hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Çin Şoku ve Hindistan Atı..

    20.04.2025 Pazar | 16:46Son Güncelleme:

    Trump’ın geride bıraktığı üç aylık “yüksek tempolu ve herkes için gergin süreç” ile birlikte görev süresinin sadece onbeşte biri tamamlanmış oluyor. Girilen ikinci üç aylık dönemde, Çin dışarıda bırakılmak üzere, yeni tarife oranlarının ertelenmesi ve karşılıklı pazarlık sezonunun açılması bekleniliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İtalya ile açılan müzakereler dizisi ve Ukrayna ile imzalanan nadir metaller ilk mutabakat benzeri dinamikler, yakın dönemin öne çıkacak başlıklarını oluşturuyor ve sıkı şekilde takip edileceklerine dair şüphe bulunmuyor. ABD-Trump merkezli hakim değerlendirmelerin yanısıra, Başta Çin ve Hindistan olmak üzere diğer esaslı kerteriz noktalarını da hesaba katmak gerekiyor.

    Geride bıraktığımız aylarda, Trump’ın yeni tarife açılımları ile ilk anlarda “karlı çıkan taraf” Çin oluyor; yüks(elec)ek gümrük vergilerinden kaçınma amacıyla verilen siparişler, dönemsel olarak %15 ‘lik bir ihracat artışı sağlıyor. Ancak, şimdiden sonra Çin ve Çin+1 stratejisiyle işbirliği yaptığı Vietnam ve Kamboçya gibi ülkelerin önünde sıkıntılı bir süreç devreye giriyor. Çin’in doğrudan ve dolaylı olarak ABD’ye yönelik “İhracat Tsunamisi” önünde büyük setler yükseleceği anlaşılıyor. Çin’in bu yeni gelişmeler çerçevesinde dört yüz milyar dolar tutarında bir ihracat toplamını, ABD dışındaki pazarlara yönlendirmesi gerekiyor.

    Önleyici ilk adım olarak, rekabetçi avantaj sağlama amacıyla ülke parası renminbin deval operasyonlarına tekrar start verildiği görülüyor. İhracat kapısı daralan Çin’in, iç pazara ve tüketime yönelme yoluyla soluk alması; bir kısım telafi yoluna gitmesi yaklaşımı da hemen ortaya konuluyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ancak, bu noktada Hanehalkı Tüketim Harcamaları kaleminin ülke milli gelirinin sadece %53’üne ulaştığını belirtmek gerekiyor. Bu oran ve harcama potansiyelinin; dünya ortalaması olan %72 düzeyinin oldukça altında kalması dikkat çekiyor. Yakın dönemde, konut krizi dolayısıyla büyük kayıplar yaşayan satınalma gücüne sahip kesimin, harcamalar konusunda ihtiyatlı ve tasarrufu öne çıkartan profilleri dikkatle not ediliyor. Üstelik, devam edebilecek devalüasyon endişesi ile mevcut birikimlerin sistemden çekilerek, ülke dışına çıkarma tercihlerinin ön plana çıkmaya başladığı ifade ediliyor. Tüketimi teşvik için başlatılan tercihli teşvik; tüketim kredisi ve vergi indirimleri gibi paketlerin de istenen sonucu vermediği; özellikle EV (elektrikli arabalar) konusunda hedeflerin gerisinde kalındığı izleniyor. Uzmanlar, ancak 2022 sonunda kaldırılan COVİD kapanması deneyiminin olumsuz etkilerinin halen hatırlandığını; genç nüfus işsizlik oranının %25 düzeyine ulaştığı ve yaşlanan kesimin de emeklilik için tasarruf eğilimine teslim olduklarını ifade ediyor. İşte bu sebeplerle, iç pazar dinamiklerinin ancak sınırlı bir ek imkan sağlayacağını kabul etmek gerekiyor. Esasen, Çin’in, dış pazarlara yönelerek dünyanın en büyük ihracatçısı olmasının ardında bu gerçekler yatıyor. 2019 yılından bu yana Çin’in verdiği ihracat amaçlı teşvik harcamaları ulusal savunma harcamalarını dahi geride bırakıyor. Yaşanan konut krizi sonrasında dahi son dört yıl içerisinde ihracata mal hazırlayan fabrikalara, devlet bankaları tarafından sağlanan teşvikli kredi/destek tutarının iki trilyon dolara ulaştığı hesaplanıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    2001 yılında, o dönem dünyanın en büyük altıncı ekonomisi olan Çin’in, WTO-Dünya Ticaret Örgütü kapsamına alındığını hatırlatmak gerekiyor. Sonraki on yıl içerisinde, ABD ekonomisi üzerinde ortaya çıkan olumsuz etkilerin değişik çalışmalara konu edildiği biliniyor. Bunlardan birisinin başlığında yer alan “Çin Şoku” deyimi ilgili yazında geniş kabul ve yaygınlık kazanıyor (*). Son yirmibeş yılda Çin Şoku etkisi ile ABD’de altı milyon fabrika istihdam kaybının yaşanmasına benzer çarpıcı gelişmeler yaşanıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    EV, lityum pili ve yenilenebilir enerji ekipmanlarında tek başına ABD, Almanya, Japonya, Güney Kore ve İngiltere toplam üretimlerinden daha fazlasını üretme gücüne ulaşmış bir Çin’den bahsediyoruz.

    Amerika’nın yükselttiği tarife duvarları karşısında yöneleceği diğer pazarlar bakımından da eli rahat gözükmüyor. Mesela, Brezilya Çin fiber optik ürünlerine %35’lik; Endonezya ise Çin tekstil ürünlerine %200’lük ek tarife uygulamasını devreye alıyor. Hindistan geniş kapsamlı bir anti-damping soruşturma süreci başlatırken, Tayland ve Malezya ek satış vergileri uygulamaya başlıyor. Fakat burada, Çin ile devam eden alt yapı yatırım ve destek projelerini de tehlikeye atmama kaygusu orta yerde duruyor!

    Çin Şoku ikinci versiyonuna girer iken, dünyanın en büyük birinci ve ikinci ekonomileri arasında kıyıcı bir tarife mücadelesi devam ediyor. Dünyanın en büyük altıncı ekonomisi Kaliforniya Eyaleti, Trump karşıtı, yasal tarife kararları iptal işlemleri başlatırken, beşinci büyük Hindistan’ın durumu merak ediliyor. En büyük rakibi Çin’in karşılaştığı tarife duvarları yanında görece düşük %27 tavan oranı ile karşı karşıya kalan Hindistan’ın, yarışta depar atacak sürpriz at olma şansını yüksek görenler bulunuyor. Nitekim, Hindistan’ın son yıllarda imalat alanında Çin’in alternatifi konumuna gelme çabalarını arttırdığı izleniyor. Ülkenin lideri Modi’nin, “Make in India”- Hindistanda Yap! Sloganı ile başlattığı yatırım hamlesi onuncu yılını geride bırakıyor. Öncelikle Çin’den ithalatı azaltmak için sağlanan teşviklere 26 milyar dolar bütçe ayrılıyor. Stratejik hedefler arasında; 2022 sonunda yüz milyon yeni imalat istihdamı oluşturmanın yer aldığı biliniyor. Buna karşın, %12 oranına gerileyen imalat sektörü payının, %25 düzeyindeki ortalama Doğu Asya ekonomileri payının çok altında kalmayı sürdürdüğü görülüyor. Son yıllardaki başarılı anlaşmasıyla kritik bir akıllı telefon üretim kapasitesinin %20’sini Çin'in elinden almayı başaran Hindistan'ın önünde daha büyük engeller bulunuyor. Teknik ve temel alt yapı eksikliklerinden, nitelikli insangücü teminine kadar pek çok alanda ciddi sıkıntılar ortada duruyor. Hindistan atı, bu sebeplerle, Çin’in eküride yerini alacak sürpriz at veya kazanan kart konumuna henüz uzakta ve soluksuz kalıyor!

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    (*) “The China Shock: Learning from Labor-Market Adjustment to Large Changes in Trade”, D.Autor, D.Dorn, G.Hanson, Annual Review of Economics, Volume 8, 2016.