Bunun çok hazin ve trajik bir öyküsü var. 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığı ile bilinen ve kendisine darbe hazırlığı içerisinde bulunduğunu iddia ettiği Patria, Maria Teresa ve Minerva Mirabal kız kardeşleri ülke için tehdit sayarak işkence gördürüp, dövdürüp, boğazlatıp vahşice öldürtmesi dünyada büyük yankılara neden olmuştu.
O katliamdan birkaç ay sora diktatör Rafael Trujillo öldürüldü ve kanlı rejim düştü. Bu 1960’ta yaşanan trajedi üzerine BM kadına yönelik şiddeti ‘Fiziksel, cinsel veya psikolojik zararla sonuçlanan ve sonuçlanması muhtemel olan cinsiyete dayalı her türlü şiddet eylemidir ayrıca kamusal veya özel hayatta bu tür eylemlere tehdit etme, zorlama veya özgürlükten keyfi olarak yoksun bırakma da dahil olmak üzere acı çekmesi dışında kadına şiddetin korkunç bir insan hakları ihlali, bir halk sağlığı krizi ve sürdürülebilir kalkınmanın ciddi bir engelidir.’ şeklinde yorumladı.
Dün bir çok ülkenin konu ile ilgili haberlerini ve yazılarını okudum. İtalya’nınki bana ilginç geldi. Maalesef ülkemizde olduğu gibi İtalya’da da kadın cinayetleri oldukça kabarık. 1 Ocak-18 Kasım 2024 arasında 99 kadın şiddet görerek öldürülmüş. Ama ilginç olan ülkede yaşayan düzenli göçmen kadınların daha az şiddet gördüğü. Ansa haber ajansı ISTAT'IN (İtalya İstatistik Kurumu) muhtelif yaşta kadınlar arasında yaptığı geniş kapsamlı bir araştırmada kadınların yüzde 39’nun en çok korktuğu tecavüze uğramak. Diğer yandan yüzde 19’u gece sokağa yalnız çıkmaktan çekiniyor.
Kadınların bir başka korkusu da hırsızlık ve yankesicilik. Yüzde 32’si kendini sadece yaşadığı muhitte güvenli hissediyor. 14-24 yaş arasındakiler kendilerini diğer yaş gruplarından daha fazla hedefte görüyorlar. İşyerinde tacize uğramak ta İtalyan kadınların bir başka endişesi. İlginç olan aynı araştırmada erkeklerin yüzde 32’si taciz ve tecavüz edilmekten korkuyor.
Ama bizim konumuz kadınlara şiddet. Kadınlara şiddet bir insanlık suçudur. Nokta.
Bunun çok hazin ve trajik bir öyküsü var. 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığı ile bilinen ve kendisine darbe hazırlığı içerisinde bulunduğunu iddia ettiği Patria, Maria Teresa ve Minerva Mirabal kız kardeşleri ülke için tehdit sayarak işkence gördürüp, dövdürüp, boğazlatıp vahşice öldürtmesi dünyada büyük yankılara neden olmuştu.
O katliamdan birkaç ay sora diktatör Rafael Trujillo öldürüldü ve kanlı rejim düştü. Bu 1960’ta yaşanan trajedi üzerine BM kadına yönelik şiddeti ‘Fiziksel, cinsel veya psikolojik zararla sonuçlanan ve sonuçlanması muhtemel olan cinsiyete dayalı her türlü şiddet eylemidir ayrıca kamusal veya özel hayatta bu tür eylemlere tehdit etme, zorlama veya özgürlükten keyfi olarak yoksun bırakma da dahil olmak üzere acı çekmesi dışında kadına şiddetin korkunç bir insan hakları ihlali, bir halk sağlığı krizi ve sürdürülebilir kalkınmanın ciddi bir engelidir.’ şeklinde yorumladı.
Dün bir çok ülkenin konu ile ilgili haberlerini ve yazılarını okudum. İtalya’nınki bana ilginç geldi. Maalesef ülkemizde olduğu gibi İtalya’da da kadın cinayetleri oldukça kabarık. 1 Ocak-18 Kasım 2024 arasında 99 kadın şiddet görerek öldürülmüş. Ama ilginç olan ülkede yaşayan düzenli göçmen kadınların daha az şiddet gördüğü. Ansa haber ajansı ISTAT'IN (İtalya İstatistik Kurumu) muhtelif yaşta kadınlar arasında yaptığı geniş kapsamlı bir araştırmada kadınların yüzde 39’nun en çok korktuğu tecavüze uğramak. Diğer yandan yüzde 19’u gece sokağa yalnız çıkmaktan çekiniyor.
Kadınların bir başka korkusu da hırsızlık ve yankesicilik. Yüzde 32’si kendini sadece yaşadığı muhitte güvenli hissediyor. 14-24 yaş arasındakiler kendilerini diğer yaş gruplarından daha fazla hedefte görüyorlar. İşyerinde tacize uğramak ta İtalyan kadınların bir başka endişesi. İlginç olan aynı araştırmada erkeklerin yüzde 32’si taciz ve tecavüz edilmekten korkuyor.
Ama bizim konumuz kadınlara şiddet. Kadınlara şiddet bir insanlık suçudur. Nokta.