hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    İkinci Trump döneminde diğer oyuncular (2): Avrupa

    23.02.2025 Pazar | 16:02Son Güncelleme:

    An itibarıyla, Trump’ın yeni başkanlık döneminde ilk ay; Ukrayna-Rusya savaşında ise üç yıl geride kalmış bulunuyor. Yeni dönemin Trump/ABD dışındaki diğer küresel oyuncular bakımından güncel değerlendirilmesinde sıra bu kez Avrupa’ya geliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geçtiğimiz hafta başında Trump tarafından ortaya atılan “ticaret vergilerinde mütekabiliyet (karşılıklı) esası” üzerinden hareket etme ifadesi sıcaklığını koruyor. Bu temelde bir yaklaşımın ana hedefinde; Avrupa (Birliği) ‘nin yer aldığı konusunda görüş birliği bulunuyor. Daha ilk günlerde, AB için %10’luk ek genel vergi konusunu gündeme getiren Trump’ın; “ABD kaynaklı petrol ve sıvılaştırılmış gaz alımı ithalatının arttırılması” havuç-sopa teklifini dayattığı hatırlanıyor. Aslında, son Münih Güvenlik Konferansı sürecinde ortaya çıkan gelişmeler, Avrupa bakımından daha geniş ve köktenci değişim ile tehditleri, belki de, seksen yıllık küresel mimari bakımından büyük bir “tarihi kırılma” sürecini gündeme getiriyor.

    İkinci Dünya Savaşı döneminin en saygın uzmanlarından tarihçi Prof.Dr. Anthony Glees’e bakılırsa; “son gelişmeler, 1938 Avrupası ile büyük benzerlik gösteriyor”. Trump’ın Ukrayna/Zelensky için takındığı tavır ve Putin ile birlikte duruşu karşısında, Avrupa’lı liderlerin eski Çekoslavakya benzeri hata ile zafiyete düşmemeleri gerektiği hatırlatılıyor. NATO zirvesinde, ABD’nin yeni savunma bakanı tarafından sarf edilen sözler karşısında şok ve hayal kırıklığı yaşayan bir Avrupa ile karşılaşılıyor. İçlerinde NATO’nun da yer aldığı kurulu küresel düzen kurumlarının seksen yıllık profil ve işleyişleri; bizzat sistemin kurucusu ve banisi tarafından alt-üst ediliyor. Üçüncü yılını dolduran savaşta faturayı şimdiden Ukrayna/Zelensky tarafına kesen ABD yönetimi, barış masasında Avrupa’yı da dışlamaktan geri durmuyor. Muhtemel bir ABD-Rusya-Çin zirvesinden bahseden Trump, Avrupa’nın adını dahi anmıyor. Ortak savunma konusunda Avrupa için “bundan böyle pamuk eller cebe!” önermesini net olarak ifade ediyor. Dış tehditlere karşı ortak savunma birliği olarak yapılandırılan NATO’nun bu temel paradigması bile, Amerikalı bakanın sözleriyle, yerini “iç” tehdit (aşırı sağ hareketlerin önünü keserek anti-demokratik zemine kayma tehditi) olarak yeniden tanımlanmaya çalışılıyor. Hatta, aynı bakan, bu ülkelere; milli gelirlerinin en az %5’ini savunma işine ayırmaları gerektiği uyarı ve belki de tebligatını iletmeden geri durmuyor. Sıkıntılı bir süreçteki AB’nin üzerinde yeni ve kırıcı baskıların doğduğuna şüphe bulunmuyor. Kapanış konuşmasını gözyaşlarına kapılarak tamamlayamayan Münih Güvenlik Konferansı Başkanı, deneyimli Alman diplomat Christoph Heusgen’ın psikolojisi, belki de her şeyi özetliyor! Avrupa, 1930 larda (Hitler ve çağdaşları tarafından) ortaya konulan “MachtPolitik- Güce Dayalı Siyaset” yaklaşımı ile yıllar sonra, bu kez, kadim müttefiklerinin liderlik kademesi kaynaklı olarak ve aniden karşı- karşıya kalmış bulunuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Görülüyor ki; Avrupa’ nın, AB ve İngiltere ile birlikte olmak üzere, üstesinden gelmesi gereken yeni açılımlar, bunların; ticaret politikaları özelinde izole edilme şansını tanımıyor. Başta, Almanya seçimlerinin sonucu olmak üzere, Avrupa’daki siyasal gelişmeler ön plana taşınıyor ve gelecek için belirleyici faktörler arasında yer alıyor. Ancak, ABD kaynaklı yeni dış ticaret vergilerin yıllık en az %1 oranında milli gelir kayıplarına yol açabileceği hesaplanıyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde ve AB Komisyonu tarafından yapılan karşı açıklamalarda ise, “beklenen olumsuz etkiler ve eş zamanlı karşılık verme iradesi” ifadelerine vurgu yapılıyor. Brexit ile birlikten ayrılan İngiltere ile ortaklaşa hareket edileceği anlaşılıyor. Son duyumlar, benzer tehdit ve “alışılmışın dışında muamele ile muhatap olan” Kanada üzerinden yeni ticari işbirliği ve ortak strateji arayışlarına işaret ediyor. Ayrıca, Çin ile ilişki mimarisi ve ortak hareket etme opsiyonlarının masaya yatırılacağı da anlaşılıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu çerçevede, Trump tarafından; “gizli bir ilave gümrük vergisi” olarak dile getirilen VAT (Katma Değer Vergisi) faktörüne dikkat çekmemiz gerekiyor. Yüzkırk ülkede, dahili ve ithal ürünler üzerinden alınan KDV oranı, AB genelinde %22 oranına erişirken, ABD içinde uygulan Satış Vergisi bakımından %7 düzeyi ağırlık kazanıyor. Buradan hareketle, aradaki farkı temsil eden ilave bir %15’lik yeni gümrük vergisi getirme fikrinin Trump’ın ajandasında olduğu düşünülüyor. Vergi hasılatının beşte birini VAT üzerinden sağlayan AB bakımından, yeni ve hassas bir politika kulvarının ağırlığı, şimdiden radara girmiş bulunuyor. AB ile Gümrük Birliği içinde bulunan Türkiye bakımından durumun daha kompleks bir dizi sorunu masaya getireceği değerlendiriliyor ve gümrük birliği revizyonu sürecinin bir an önce tamamlanması gereği gündeme geliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Avrupa’nın AB şemsiyesi ve İngiltere bütünlüğünde karşılaştığı güncel gelişmelerin; düşük büyüme, enflasyon, yüksek enerji maliyetleri, ticari rekabet avantajı gibi eko-politik kulvarların ötesinde ve üzerinde bir tabloyu karşılarına getirdiğine şüphe bulunmuyor