hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Reha Erus Reha Erus

    İTALYAN MUTFAĞINA NİHAYET DOĞRU SAPTAMA

    05.03.2025 Çarşamba | 11:06Son Güncelleme:

    İtalya’ya yaşamak için gittiğimizde henüz 12 yaşımdaydım. 1958’in sıcak bir Ağustos gününde yolcu gemisi ‘Ankara’ ile İstanbul’dan Napoli’ye vardık. İlk gördüğüm körfeze yapışık gibi görünen Vezüv Yanardağı’ydı. Karaya indiğimizde gözüme çarpan fakirlikti. Kolay değil İtalya 13 yıl önce 2. Dünya Savaşı’ndan çıkmış ve Amerika’nın Marshall yardımı ile kendine gelmeye çalışıyordu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Roma’da öyle lüks restoranlar parmakla sayılacak kadar azdı. Salaş lokantalarında ucuz sayılan makarna çeşitleri, yine nispeten ucuz domuz eti yemekleri ve pizza ile günlük kaloriyi almayı hedefliyorlardı. Babam Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (F.A.O.) nde İstatistik Müdürü olduğu için İtalya’nın beslenme verilerinin diğer Avrupa ülkeleri hatta Türkiye’ye göre çok gerilerde olduğunu söylerdi.

    O yıllarda İtalya’da yayınlanan yemek dergileri de yoktu. İlki 1984 yılında ‘Sale e Pepe’ (Tuz ve Biber) idi. Sonra İtalya birden dünyada en çok beğenilen yemek ürünleri pizza, makarna, risotto, deniz mahsulleri çeşitleri, peynirleri ve tiramisu tatlısıyla ön plana çıktı.

    Öyle ki yakın zamanda başta Amerika Kıtası olmak üzere biz dahil bir çok ülkede İtalyan restoranları kadar adları moda haline geldi. Örneğin Amerika’da Fransız tost ekmeği bile İtalyan damgasıyla satılıyor diğer ekmek çeşitleri gibi. İtalyan soğanı, sarımsağı, domatesi, patlıcanı, biberi, fındığı, turpu, makarna sosları, ketçabı, hardalı, mayonezi, turşusu, konserveleri ve aklınıza ne gelirse hepsi ‘İtalian’ yani İtalyan.

    Şimdi gelelim asıl konuya: geçtiğimiz Pazar günü ‘Milliyet’ gazetesinin 3. sayfasında ‘İtalyan mutfağı efsanesi yalan’ başlıklı bir haber vardı. Gıda tarihi profesörü Alberto Grandi dünyaca ünlü İtalyan mutfağının sanıldığı gibi büyük bir geçmişi olmadığını açıklamış ve çok beğenilen mutfağın aslında göçlerle birlikte Amerika’da geliştiğini öne sürüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Haberin ayrıntılarında Parma Üniversitesi’nde gıda tarihi profesörü olarak ders veren Alberto Grandi yüzyıllara dayanan köklü bir İtalyan mutfağının olmadığını ‘İtalyan Mutfağı Yok’ adlı kitabında kanıtlıyor.

    Büyük tepkilere hedef olan Alberto Grandi İtalyan mutfağının aslında bir Amerikan mutfağı olduğunu savunuyor. Gıda tarihi profesörü, 19. ve 20. yüzyıllarda Amerika’ya göçün bu ülkede İtalyan mutfağını yarattığını iddia ederek şöyle konuşuyor. ‘İtalya’yı terk edenler ve Amerika ile Avrupa’nın diğer ülkelerine göç edenler arkalarında yoksul bir İtalya bıraktılar.

    B3 vitamini eksikliğinden kaynaklanan bir hastalık Pellagra, 19. yüzyılın sonunda İtalya’da salgındı. İtalyan göçmenlerin İtalyan yemeklerini popülerleştiren tarifleri yaratmak için malzemeleri ABD de buldular. Örneğin 19. yüzyılda Napoli’de ucuz bir sokak yemeği olarak doğan beyaz pizza ülkede yoksullukla eş anlamlıydı. Ancak Amerika’da pizza domatesle tanışarak ‘kırmızı’ hale getirildi ve sosuyla yeni bir hüviyet kazandı. Pizzacıların gerçekten popüler olmaya başladığı yer de ABD’dir.’

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ünlü profesör Grandi bir başka kitabı olan ‘İtalyan Ürünlerinde Pazarlama Yalanları’nda ‘Televizyon, gastronomi kimliğimizi etkiledi. İtalya’nın gastronomik geleneklerinin çoğunu pazarlamacılar icat etti. 1970’lerde ülke endüstri büyümesinin ivme kaybetmesiyle İtalya yerel üreticiye yöneldi ve bu süreçte İtalyan gastro-milliyetçiliğinin ikiye katlanmasıyla binlerce bölgesel ürün ortaya çıktı’ değerlendirmesinde bulundu.

    Gerçekten İtalyan ürünleri dünyada hatırı sayılır bir pazar buluyor. Örneğin geçenlerde İstanbul’da bir şarküteride’ İtalyan Usulü Humus’ etiketli bir kavanoz gördüm ve ‘Pes’ diye isyan ettim. Koskoca Orta Doğu yemeğinde İtalya ne alaka! 42 yıl İtalya’da yaşadım. Hala bir bağım var ve gördüklerimle gıda tarihi profesörü Alberto Grandi ile bire bir aynı fikirdeyim.