

Cemreye Türk ve Altay halk kültüründe ve mitolojisinde İmre (İmere veya Emire) adı verilir. Cemre baharın gelişini temsil eder. Bulgar halk kültüründe Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir. Cemre kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir, sözlük anlamı “kor” yani ateştir.
Cemre’nin bir çok hikayesi vardır. Bunlardan biri; Arap göçebe insanlar havalar ısındığı zaman yüksek yerlerde yaşarlar, Kış ayları geldiğinde ise düzlük yerlerde yaşamayı tercih ederlermiş. Düzlük yerlerde ortaya büyük bir çadır yapılır, birlikte yaşarlarmış. Çadırın hemen dışında küçükbaş hayvanlar için daire şeklinde yerleştirilir. Küçükbaş hayvanların dışına da develer yerleştirilirmiş. Kış geldiğinde birisi kendileri için diğer ikisi de küçükbaş hayvanlar ve develer için olmak üzere üç ateş (soba) yakarlarmış. Havaların ısınmasıyla birlikte bu ateşler birer hafta arayla dışta içe doğru sırayla söndürülürmüş. Böylece halk dilinde havaların ısınması anlamına gelmiştir.
Halk cemrenin düşüş sırasına göre önce havanın ısındığına sonra su ve toprağın ısındığına inanır. Ancak bu meteorolojik bilgilerle çatışmaktadır. Çünkü; güneş ışınları (kısa dalga boylu radyasyon) önce toprağı ısıtmaktadır. Yerden yansıyan ışınlar (uzun dalga boylu radyasyon) havayı ısıtır. Daha sonra su ısınır. Cemre düşmesi Türk kültüründe de önemli bir yere sahiptir. Kültür ve edebiyat alanında kendine yer bulmuştur. Osmanlı zamanında Divan şairleri cemre zamanlarında önemli kişilere övgü şiirleri yazarlardı. Bu şiirlere ‘Cemreviye’ denilmektedir.
Meteoroloji olarak ele alacak olursak ısınma sırası toprak, hava ve su şeklinde gerçekleşmektedir. Cemre düşmesi tecrübelere dayanan bir inanış olsa da bazen cemrenin düştüğü günlerde havalar soğuyabilmektedir. Tıpkı bu sene İstanbul’da olduğu gibi.
Cemreye Türk ve Altay halk kültüründe ve mitolojisinde İmre (İmere veya Emire) adı verilir. Cemre baharın gelişini temsil eder. Bulgar halk kültüründe Zemire olarak yer alır. Anadolu Türkçesindeki Arapçadan gelme Cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir. Cemre kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir, sözlük anlamı “kor” yani ateştir.
Cemre’nin bir çok hikayesi vardır. Bunlardan biri; Arap göçebe insanlar havalar ısındığı zaman yüksek yerlerde yaşarlar, Kış ayları geldiğinde ise düzlük yerlerde yaşamayı tercih ederlermiş. Düzlük yerlerde ortaya büyük bir çadır yapılır, birlikte yaşarlarmış. Çadırın hemen dışında küçükbaş hayvanlar için daire şeklinde yerleştirilir. Küçükbaş hayvanların dışına da develer yerleştirilirmiş. Kış geldiğinde birisi kendileri için diğer ikisi de küçükbaş hayvanlar ve develer için olmak üzere üç ateş (soba) yakarlarmış. Havaların ısınmasıyla birlikte bu ateşler birer hafta arayla dışta içe doğru sırayla söndürülürmüş. Böylece halk dilinde havaların ısınması anlamına gelmiştir.
Halk cemrenin düşüş sırasına göre önce havanın ısındığına sonra su ve toprağın ısındığına inanır. Ancak bu meteorolojik bilgilerle çatışmaktadır. Çünkü; güneş ışınları (kısa dalga boylu radyasyon) önce toprağı ısıtmaktadır. Yerden yansıyan ışınlar (uzun dalga boylu radyasyon) havayı ısıtır. Daha sonra su ısınır. Cemre düşmesi Türk kültüründe de önemli bir yere sahiptir. Kültür ve edebiyat alanında kendine yer bulmuştur. Osmanlı zamanında Divan şairleri cemre zamanlarında önemli kişilere övgü şiirleri yazarlardı. Bu şiirlere ‘Cemreviye’ denilmektedir.
Meteoroloji olarak ele alacak olursak ısınma sırası toprak, hava ve su şeklinde gerçekleşmektedir. Cemre düşmesi tecrübelere dayanan bir inanış olsa da bazen cemrenin düştüğü günlerde havalar soğuyabilmektedir. Tıpkı bu sene İstanbul’da olduğu gibi.