hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    “İ.Y.F.”ye karşı “T.G.S.D.” duruşu...

    09.10.2022 Pazar | 13:49Son Güncelleme:

    Artış hızındaki yavaşlamaya karşın, ülke ihracatımız, iki yıla yaklaşan bir dönemde, her ay yeni rekorlar kırarak büyümeye devam ediyor. Türkiye’nin, halen Avrupa Birliği ülkelerini geride bırakan yüksek bir dışsatım grafiğini sürdürdüğü; hedef pazarlardaki yavaşlama ve paritedeki gerilemeye karşın, ivme kaybı ile de olsa, ihracat performansını koruduğu gözleniliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bununla birlikte, sadece geride bıraktığımız içinde, ihracatın dört katından fazla bir hızla artan ithalat; dış ticaret açığındaki üç katlık yükseliş; ihracatın ithalatı karşılama oranında ise dörtte bir oranındaki düşüş gibi göstergelere dikkat çekilmelidir. Keza, 1,62 USD. seviyesine yükselme kaydedilmiş olmakla birlikte, “birim ihracat değeri” bazında alınacak çok mesafe bulunduğunu hatırlatmalı; Avro’ nun, Dolar karşısındaki değer kaybından kaynaklanan “ ihracatımızı düşürücü etki “nin arttığını da not etmeliyiz.

    Dünyada bozulan İhracat İklimi gözönüne alındığı ve dış ticaret açığımızın sene sonunda yüzonbeş milyar Dolara ulaşabileceği hesaplandığında, dış satım model ile performansımızı; her daim vurguladığımız İ.Y.F. (İhracat Yoluyla Fakirleşme) sendromu ışığında yine ve yeniden değerlendirme zarureti ortaya çıkmaktadır. İşte, T.G.S.D. (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği) ‘nin geçtiğimiz günlerde düzenlediği uluslararası İstanbul Hazır Giyim Konferansı, bu girişimlerin güncel ve etkili bir örneği olarak değerlendirilmelidir.

    Konferansın ana teması olarak, “green revolution-yeşil devrim” başlığının seçilmiş ve sürdürülebilir hammaddeler/yeşil fabrikalar/yenilenebilir enerji/karbon ayak izi gibi konu başlıkları çerçevesinde bir gündemle toplanılmış olmasına dikkat çekerek başlayalım. Halen, ülke ihracatının beşte birini teşkil eden ve birbuçuk milyona yakın istihdam katkısı sağlayan hazır giyim ve tekstil sektörlerimiz, seksenli yıllardan başlayarak, ihracatımızda öncü rol üstlenmiştir. Uzun yıllara dayanan deneyim ve donanımı ile dünya çapında tanınmışlık ve saygınlığa çoktan ulaşılmış; geçmişte Gümrük Birliği ve 2005’te dünya ticaretinin serbestleşmesi dönemlerinde başarılı sınavlar verilerek günümüze kadar gelinmiştir. Şimdi, geçmişten bu yana, bedelleri ödenerek elde edilmiş deneyimler ışığında ve küresel gelişmeler ışığında yeniden vaziyet edilmeye; yeni bir Yol Haritası yapılandırılmaya çalışılmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İhracatımızın bu kilit sektörü, artık, fiyat öncelikli alıcıların ve ürünlerin tedarikçisi olmaktan süratle uzaklaşarak, büyük oranda “yüksek katma değer-kalite” eksenli bir kulvarda ilerleme stratejisini deklare etmekte; bir anlamda, “parça başı çalışan ucuz fasonculuk” kuyusundan çıkışın irade ve kararlılığını ortaya koymaktadır. Nitekim, “kaliteli üretim yeteneklerinin ön plana çıkarılması ve alıcılar nezdinde kabul ettirilmesi” gibi ifadelerin altı çizilmekte; ihracatta “adet” yerine “ değer” temeline öncelik verilmesine vurgu yapılmaktadır. İlaveten, geçerli küresel trendlere uygun olarak, Türkiye’yi; “yeşil üretimin merkezi” durumuna getirme hedefi radara alınmakta, ihtiyaç duyulan yeni yatırımlar için geçerli yol haritası paylaşılmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sektör ihracatının üçte ikisini oluşturan Avrupa Birliği pazarında öngörülen % 20’ lik daralma; Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika merkezli artan rekabet; Çin’ in yeni sektörel yatırımları başta olmak üzere ortaya çıkan tehditlere karşı alınması gereken tedbirler de, elbette masada yer almakta; yakın izlemede kalınmaktadır. T.G.S.D. nin sergilediği bu duruş, hem İ.Y.F. kıskacından kurtuluş, hem de, ülkemizin dış ticaretteki rekabetçi gücünü; SÜRDÜRÜLEBİLİR düzeyde yükseltme bakımından en doğru vaziyet ediş-yaklaşım tarzının başarılı bir güncel örneği olarak değerlendirilmelidir. Şimdi önemli olan, Ekonomik Sinerji (Birliktelikten Doğan Güç) avantajının, sürdürülebilir planda yakalanması bakımından tüm sektörleri kavrayıcı çalışma ile analizlerin ortaya konması; tartışma ve değerlendirmeye açılmasıdır. Başta İ.Y.F. olmak üzere, bizleri, tuzak ve köreltici rotalardan koruyup; esirgeyecek olan, herhalde bu gibi Pro-aktif Duruş ve Değerlendirmeler’ in tüm sektörlerimiz tarafından ikmal edilmesi ve gerekli ince ayarların da birlikte formülasyonunda özenli davranılmasıdır.