Takvim daha çok siyah beyazın asil ve zamansız birlikteliğini ön plana çıkarır biçimde hazırlanmış. Renkli olan tek yer takvimin dışı ve de içinde her ay için seçilmiş aynı modelin iki karesinden biri. Farklı yaş ve ülkelerden, kültür ve mesleklerden gelen bu 12 modelin renkli olan kareleri Miami'deki Virginia Key Beach Park'ının tarihi plajlarında çekilirken, siyah beyaz kareleri ise aynı bölgede kurulan bir stüdyoda çekilmiş.
Green'in basın açıklamasında ise bu takvimi fotoğraflarken geçmiş takvimlerden - özellikle de 1990'larda çekilen takvimlerden - ilham aldığı özellikle belirtilmiş. O takvimlerdeki fotoğrafların zamansızlığından etkilenerek, bu yılki takvim için gelecekte referans alınacak bir şey yaratmak istediğini dile getirmiş. Bu nedenle 51. Edisyon olan bu yılki takvimde güzellik aynı Pirelli Takvimleri’nin ilk yıllarında olduğu şekliyle bedenler üzerinden vurgu yapar bir halde yalnızca o takvimlerden farklı olarak; bu takvimde güzelliğin altı dolu. Yani bu takvimde her yaşta kendini o yaşın en genç ve güzel halinde tutabilen, zamana meydan okuyabilen doğal ve gerçek güzellik ön plana çıkıyor.
Bu yüzden de takvimde yer alan isimleri görünce ve de Green’e vermiş oldukları pozları yakından inceleyince buradaki modellerin kendine inanan, bedenine saygı duyan, güçlü, cesur ve de en sıradan duruşları ile bile son derece çekici olan halleri doğal olarak sizi etkiliyor.
Bu arada bu yılki takvimde 3 erkek model yer alıyor. Ağustos, Nisan ve de Kasım aylarında karşınıza çıkan bu modeller ise ünlü Fransız oyuncu Vincent Cassel (1966 doğumlu başarılı oyuncuyu pek çok kişi, Monica Bellucci ile evlenmeden önce setinde ilk kez tanışıp beraber rol aldıkları, en iyi yabancı film dalında BAFTA ödülü kazandıran L’Appartement filmi ile tanımıştı), İngiliz oyuncu John Boyega (1992 doğumlu oyuncuyu bir çok kişi Star Wars: The Force Awakens filmindeki Finn karakteri ile tanımıştı) ve de bu yılki takvimi fotoğraflayan Ethan James Green'in ta kendisi. (Bu arada Green ilgili önemli bir detay; benzer bir şekilde en son 2024’te Prince Gyasi, ondan önce de 2022’de Bryan Adams takvimin fotoğrafçısı olarak model kadrosuna katılmıştı.)
Takvimi büyük bir zevkle inceledikten sonra bana düşüncemi soracak olursanız; objektife gözlerini kırpmadan bakarak vermiş oldukları pozlarının ardından bana göre bu yılın teması ve aynı zamanda da adı olan “refresh and reveal”ın (Yenile ve Sergile) enerjisini takvimde yer alan tüm modeller çok iyi yansıtıyor. (Bu arada Green bu seçkiyi oluştururken daha önce beraber çalıştığı ve pek çok anlamda bu takvimin enerjisine uyabilecek insanları bir araya getirmeye dikkat etmiş.)
Kısacası mükemmel vücut hatlarına sahip modellerin içinde yer aldığı ilk takvimlerin ardından buradaki modeller hayatı anlamış olduğu için, kendini bulmuş olduğu için, dünyaya hangi yeteneğini sunarak ilham verebileceğini bildiği için, yeni dünyanın örnek modeli olduğu için güzel. Sadece güzel göründükleri için değil her manada güzelliğin peşinden gidebilir oldukları, ruhen ve de bedenen ulaşabilecekleri en güzel noktaya ulaşmış oldukları için güzel.
O nedenle bana göre bu yılki takvimin mesajı çok net. Sanki nazikçe diyor ki bize:
"Hayatında bir süredir atıl duran ancak artık ortaya çıkmaya hazır olan, seni daha çok sen yapacak olan nelerin varsa tut, çek, çıkar. Eskinin daha iyi, yepyeni bir versiyonuna geçiyoruz. Bu bir tür Michelangelo'nun o mermerin içinden heykelini çıkarması gereken süreç gibi. Geçen zaman dev kayaların, taşların içinde gizli cennetleri bulmak ve onları ortaya çıkarmak içindi. Şimdi ise o gizli gibi görüneni herkese gösterme vakti geldi. Şu ana değin yaşadığın her zorluk senin yeteneğini, usta olduğun yeri daha da sağlamlaştırmak içindi. Yanında parladığın, seni anlamış, değişim ve dönüşüm yolculuğunda yanındaki koltuktan kalkmamış kişiler artık daha belirginler. O yüzden daha güçlü ve de bilgesin 2025'te. Bir vakit evvel oynadığın oyunda bu zamana kadar öğrendiklerinle daha başka oynayacak, sana ait olan yeri daha da iyi dolduracaksın şimdi."
Pirelli'nin 2025 hedefleri ile ilgili önemli bir bilgi
Geçtiğimiz hafta Pirelli Türkiye İletişim Müdürü Ahu Tarmangil'le takvim üzerine konuştuğumuz sırada kendisine Pirelli'nin gündeminde şu an ne olduğunu sorup son gelişmeleri merak ettiğimi söyledim. Bunun üzerine Tarmangil bana Pirelli'nin sürdürülebilirlik ile ilgili önemli bir süreçte olduğunu söyleyerek Pirelli Chief Technical Officer Piero Misani ile bu konuda bir sohbet gerçekleştirdiklerinden bahsetti. Ben de eğer gizli değilse bu bilgileri kısaca takvime ilişkin düşüncelerimin olduğu yazıda paylaşmak istediğimi söyledim. Aşağıda çok kısa bir özet olarak, birkaç madde halinde bu bilgileri paylaşıyorum. Okuduğunuz zaman eminim siz de benim gibi pek çok şirketin aynı gelecek hedefinde olmasını dileyeceksiniz.
- Pirelli teknolojik inovasyonlar ve de sürekli geliştirme sayesinde 2025 yılı için belirledikleri ilk hedefe iki yıl erken ulaşmış. Bu başarı ise sürdürülebilir malzemelerin kullanımını artırdıkları "P Zero E" lastiği sayesinde olmuş. (P Zero E en az %55 oranında biyo bazlı ve geri dönüştürülmüş malzeme içeriyormuş.)
- Pirelli'nin gelecek planlarının arasında "2040 net sıfır hedefi" varmış. 2030 yılına kadar ise % 40'ın üzerinde yenilenebilir malzeme ile % 40 Biyo bazlı ve Geri Dönüştürülmüş malzeme kullanmayı hedefliyorlarmış. (Yani 2040 yılına kadar % 80 Biyo bazlı ve Geri Dönüştürülmüş malzeme kullanımı hedefleniyormuş.)
- Pirelli Chief Technical Officer Piero Misani ile yapılan sohbetin deşifresinde şöyle bir bilgi yer alıyor. Pirelli'de bazı lastiklerde sensörler kullanılıyormuş ve de bu sensörler ham veri sağlayarak lastiğin kendisinden aldığı bazı bilgileri otomobilin içindeki bir alıcıya gönderiyormuş. Bir tür akıllı lastik olarak nitelendirilen bu durum lastiğin sensör sayesinde yol koşullarını anlayabilmesini sağlıyormuş.
- Motor sporları lastiklerinin neredeyse % 80’i ise Pirelli’nin Türkiye’deki İzmit fabrikasında üretiliyormuş.
Takvim daha çok siyah beyazın asil ve zamansız birlikteliğini ön plana çıkarır biçimde hazırlanmış. Renkli olan tek yer takvimin dışı ve de içinde her ay için seçilmiş aynı modelin iki karesinden biri. Farklı yaş ve ülkelerden, kültür ve mesleklerden gelen bu 12 modelin renkli olan kareleri Miami'deki Virginia Key Beach Park'ının tarihi plajlarında çekilirken, siyah beyaz kareleri ise aynı bölgede kurulan bir stüdyoda çekilmiş.
Green'in basın açıklamasında ise bu takvimi fotoğraflarken geçmiş takvimlerden - özellikle de 1990'larda çekilen takvimlerden - ilham aldığı özellikle belirtilmiş. O takvimlerdeki fotoğrafların zamansızlığından etkilenerek, bu yılki takvim için gelecekte referans alınacak bir şey yaratmak istediğini dile getirmiş. Bu nedenle 51. Edisyon olan bu yılki takvimde güzellik aynı Pirelli Takvimleri’nin ilk yıllarında olduğu şekliyle bedenler üzerinden vurgu yapar bir halde yalnızca o takvimlerden farklı olarak; bu takvimde güzelliğin altı dolu. Yani bu takvimde her yaşta kendini o yaşın en genç ve güzel halinde tutabilen, zamana meydan okuyabilen doğal ve gerçek güzellik ön plana çıkıyor.
Bu yüzden de takvimde yer alan isimleri görünce ve de Green’e vermiş oldukları pozları yakından inceleyince buradaki modellerin kendine inanan, bedenine saygı duyan, güçlü, cesur ve de en sıradan duruşları ile bile son derece çekici olan halleri doğal olarak sizi etkiliyor.
Bu arada bu yılki takvimde 3 erkek model yer alıyor. Ağustos, Nisan ve de Kasım aylarında karşınıza çıkan bu modeller ise ünlü Fransız oyuncu Vincent Cassel (1966 doğumlu başarılı oyuncuyu pek çok kişi, Monica Bellucci ile evlenmeden önce setinde ilk kez tanışıp beraber rol aldıkları, en iyi yabancı film dalında BAFTA ödülü kazandıran L’Appartement filmi ile tanımıştı), İngiliz oyuncu John Boyega (1992 doğumlu oyuncuyu bir çok kişi Star Wars: The Force Awakens filmindeki Finn karakteri ile tanımıştı) ve de bu yılki takvimi fotoğraflayan Ethan James Green'in ta kendisi. (Bu arada Green ilgili önemli bir detay; benzer bir şekilde en son 2024’te Prince Gyasi, ondan önce de 2022’de Bryan Adams takvimin fotoğrafçısı olarak model kadrosuna katılmıştı.)
Takvimi büyük bir zevkle inceledikten sonra bana düşüncemi soracak olursanız; objektife gözlerini kırpmadan bakarak vermiş oldukları pozlarının ardından bana göre bu yılın teması ve aynı zamanda da adı olan “refresh and reveal”ın (Yenile ve Sergile) enerjisini takvimde yer alan tüm modeller çok iyi yansıtıyor. (Bu arada Green bu seçkiyi oluştururken daha önce beraber çalıştığı ve pek çok anlamda bu takvimin enerjisine uyabilecek insanları bir araya getirmeye dikkat etmiş.)
Kısacası mükemmel vücut hatlarına sahip modellerin içinde yer aldığı ilk takvimlerin ardından buradaki modeller hayatı anlamış olduğu için, kendini bulmuş olduğu için, dünyaya hangi yeteneğini sunarak ilham verebileceğini bildiği için, yeni dünyanın örnek modeli olduğu için güzel. Sadece güzel göründükleri için değil her manada güzelliğin peşinden gidebilir oldukları, ruhen ve de bedenen ulaşabilecekleri en güzel noktaya ulaşmış oldukları için güzel.
O nedenle bana göre bu yılki takvimin mesajı çok net. Sanki nazikçe diyor ki bize:
"Hayatında bir süredir atıl duran ancak artık ortaya çıkmaya hazır olan, seni daha çok sen yapacak olan nelerin varsa tut, çek, çıkar. Eskinin daha iyi, yepyeni bir versiyonuna geçiyoruz. Bu bir tür Michelangelo'nun o mermerin içinden heykelini çıkarması gereken süreç gibi. Geçen zaman dev kayaların, taşların içinde gizli cennetleri bulmak ve onları ortaya çıkarmak içindi. Şimdi ise o gizli gibi görüneni herkese gösterme vakti geldi. Şu ana değin yaşadığın her zorluk senin yeteneğini, usta olduğun yeri daha da sağlamlaştırmak içindi. Yanında parladığın, seni anlamış, değişim ve dönüşüm yolculuğunda yanındaki koltuktan kalkmamış kişiler artık daha belirginler. O yüzden daha güçlü ve de bilgesin 2025'te. Bir vakit evvel oynadığın oyunda bu zamana kadar öğrendiklerinle daha başka oynayacak, sana ait olan yeri daha da iyi dolduracaksın şimdi."
Pirelli'nin 2025 hedefleri ile ilgili önemli bir bilgi
Geçtiğimiz hafta Pirelli Türkiye İletişim Müdürü Ahu Tarmangil'le takvim üzerine konuştuğumuz sırada kendisine Pirelli'nin gündeminde şu an ne olduğunu sorup son gelişmeleri merak ettiğimi söyledim. Bunun üzerine Tarmangil bana Pirelli'nin sürdürülebilirlik ile ilgili önemli bir süreçte olduğunu söyleyerek Pirelli Chief Technical Officer Piero Misani ile bu konuda bir sohbet gerçekleştirdiklerinden bahsetti. Ben de eğer gizli değilse bu bilgileri kısaca takvime ilişkin düşüncelerimin olduğu yazıda paylaşmak istediğimi söyledim. Aşağıda çok kısa bir özet olarak, birkaç madde halinde bu bilgileri paylaşıyorum. Okuduğunuz zaman eminim siz de benim gibi pek çok şirketin aynı gelecek hedefinde olmasını dileyeceksiniz.
- Pirelli teknolojik inovasyonlar ve de sürekli geliştirme sayesinde 2025 yılı için belirledikleri ilk hedefe iki yıl erken ulaşmış. Bu başarı ise sürdürülebilir malzemelerin kullanımını artırdıkları "P Zero E" lastiği sayesinde olmuş. (P Zero E en az %55 oranında biyo bazlı ve geri dönüştürülmüş malzeme içeriyormuş.)
- Pirelli'nin gelecek planlarının arasında "2040 net sıfır hedefi" varmış. 2030 yılına kadar ise % 40'ın üzerinde yenilenebilir malzeme ile % 40 Biyo bazlı ve Geri Dönüştürülmüş malzeme kullanmayı hedefliyorlarmış. (Yani 2040 yılına kadar % 80 Biyo bazlı ve Geri Dönüştürülmüş malzeme kullanımı hedefleniyormuş.)
- Pirelli Chief Technical Officer Piero Misani ile yapılan sohbetin deşifresinde şöyle bir bilgi yer alıyor. Pirelli'de bazı lastiklerde sensörler kullanılıyormuş ve de bu sensörler ham veri sağlayarak lastiğin kendisinden aldığı bazı bilgileri otomobilin içindeki bir alıcıya gönderiyormuş. Bir tür akıllı lastik olarak nitelendirilen bu durum lastiğin sensör sayesinde yol koşullarını anlayabilmesini sağlıyormuş.
- Motor sporları lastiklerinin neredeyse % 80’i ise Pirelli’nin Türkiye’deki İzmit fabrikasında üretiliyormuş.