hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    İkiyüzyirmiikinci Eko-Merhaba'mız..

    04.08.2024 Pazar | 15:33Son Güncelleme:

    Üç basamaklı ve aynı sayının üç kere tekrarı ile ortaya çıkan “222” rakamı, farklı kültür ve numerolojik ekollerde, “denge; olumlu düşünceye odaklanma; istikrar” anlamları ile ilişkilendirilir. Sayılar ile kaim ekonomi alanında, sayıları bugün 222’ ye ulaşan cnnturk.com makalelerimizde hakim ve geçerli kılmaya çalıştığımız yaklaşım, işte tam da bu şekilde ifade edilebilir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “İhtiyatlı İyimserlik” duruşu temelinde; yapıcı eleştiri ve tarafsız tespit ikilisi ile devam eden bu yolculukta, siz değerli okuyucularımızın ilgi ve desteklerinize, bu vesileyle bir kere daha minnet ve teşekkürlerimizi sunmak isteriz. 222. birlikteliğimizde, önümüzdeki haftanın hemen ilk saatlerinde açıklanacak ekonominin flaş sayısı; Temmuz enflasyonu ile başlamalıyız:

    Enflasyon öncü göstergelerinden İTO İstanbul Ücretliler Geçinme endeksi verileri, yukarı yönlü bir gidişata işaret ediyor. Haziran itibarıyla devreye giren olumlu baz etkisine rağmen, aylık oranda açıklanan %4.21’lik perakende fiyat artışı ile yedi aylık enflasyon; %35’ in üzerine çıkmış bulunuyor. Yıllık manşetin, İTO tarafından %72.8 olarak etiketlendiği bir ölçüm, halen % 38 olan TCMB (Merkez Bankası) enflasyon tahminini sorgulatıyor. Nitekim, TCMB Başkan Yardımcısı Akçay’ ın yakın geçmişteki uyarı ile değerlendirmeleri temelinde, “yukarı yönlü güncelleme” eğiliminin yaygınlaştığı izleniyor. Hemen önümüzdeki hafta açıklanacak Dönemsel Enflasyon Raporu, daha büyük bir merakla bekleniliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Elektrik ve doğalgaz zamları başta olmak üzere, “yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar” panelindeki artışların, olumlu baz etkisi tarafından sönümlendirilmesinin sınırlı kalacağı; hizmet ve gıda kulvarlarındaki çekirdek sorunların, yaz mevsimine rağmen devam ettiği görülüyor. Temmuz TÜFE manşeti için, model ve kestirimlerimize göre, 4,1 seviyesini öngörüyor, ortaya çıkan yeni dinamikler temelinde, “akışa göre nakış” anlayışı ile dezenflasyonist strateji ve politikaların yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacına, bu vesileyle, bir kere daha vurgu yapmak istiyoruz.

    Rezerv para kimliğini taşıyan Amerikan dolarına dair parasal politikaların düzenleyicisi FED’in, merakla beklenen 18 Eylül kararı çerçevesindeki tartışmaların yoğunluk kazandığı görülüyor. Özetle, ABD doları dışındaki tüm finansal varlık kimlik ve kapsamında olanların adeta “dört gözle beklediği” faiz indiriminin başlangıç tarihi ve tempo ile derinliği kestirilmeye çalışılıyor. Bu çerçevede, daha önce gündeme gelen “ekonomide resesyon” sendromu gene ön plana taşınıyor. Şimdilerde, bu sorunun cevabı aranırken, “Sahm Kuralı” sıklıkla ifade edilmeye; referans gösterilmeye başlanıyor. Eski bir FED ekonomisti olan Claudia Sahm tarafından ortaya konulan bu ekonomik model; “işsizlik oranı” göstergesini temel alarak, muhtemel resesyon senaryolarını test etmeyi hedefliyor. Buna göre, eğer üç aylık işsizlik oranı; geride bırakılan oniki aylık en düşük oranın en az 0,5 üzerinde ise, ekonomide resesyon şartlarının ortaya çıkmış olduğu anlaşılıyor. İşte saatler önce açıklanan Temmuz işsizlik rakamları ile tartışmalar yeni bir seviyeye taşınıyor; %4,3’e yükselen işsizlik rakamı, geçen sene referansı olan %3,6 manşetinden 0,5 değerini aşan bir farkı ve dolayısıyla resesyon şartlarını işaret ediyor! Ancak, bu dinamik kuramın sahibi Claudia Sahm; an itibarıyla Amerikan ekonomisi için bir resesyon geçişi öngörmediğini; geçmiş dönem rakamları üzerindeki pandemi ve artan göç etkilerinin dikkate alınması gerektiğine bizzat işaret ediyor. Daha önce, “birbirini takip eden iki çeyrek küçülen ekonomi; resesyona girer!” kuralını aşmayı başaran dev Amerikan ekonomisinin, yine ve yeniden, gücünü koruma potansiyeli ve güçlü dolar sendromuna zemin sağlama becerisini sergilemeye dair takatinin olduğu anlaşılıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Küresel planda bir “Seçimler Senesi” olarak gelişen 2024 yılı için Kasım ayı ABD başkanlık seçimleri gündemin ilk sırasına tırmanıyor. Biden’in çekilme ve destekleme kararı ile birlikte adı ön plana çıkan Kamala Harris’in, Demokrat Parti adaylığının kesinleştiği anlaşılıyor. Artık şimdi beklenen; önümüzdeki haftanın ilk günlerinde Harris’in, birlikte seçime gireceği ve kazanırsa başkan yardımcısı olacak ismi belirlemesidir. Trump-Harris yarışı sonucunun, küresel eko-politik geleceğin şekillenmesi bakımından ağırlıklı bir rol oynayacağı ve derin etkiler yaratacağı her daim hatırlanmalıdır!