalnız başına restoranda yer ayırtıyor?