hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    EKO-POLİTİK GÖRÜNÜM NOTLARI

    23.01.2025 Perşembe | 20:57Son Güncelleme:

    Merkez Bankası, yılın ilk PPK toplantısındaki ikibuçuk puanlık faiz indirimi ile piyasa beklentilerine paralel hareket etmiş oluyor. Şimdi esas soru olarak, takip eden yedi toplantıdaki indirim montan ve frekansı ağırlık kazanıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Para politikası kararlarının artık “faiz aracının tempolu biçimde indirim yönlü kullanılması” şeklinde kristalleştiği görülüyor. Belirgin bu istikbale nasıl ve hangi uslüp (miktar/ tempo) yürüneceği konusu mercek altına alınıyor. PPK metnine bakıldığında; alınan karar ve takınılan (peşin) tavıra teknik bacak/destek sağlama çabası okunuyor. Nihayetinde, enflasyonda sürdürülebilir ve öngörülebilir bir iniş kulvarına girildiğine dair kuvvetli delil ve trend işaretlerinden halen mahrum bulunuluyor. Üstelik, bir sonraki PPK toplantısı öncesinde kerteriz alınacak Ocak-Şubat enflasyonu öngörüsü, yüzde sekizleri aşıyor. Hesaplanan 2024 enflasyon stoku verisine ek olarak, içeride ve dışarıda (Trump sonrasında) artan belirsizlik/risk kaldıraçlarını da dikkate almak gerekiyor. Bu bağlamda, mevcut sene sonu enflasyon hedefinin tutturulması, daha şimdiden zora girmiş görülüyor. O halde, para politikasını; faiz indirimi üzerinden yürütme tercihinin teknik olarak bacaklandırılması da zaafa uğruyor. Geçmişte bozulan klinik tabloyu düzeltmek için yüksek dozlu kortizon (faiz) uygulamasını tedavi kullanım süresini zorlayarak hastaya tatbik eden hekimin; destek tedavi ve testlerde iyileşme buiguları görmeden kesmesine benzer bir durum yaşanılıyor. Zaten geçici ve riskleri malum kortizon/faiz uygulamasını; destekleyici tedaviler (mali politikalar ve yapısal reformlar) devreye sokulmadan uzun müddet takip eden sorumlu hekim, şimdi de, destekleyici klinik verileri beklemeden harekete geçmiş gözüküyor! Belki de gerekli olanın; “reçete” değişiminden ziyade ve ek olarak, “tedavi protokulu” nun yeniden hazırlanması olarak ifade etmek gerekiyor.

    Başkan Donald Trump’ın yemin töreni, farklı yönleri ile konuşulmaya devam ediliyor. Görevi devreden Biden’in ulusa veda konuşmasında Amerikan halkını uyardığı ve “ikiyüzelli yıllık demokrasimizin düşmanı ultra -zengin teknoloji oligarklar” ın yanısıra, tanınmış şirket patronlarının yeni başkanlık kabinesi üyeleri ile birlikte katılım sağlamaları dikkat çekiyor. Hatırlara yeniden ABD devlet yapılanmasını; bir “korpokrasi-şirketler hakimiyeti” olarak nitelendiren görüşler geliyor. İşin ilginç tarafı, politik söylemini; “sıradan Amerikalıların büyük şirket ve lobiler karşısındaki sözcüsü” konumu ile belirleyen Trump’ın böyle açık bir tercih sergilemesi oluyor. Esasen kendisi de zengin iş adamı kategorisinde bulunan Trump’ın bu çelişki ve ayrımları “ustaca” ve hatta “aldırmaz” bir tavırla birarada yürüt(ebil)mesi ilginç bulunuyor. Trump’ın ikinci döneminde; şimdiden “tutarsızlık” ve “çelişkiye düşme” sıfatlarının sıklıkla kullanabileceği öngörülüyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dünyanın en büyük ekonomisi ve askeri gücüne sahip ülkenin başında, karşılıklı çıkarlar dengesi üzerinden pazarlıkçı yaklaşım sahibi bir lider bulunuyor. Müzakere ve kazanç elde etme mantığı ile elinde mümkün olduğu kadar fazla pazarlık kozu bulundurmaya çalışan bir profil ön plana çıkıyor. Nicedir gündemde olan/tutulan ek gümrük vergilerinden; Grönland’a tasalluta kadar uzanan bir dizi söylemi bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Bir taraftan Çin’e karşı sert söylem/ tedbir ön planda tutulurken, yemin töreninde protokolde başkanının yer aldığı TikTok; Anayasa Mahkemesi kararına karşın yeniden kullanıma açılma şansı yakalıyor. EV dışındaki araba emisyon limitlerindeki düzenleme ile bir taraftan seçimde kritik destek sağlayan otomotiv sektörü işçilerine çiçek atılırken, aslında, şirketler üzerindeki emisyon baskısı azaltılarak, EV kulvarının lideri Elon Musk’ın karşılaşacağı rekabet dizginlenmiş oluyor. Los Angeles-Kaliforniya’da süregelen yangın felaketini; başkanlık döneminin hemen başlangıcında Trump’ın bir uzlaştırma vesilesi olarak değerlendirmekten uzak durması da dikkat çekiyor. İkinci döneminde de “kutuplaştırma” üzerinden yürümeyi planlayan bir siyasetçi kimliği ön plana çıkmış oluyor. Bu minvalde, örnekleri çoğaltmak işten bile görülmüyor; Trump dönemini çok dikkatli ve alt kırımları ile okumak gerekiyor. Türkiye’nin bu konuda daha hassas ve dikkatli olması gereken bir yakın gelecek ile karşı karşıya kalınıyor. Bu bakımdan, başta enflasyon olmak üzere, ülkemizin “yumuşak karın” alanlarını süratle tahkim etmek gerekiyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Geleneksel Davos Zirvesi, bu sene 20-24 Ocak tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Üçbini aşkın delege ve elli civarında devlet/hükümet başkanı katılımı ile gerçekleşen zirve, kapsamlı etkinlik ve görüş alışverişine sahne oluyor. Ele alınan konu ve öne çıkan çıkan başlıkları; sonuç bildirgesi ortaya çıktıktan sonra topluca değerlendirmenin doğru olacağı düşünülüyor.