Özellikle Noel zamanı bu fazlasıyla yaşanıyor. Dediğim gibi gıda ürünlerinde de iade koşulları işliyor. Örneğin kavun, karpuz hatta üzüm gibi meyveler tatsız veya ham çıkarsa geri götürülüyor. Koşulsuz geri alırken özür bile diliyorlar.
Geçenlerde Amerika’da konu olan bir iade şekli ‘Yok artık’ dedirtti ve ekranlara taşındı. Tam üç yıl önce satın aldığı salon takımını tepe tepe kullandıktan sonra beğenmediğini söyleyerek geri verip iadesini isteyen bir müşteri elinde fişi olmasa bile yöneticilerin itirazlarına karşın parasını geri almayı başardı.
Böyle bir örnek benim de başıma geldi. Bir outletten Crocs marka terlik almıştım. Yazın güneşten küçülüp şekil bozukluğuna uğradı. Tam 14 ay sonra Amerika’ya gittiğimde terlikleri yanımda götürdüm. Fişini de saklamıştım ve tezgahtara ürünü gösterip başına gelenleri söyledim. ‘Aaa aslıda fişin arkasında uyarısı vardı. Güneşte bırakmamak gerekiyor. Herhalde gözünüzden kaçtı’ yanıtıyla hemen yenisi verdi yanında ufak bir hediyeyle birlikte. Kısacası ‘müşteri her zaman haklı’ kuralı fazlasıyla işlemekte.
Noel arifesinde dikkatimi çeken kadınlar sürekli abiye gece kıyafetlerini üçer beşer satın alıyorlardı. Yeğenlere sordum ‘Bunları Noel gecesi partilerde giyip sonra iade edecekler böylece para harcamadan kıyafetleri giyip ayrıca gösteriş yapacaklar’ yanıtını aldım.
Gıda ürünlerinin de paketini açıp ‘tadını beğenmedim’ diyerek iade edebiliyorlar. Bunlara da tanık oldum. Ama iade de bulunan müşteriler daha fazlasını alarak dükkanlardan çıkıyorlar. Kısacası kazanan yine satıcılar oluyor.
Bizde ise iade şekli çok değişik. Geri almamak için her türlü yolu deniyorlar ve kendilerini haklı çıkartıyorlar. Birkaç yıl önce ünlü bir deri mağazasından eşim bir ayakkabı almıştı. Eve gelince tezgahtarın bir ayakkabının tekini 36, diğerini 37 verdiğini gördük. Değiştirene kadar akla karayı seçtik.
Hani diyorum ki yılbaşı geçesi için bir smokin satın alıp sonrasında koşulsuz iade mi etsem acaba!
Özellikle Noel zamanı bu fazlasıyla yaşanıyor. Dediğim gibi gıda ürünlerinde de iade koşulları işliyor. Örneğin kavun, karpuz hatta üzüm gibi meyveler tatsız veya ham çıkarsa geri götürülüyor. Koşulsuz geri alırken özür bile diliyorlar.
Geçenlerde Amerika’da konu olan bir iade şekli ‘Yok artık’ dedirtti ve ekranlara taşındı. Tam üç yıl önce satın aldığı salon takımını tepe tepe kullandıktan sonra beğenmediğini söyleyerek geri verip iadesini isteyen bir müşteri elinde fişi olmasa bile yöneticilerin itirazlarına karşın parasını geri almayı başardı.
Böyle bir örnek benim de başıma geldi. Bir outletten Crocs marka terlik almıştım. Yazın güneşten küçülüp şekil bozukluğuna uğradı. Tam 14 ay sonra Amerika’ya gittiğimde terlikleri yanımda götürdüm. Fişini de saklamıştım ve tezgahtara ürünü gösterip başına gelenleri söyledim. ‘Aaa aslıda fişin arkasında uyarısı vardı. Güneşte bırakmamak gerekiyor. Herhalde gözünüzden kaçtı’ yanıtıyla hemen yenisi verdi yanında ufak bir hediyeyle birlikte. Kısacası ‘müşteri her zaman haklı’ kuralı fazlasıyla işlemekte.
Noel arifesinde dikkatimi çeken kadınlar sürekli abiye gece kıyafetlerini üçer beşer satın alıyorlardı. Yeğenlere sordum ‘Bunları Noel gecesi partilerde giyip sonra iade edecekler böylece para harcamadan kıyafetleri giyip ayrıca gösteriş yapacaklar’ yanıtını aldım.
Gıda ürünlerinin de paketini açıp ‘tadını beğenmedim’ diyerek iade edebiliyorlar. Bunlara da tanık oldum. Ama iade de bulunan müşteriler daha fazlasını alarak dükkanlardan çıkıyorlar. Kısacası kazanan yine satıcılar oluyor.
Bizde ise iade şekli çok değişik. Geri almamak için her türlü yolu deniyorlar ve kendilerini haklı çıkartıyorlar. Birkaç yıl önce ünlü bir deri mağazasından eşim bir ayakkabı almıştı. Eve gelince tezgahtarın bir ayakkabının tekini 36, diğerini 37 verdiğini gördük. Değiştirene kadar akla karayı seçtik.
Hani diyorum ki yılbaşı geçesi için bir smokin satın alıp sonrasında koşulsuz iade mi etsem acaba!