Canlı Yayın
Prof. Dr. Murat Ferman
“Avrupa’nın Rekabetçi Geleceği” başlığı altında derlenen ayrıntılı çalışmanın; iki bölüm halinde ve dört yüz sayfalık bir hacim formatında hazırlanmış olduğu görülüyor. Gelişen ve değişen küresel konjonktürde, Avrupa Birliğinin (tehdit altındaki) rekabetçi gücünü; sürdürülebilir bir kulvarda nasıl koruyup, geliştireceğini sorgulayan bir çalışma ortaya konmuş bulunuyor. AB Komisyon Başkanı Von der Layen’in bir sene önce talep ettiği raporun açıklanması ile ECB (Avrupa Merkez Bankası)nın senenin ikinci faiz indirimini gerçekleştirmesi aynı anda gerçekleşiyor. Üstelik, ECB’nin, Avrupa Birliği büyüme öngörülerini aşağı yönlü revize ederek, 2024-2026 dönemi için sırasıyla, %0,8; %1,3 ve %1,5 oranlarını açıkladığı not ediliyor. Zaten, kapsamlı çalışmanın ilk satırlarından başlayarak, “büyüme odaklı” bir ana stratejinin önem ve gereği sürekli olarak belirtiliyor. Dış ticarette bir numaralı ortağımız olan AB’ye ait bu daraltıcı öngörülerin ortaya getireceği riskleri de, hiç şüphesiz, yakından izlemek gerekiyor.
Çalışmanın genel söylemine bakıldığında önemli bir köklü değişim ve yeni duruş dikkat çekiyor: Şimdiye değin, Çin’e karşı ABD’ye kıyasla daha ılımlı davranan Avrupa Birliği, artık, “öncelikli tehdit unsuru” söylemini benimsemiş gözükürken, Amerika’dan bağımsız davranabilme opsiyonlarını da güçlendirme kararlılığını sergiliyor.
Draghi raporu, üç temel alan ve kulvar “üzerinde yoğunlaşarak, bunları; iyileştirilmesi gereken” kritik stratejik başlıklar olarak tespit ediyor: Özellikle ileri teknolojiler kulvarında ABD ve Çin ile ortaya çıkan bariz yenilikçilik uçurumunun kapatılması; rekabetçi avantaj arttırılırken, karbon salınımının süratle azaltılması; savunma-güvenlik alanında güçlendirme sağlanması.
Rapor kapsamında, enerji; nadir mineral ve hammaddeler; dijitalleşme ve ileri teknolojiler; (AI) yapay zeka; yarı-iletkenler (çip) ; temiz enerji-teknolojiler; otomotiv (elektrikli ve hibrid) ; uzay; tıp- sağlık; taşımacılık kulvarları temelinde ayrıntılı tespit ile önerilere yer veriliyor. Çin’in, özellikle temiz enerji ve EV (elektrikli araçlar) alanlarında aldığı mesafeler karşısında geriye düşen bir “görece zayıf AB rekabetçi gücü” , ağırlıklı rapor teması olarak ortaya konuluyor.
Bu çerçevede, Çin ve ABD ile rekabeti iyileştirme bakımından yılda sekiz yüz milyar düzeyinde yatırım yapılması gerektiği öne sürülüyor ve yukarıda belirtilen üç ana başlığın hayata geçirilmesi için ayrılan kaynağın, Avrupa Birliği yıllık GSYH’nın % 27 düzeyine kadar arttırılması gerekeceği hesap ediliyor. İlaveten, bu amacın; Avrupa tarihinde ilk kez demografik dinamiklerin büyümeyi olumlu yönde desteklemediği zorlu bir vasatta elde edilmesi sıkıntısına özel vurgu yapılıyor. Yetenekli nüfus çekme yarışında hemen daima ABD’nin ardında; sayısal büyüklük bakımdan ise Çin’in gerisinde kalan Avrupa Birliğinde, 2040 yılına kadar çalışan nüfusta yılda iki milyonluk azalma bekleniliyor.
Küresel ölçekte en büyük elli teknoloji şirketi arasında Avrupa mahreçli sadece dört adedinin yer aldığı ve ABD ve son dönemdeki ataklarıyla Çin karşısında AB’nin geriye düştüğü tespiti paylaşılıyor. Aşırı düzenleyici ve sınırlandırıcı AB bürokratik mevzuatının menfi etkilerine dikkat çekilirken, İsveç’in performansı bir “pozitif farklılaşma başarısı” kapsamında paylaşılıyor. (**)
Avrupa Merkez Bankası başkanlık döneminde; “biz merkez bankacılardan süper performans/mucize beklemeyin! “ ifadesini sarfetmiş olan Mario Draghi’ nin bu yetkin çalışması ve ortaya konulan öneri ile stratejiler her bakımdan dikkate alınmaya, yakından izlenmeye değer bulunuyor.
(*) “ The Future of European Competitiviness, Part A, Part B. “, www.commission.europa.eu
(**) İlgili Podcastımız : “Evdeki Hesap” , www.ntvradyo.com.tr , 29 Ağustos 2024 tarihli kayıt.
“Avrupa’nın Rekabetçi Geleceği” başlığı altında derlenen ayrıntılı çalışmanın; iki bölüm halinde ve dört yüz sayfalık bir hacim formatında hazırlanmış olduğu görülüyor. Gelişen ve değişen küresel konjonktürde, Avrupa Birliğinin (tehdit altındaki) rekabetçi gücünü; sürdürülebilir bir kulvarda nasıl koruyup, geliştireceğini sorgulayan bir çalışma ortaya konmuş bulunuyor. AB Komisyon Başkanı Von der Layen’in bir sene önce talep ettiği raporun açıklanması ile ECB (Avrupa Merkez Bankası)nın senenin ikinci faiz indirimini gerçekleştirmesi aynı anda gerçekleşiyor. Üstelik, ECB’nin, Avrupa Birliği büyüme öngörülerini aşağı yönlü revize ederek, 2024-2026 dönemi için sırasıyla, %0,8; %1,3 ve %1,5 oranlarını açıkladığı not ediliyor. Zaten, kapsamlı çalışmanın ilk satırlarından başlayarak, “büyüme odaklı” bir ana stratejinin önem ve gereği sürekli olarak belirtiliyor. Dış ticarette bir numaralı ortağımız olan AB’ye ait bu daraltıcı öngörülerin ortaya getireceği riskleri de, hiç şüphesiz, yakından izlemek gerekiyor.
Çalışmanın genel söylemine bakıldığında önemli bir köklü değişim ve yeni duruş dikkat çekiyor: Şimdiye değin, Çin’e karşı ABD’ye kıyasla daha ılımlı davranan Avrupa Birliği, artık, “öncelikli tehdit unsuru” söylemini benimsemiş gözükürken, Amerika’dan bağımsız davranabilme opsiyonlarını da güçlendirme kararlılığını sergiliyor.
Draghi raporu, üç temel alan ve kulvar “üzerinde yoğunlaşarak, bunları; iyileştirilmesi gereken” kritik stratejik başlıklar olarak tespit ediyor: Özellikle ileri teknolojiler kulvarında ABD ve Çin ile ortaya çıkan bariz yenilikçilik uçurumunun kapatılması; rekabetçi avantaj arttırılırken, karbon salınımının süratle azaltılması; savunma-güvenlik alanında güçlendirme sağlanması.
Rapor kapsamında, enerji; nadir mineral ve hammaddeler; dijitalleşme ve ileri teknolojiler; (AI) yapay zeka; yarı-iletkenler (çip) ; temiz enerji-teknolojiler; otomotiv (elektrikli ve hibrid) ; uzay; tıp- sağlık; taşımacılık kulvarları temelinde ayrıntılı tespit ile önerilere yer veriliyor. Çin’in, özellikle temiz enerji ve EV (elektrikli araçlar) alanlarında aldığı mesafeler karşısında geriye düşen bir “görece zayıf AB rekabetçi gücü” , ağırlıklı rapor teması olarak ortaya konuluyor.
Bu çerçevede, Çin ve ABD ile rekabeti iyileştirme bakımından yılda sekiz yüz milyar düzeyinde yatırım yapılması gerektiği öne sürülüyor ve yukarıda belirtilen üç ana başlığın hayata geçirilmesi için ayrılan kaynağın, Avrupa Birliği yıllık GSYH’nın % 27 düzeyine kadar arttırılması gerekeceği hesap ediliyor. İlaveten, bu amacın; Avrupa tarihinde ilk kez demografik dinamiklerin büyümeyi olumlu yönde desteklemediği zorlu bir vasatta elde edilmesi sıkıntısına özel vurgu yapılıyor. Yetenekli nüfus çekme yarışında hemen daima ABD’nin ardında; sayısal büyüklük bakımdan ise Çin’in gerisinde kalan Avrupa Birliğinde, 2040 yılına kadar çalışan nüfusta yılda iki milyonluk azalma bekleniliyor.
Küresel ölçekte en büyük elli teknoloji şirketi arasında Avrupa mahreçli sadece dört adedinin yer aldığı ve ABD ve son dönemdeki ataklarıyla Çin karşısında AB’nin geriye düştüğü tespiti paylaşılıyor. Aşırı düzenleyici ve sınırlandırıcı AB bürokratik mevzuatının menfi etkilerine dikkat çekilirken, İsveç’in performansı bir “pozitif farklılaşma başarısı” kapsamında paylaşılıyor. (**)
Avrupa Merkez Bankası başkanlık döneminde; “biz merkez bankacılardan süper performans/mucize beklemeyin! “ ifadesini sarfetmiş olan Mario Draghi’ nin bu yetkin çalışması ve ortaya konulan öneri ile stratejiler her bakımdan dikkate alınmaya, yakından izlenmeye değer bulunuyor.
(*) “ The Future of European Competitiviness, Part A, Part B. “, www.commission.europa.eu
(**) İlgili Podcastımız : “Evdeki Hesap” , www.ntvradyo.com.tr , 29 Ağustos 2024 tarihli kayıt.
SON DAKİKA
