hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Hayat'ı; Merkez'e yerleştirmek..

    22.09.2024 Pazar | 16:34Son Güncelleme:

    Senenin üçüncü çeyreğini tamamlamaya sayılı günler kala, küresel planda merkez bankalarının faiz kararlarıyla öne çıktıkları bir eko-politik gündem geride kaldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Tayin edici güç ve konumu ile “eşitler arasında bir numara” olan FED, beklenen oranın üzerinde ciddi bir miktarda indirim ile, dört yıllık bir aradan sonra, temel politika tercihini değiştirmiş; “faiz indirim katarının lokomotifi haline gelmiş“ oldu. Üstelik, tüm eko-politik akışın kerteriz noktası haline gelen ABD başkanlık seçimleri açısından bakıldığında; Demokrat aday Harris lehine bir durum ortaya çıktı. Nitekim, Trump, bu konudaki rahatsızlık ve aynı yöndeki değerlendirmesini paylaşmada hiç vakit kaybetmedi.

    Yükselen ekonomiler arasında yer alan Endonezya ve Güney Afrika merkez bankaları 0,25 puan manşetinde faiz indirimine giderken, Hong Kong yerleşik HKMA; dolara bağlı kur sistemi yüzünden FED ile aynı oranda olmak üzere, 0,50 puanlık paralel indirim gerçekleştirdi. Ancak, merkez bankalarının büyük çoğunluğunun, faiz kararlarını; “pas geçme/sabit bırakma” yönünde oluşturma noktasında buluştukları görüldü: TCMB; İngiltere; Japonya; Tayvan; Norveç; Azerbaycan; Ukrayna ve Moldovya merkez bankaları bu grupta yer aldı. Gösterge faizine ilişkin tercihini; artış yönünde ve 0,25 oranında ortaya koyan tek kurum ise Brezilya Merkez Bankası olarak kayıtlara geçti.

    Güncel faiz kararını; mevcut oranın korunması yönünde değerlendiren TCMB’nin yazılı metinde işaret ettiği; “para politikası ve sterilizasyon araçlarının etkili şekilde kullanılması” ifadesi ile bağlantılı olarak, piyasa ve hafta kapanışını takiben iki ayrı düzenlemenin açıklandığı izlendi. Makroekonomik ihtiyati tedbirler klasmanında değerlendirilecek düzenlemelerin, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) ve TCMB (Merkez Bankası) tarafından aynı gün ve birbirini takiben bir zamanlama ile gerçekleştirilmiş olması dikkat çekti. Bir taraftan, tüketici kredileri bacağında “gevşetme” etkili bir düzenleme; “risk ağırlıkları-sermaye yeterliliği” üzerinden Temmuz 2023 öncesine döndürülürken, “zorunlu karşılıklar” kaldıracıyla, Türk lirası (TL) ve yabancı para (YP) cinsinden mevduatlara yönelik “sıkılaştırıcı” değişiklikler yürürlüğe sokuldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Her yönüyle “bankaları rahatlatıcı” etkisi teslim edilen bu düzenleme ikilisinin; KKM (Kur Korumalı Mevduat) hesaplarında çözülmeyi teşvik ve rezervlere pozitif katkı sağlama amaçlarına yönelik olduğu değerlendirildi. Şimdi, esasa; “insan hayatı” alanına geçelim:

    Vatandaşların; “her yaşta ortalama yaşam süresi” ve “sağlıklı yaşam süresi” parametreleri başta olmak üzere, hayatta kalma süre ve süreçlerinin takip edildiği Hayat Tabloları serisinin güncel versiyonu (2021-2023), TÜİK tarafından açıklandı. Bu güncel istatistiğin yeni bir katkısı olarak, ilk kez ülkemizde; “eğitim durumuna göre beklenen yaşam süresi” rakamları kamuoyu ile paylaşıldı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ülkemizde, doğuşta beklenen yaşam süresinin; 2020-2022 dönemine göre iki aylık bir gerilemeyle, 77,3 yaş düzeyinde ortaya çıktığı; kadınların, genel olarak kadınların erkeklerden ortalama beş yıl ve üç ay daha uzun yaşadıkları görüldü. Değişik yaşlara göre beklenen ortalama yaşam süreleri: 15 yaş için 63,5 yıl; 30 yaş için 49,1 yıl; 50 yaşındakiler bakımından 30,1 sene ve 65 yaşındaki nüfus için 17,4 sene olarak hesaplandı.

    Kadınlarda, 65 yaşta beklenen yaşam süresinin de erkeklerden, 3,3 yıl daha uzun olduğu belgelendi.


    81 ilimiz arasında, doğumda/erkekler/kadınlar klasmanında beklenen en uzun yaşam sürelerinin tamamında Tunceli, ilk sıraya yerleşti. Aynı sıralama bakımından, başkent Ankara’nın, en büyük nüfusa sahip İstanbul’u geride bıraktığı not edildi. Nihayet, eğitim düzeyi yükseldikçe, beklenen yaşam süresinin uzadığı tespiti, ilk kez ortaya konuldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İnsanın varlık ve esenliğini amaç olarak gören bir ekonomik yaklaşım; aynı paralelde, “Yaşam Kalitesi” kavramı üzerinden okuma/analiz yapılması ve ilgili eko-politik bakış açılarının formüle edilmesini öngörür. Nitekim, tıpkı, “büyüme” ile “kalkınma” arasındaki ilişkiden hareketle, “hayatta kalmak” ile kaliteli yaşamak” arasındaki fark ve nüanslara kayıtsız kalınamayacaktır.