Canlı Yayın
Reha Erus 
‘Su Dünyası’ çok iddialı bir bilim kurgu filmiydi. Kevin Costner ‘Su Dünyası’nda oynamak için sonradan pişmanlığını itiraf ettiği gibi ‘The Shawshank Redemption’un teklifini geri çevirmiş ve rolü Tim Robbins’e gözü kapalı sunmuştu. ‘Su Dünyası’ Venedik’te ilk gösteriminde seyirciler ve eleştirmenlerce kötü not aldı. Oysa o günün parasıyla 175 milyon dolara mal olmuştu. Bunun nedeni ise su altındaki çekimlerde ki aksaklıklar, çalışanlarla işverenler arasındaki anlaşmazlıklar, kadronun çok pahalıya mal olması, teknik hataların giderek artması ve dublörlerin bitmez istekleri olarak gösterildi. Sadece Kevin Costner’e 15 milyon dolar artı gişe hasılatından pay öngörülmüştü. Sonuçta 203 milyon dolar gelir sağlandı ama toplamda 101 milyon dolar zarar gösterildi.
Kevin Costner yuvarlak masada biz gazetecilerin ülkelerinin adını öğrendikten sonra birden ‘Siz, Türkiye’den gelen konuğumuz filmi nasıl buldunuz? diye sordu. Benden beklenen bir refleks değildi ama ‘Beğenmedim ve çok dağınık buldum’ yanıtını verdim soğuk ter eşliğinde. Söylediklerimden güç alan özellikle İsveçli bir gazeteci daha da ayrıntıya girerek ‘Sıkıldım ve seyretme görevim olmasa yarıda salonu terk ederdim’ dedi. Dennis Hopper söylenen olumsuzlukları ağzı açık dinlerken Kevin Costner gerginleşmeye gebe durumu ‘Alın benden de o kadar’ sözleriyle yumuşattı. Oscar ödülünü kazandığı en güzel filmi 1990 yapımı ‘Kurtlarla Dans’’ ile ilgili sorular ‘Su Dünyası’nı geride bıraktı. Röportaj sona erince beraber resim çektirme isteğimi kırmadı. Yıllar sonra Roma’da ‘Draft Day’ filminin röportajında bir araya geldiğimizde ‘Su Dünyası’nı hatırlattığımda ‘Just forget it’ (Unut gitsin) yanıtıyla gülüşmüştük.
Kevin Costner sevdiğim ve beğendiğim bir oyuncudur. Hemen hemen her filmini heyecanla izledim. Özellikle Anthony Quinn ile kamera karşısına geçtiği ‘Revenge’ yapıtı favorimdir. ‘Silverado’, ‘Robin Hood, Hırsızlar Prensi’, ‘Düşler Tarlası’, ‘Dokunulmazlar’, Whitney Houston’la çevirdiği ‘Bodyguard’ (Özel Koruma), ‘McFarland’, ‘JFK’, ‘Aşk Mektubu’, ‘Suçlu’, ‘Gizli Sayılar’ ve ‘Çıkış Yolu’nu sayabilirim.
Ünlü Amerikalı yönetmen, yapımcı, senarist ve oyuncu genelde ‘Kurtlarla Dans’ gibi western filmlerine odaklanmıştır. Beş sezon süren bir başka Vahşi Batı TV dizisi ‘Yellowstone’nu kendi isteği ile sonuçlandırınca seyircilerce düş kırıklığı yaratmıştı. Çünkü Kevin Costner’in gençliğinden beri düşlediği bir başka dörtleme film serisi vardı. ‘Horizon, An American-1 Saga’ ile start alan yine western temalı iç savaştan önce ve sonrasını kapsayan 15 yıllık sürece odaklanan eski batının cazibesini ve birçok kişinin kanı, teri, gözyaşıyla nasıl kazanıldığının keşfedildiğini anlatan dramatik bir yapıt olacaktı. Rekor düzeyde yatırım yaptı, dev bir kadro kurdu. Ama ‘Horizon’un ilk bölümü gişede nal topladı, öyle ki Kevin Costner çektiği 2. bölümün vizyona girmesine gerek bile duymadı. Ayrıca diğer iki bölümü çekmekten vazgeçtiğini açıkladı. Kısacası Oscar ödüllü Kevin Costner mesleğinde ikinci bir ‘Waterworld’ felaketi yaşadı. Büyük düşü maalesef çöpe atıldı.
‘Su Dünyası’ çok iddialı bir bilim kurgu filmiydi. Kevin Costner ‘Su Dünyası’nda oynamak için sonradan pişmanlığını itiraf ettiği gibi ‘The Shawshank Redemption’un teklifini geri çevirmiş ve rolü Tim Robbins’e gözü kapalı sunmuştu. ‘Su Dünyası’ Venedik’te ilk gösteriminde seyirciler ve eleştirmenlerce kötü not aldı. Oysa o günün parasıyla 175 milyon dolara mal olmuştu. Bunun nedeni ise su altındaki çekimlerde ki aksaklıklar, çalışanlarla işverenler arasındaki anlaşmazlıklar, kadronun çok pahalıya mal olması, teknik hataların giderek artması ve dublörlerin bitmez istekleri olarak gösterildi. Sadece Kevin Costner’e 15 milyon dolar artı gişe hasılatından pay öngörülmüştü. Sonuçta 203 milyon dolar gelir sağlandı ama toplamda 101 milyon dolar zarar gösterildi.
Kevin Costner yuvarlak masada biz gazetecilerin ülkelerinin adını öğrendikten sonra birden ‘Siz, Türkiye’den gelen konuğumuz filmi nasıl buldunuz? diye sordu. Benden beklenen bir refleks değildi ama ‘Beğenmedim ve çok dağınık buldum’ yanıtını verdim soğuk ter eşliğinde. Söylediklerimden güç alan özellikle İsveçli bir gazeteci daha da ayrıntıya girerek ‘Sıkıldım ve seyretme görevim olmasa yarıda salonu terk ederdim’ dedi. Dennis Hopper söylenen olumsuzlukları ağzı açık dinlerken Kevin Costner gerginleşmeye gebe durumu ‘Alın benden de o kadar’ sözleriyle yumuşattı. Oscar ödülünü kazandığı en güzel filmi 1990 yapımı ‘Kurtlarla Dans’’ ile ilgili sorular ‘Su Dünyası’nı geride bıraktı. Röportaj sona erince beraber resim çektirme isteğimi kırmadı. Yıllar sonra Roma’da ‘Draft Day’ filminin röportajında bir araya geldiğimizde ‘Su Dünyası’nı hatırlattığımda ‘Just forget it’ (Unut gitsin) yanıtıyla gülüşmüştük.
Kevin Costner sevdiğim ve beğendiğim bir oyuncudur. Hemen hemen her filmini heyecanla izledim. Özellikle Anthony Quinn ile kamera karşısına geçtiği ‘Revenge’ yapıtı favorimdir. ‘Silverado’, ‘Robin Hood, Hırsızlar Prensi’, ‘Düşler Tarlası’, ‘Dokunulmazlar’, Whitney Houston’la çevirdiği ‘Bodyguard’ (Özel Koruma), ‘McFarland’, ‘JFK’, ‘Aşk Mektubu’, ‘Suçlu’, ‘Gizli Sayılar’ ve ‘Çıkış Yolu’nu sayabilirim.
Ünlü Amerikalı yönetmen, yapımcı, senarist ve oyuncu genelde ‘Kurtlarla Dans’ gibi western filmlerine odaklanmıştır. Beş sezon süren bir başka Vahşi Batı TV dizisi ‘Yellowstone’nu kendi isteği ile sonuçlandırınca seyircilerce düş kırıklığı yaratmıştı. Çünkü Kevin Costner’in gençliğinden beri düşlediği bir başka dörtleme film serisi vardı. ‘Horizon, An American-1 Saga’ ile start alan yine western temalı iç savaştan önce ve sonrasını kapsayan 15 yıllık sürece odaklanan eski batının cazibesini ve birçok kişinin kanı, teri, gözyaşıyla nasıl kazanıldığının keşfedildiğini anlatan dramatik bir yapıt olacaktı. Rekor düzeyde yatırım yaptı, dev bir kadro kurdu. Ama ‘Horizon’un ilk bölümü gişede nal topladı, öyle ki Kevin Costner çektiği 2. bölümün vizyona girmesine gerek bile duymadı. Ayrıca diğer iki bölümü çekmekten vazgeçtiğini açıkladı. Kısacası Oscar ödüllü Kevin Costner mesleğinde ikinci bir ‘Waterworld’ felaketi yaşadı. Büyük düşü maalesef çöpe atıldı.
SON DAKİKA
