hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Orhan Şen Prof. Dr. Orhan Şen

    İKLİMİN DEPREM SAĞANAĞI İLE İLİŞKİSİ

    06.02.2025 Perşembe | 10:57Son Güncelleme:

    Yıllarca meteorolojik parametrelerin depremi tetikleme gibi bir etkisi olup olmayacağı konusunda görüşler ortaya atılmıştır. Bu konuda en fazla konuşulan bulutlar ile ilişkisiydi. Ben dahil birçok bilim adamı bu konuya olumlu bakmamışlardır. En son yapılan bir çalışmada, yüzeydeki kar yağışı ve diğer çevresel yüklerin yeraltındaki stres durumunu etkilediğini ve yoğun yağış olaylarının zamanlamasının deprem sağanağı başlangıcı ile ilişkili olduğu yönündedir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu çalışmada, Japonya'nın Noto Yarımadası'nda devam eden bir dizi depreme sağanağı incelemeye alınmıştır. Uzmanlar, bölgedeki sismik aktivitenin şaşırtıcı bir şekilde yeraltı basıncındaki belirli değişikliklerle senkronize olduğunu ve bu değişikliklerin mevsimsel kar yağışı ve yağış şiddetinden etkilendiğini keşfetti. Depremler ve meteorolojik olaylar arasındaki bu yeni bağlantının Japonya'ya özgü olmayabilir ve dünyanın diğer bölgelerinde de rol oynayabilir.

    Science Advances dergisinde William Frank, (MIT, Department of Earth, Atmospheric and Planetary Sciences) tarafından yayınlanan makalede bu konu araştırılmıştır. Aşırı yağış olaylarıyla değişen bir iklime giriyorsak ve atmosferde, okyanuslarda ve kıtalarda suyun yeniden dağıtılmasını bekliyorsak, bu durum Dünya'nın kabuğunun yüklenme şeklini de değiştirecektir.

    2020'nin sonlarından bu yana, yüzlerce küçük deprem Japonya'nın kuzeyinde Noto Yarımadası'nı sarsmaya devam ediyor. Önce bir dizi artçı şoka yol açan ana bir şok olarak başlayan tipik bir deprem dizisinin aksine, Noto'nun sismik aktivitesi bir "deprem sağanağı" şeklinde devam ediyor. Japon Meteoroloji Müdürlüğü bu zaman içinde ülke genelinde sismik aktivite hakkında verileri incelediler. Son 11 yılda Noto Yarımadası'nda bu süre zarfında, bir sürü deprem aktivitesi yaşandı. Araştırmalar, Noto Yarımadası'nın altındaki sismik hızın gelişmesi 2020'de, deprem sağanağının başlamasıyla, sismik hızdaki değişikliklerin mevsimlerle senkronize olduğu ortaya çıkarmıştır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu araştırmadaki ana tema, mevsimden mevsime çevresel değişikliklerin Dünya'nın altında yatan yapıyı bir deprem sağanağını başlatacak şekilde etkileyip etkilemeyeceğini araştırmaktı. Özellikle, mevsimsel yağışların yeraltındaki "gözenek sıvısı basıncını” (Dünya'nın çatlaklarındaki ve çatlaklarındaki sıvıların ana kaya içinde uyguladığı basınç miktarı) nasıl etkileyeceğine bakıldı. Yağmur yağdığında veya kar yağdığında, bölgeye ek bir ağırlık eklenir. Bu durum gözenek basıncını artırır ve bu da sismik dalgaların daha yavaş hareket etmesine izin verir. Tüm bu ağırlık kaldırıldığında, buharlaşma veya akış yoluyla, birdenbire, bu gözenek basıncı azalır ve sismik dalgalar daha hızlı olur.

    Noto Yarımadası'nın hidro-mekanik bir modeli geliştirildi. Bu modele, son 11 yıldaki temel gözenek basıncı ve günlük kar, yağış ve deniz seviyesindeki değişikliklerin ölçüm verileri de dahil olmak üzere aynı döneme ait meteorolojik model verileri de girdi olarak konuldu. Deprem sağanağı öncesinde ve sırasında Noto Yarımadası'nın altındaki aşırı gözenek basıncındaki değişiklikler izlendi. Daha sonra, gelişen gözenek basıncının bu zaman çizelgesini, sismik hız değişimiyle karşılaştırıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sismik hız gözlemleri ile aşırı gözenek basıncı üst üste getirildiğinde, son derece iyi uyduklarını görüldü. Modele, özellikle, aşırı kar yağışı olayları dahil edildiğinde, model ile gözlemler arasındaki uyumun, yalnızca yağış ve diğer olayları dikkate aldıklarından daha güçlü olduğu bulunmuştur. Başka bir deyişle, Noto sakinlerinin yaşadığı devam eden deprem sağanağı, kısmen mevsimsel yağışlar ve özellikle yoğun kar yağışı olaylarıyla açıklanabilir. Bu depremlerin, yoğun kar yağışı görüldüğü zamanlarda birçok kez son derece iyi bir şekilde örtüştüğü görülmüştür. Deprem aktivitesi ile iyi bir korelasyon olması, ikisi arasında fiziksel bir bağlantı olduğunuda düşündürüyor.

    Araştırmacılar, yoğun kar yağışı ve benzeri aşırı yağışların başka yerlerdeki depremlerde rol oynayabileceğinden şüpheleniyorlar, ancak birincil tetikleyicinin her zaman yeraltından kaynaklanacağını vurguluyorlar. Depremlerin nasıl çalıştığını anlamak istendiğinde, ilk önce levha tektoniğine bakılması gerekir, çünkü bu bir depremin meydana gelmesinin bir numaralı nedenidir. Ancak, bir depremin ne zaman ve nasıl olacağını etkileyebilecek diğer şeyler nelerdir? İşte o zaman ikinci dereceden kontrol faktörlerine gitmek gerekirse iklim açıkça bunlardan biridir.