"Erdoğan'ın evini JİTEM adına takibe aldık"
Verdiği kritik ifadeyle Zirve katliamı davasının kaderini değiştiren kilit isim Erhan Özen, olay yaratacak açıklamalar yaptı. İşte JİTEM'in eski haber alma elemanı Özel'in iddiaları...
Akşam gazetesinin Devrim Tosunoğlu imzalı özel haberi şöyle:Malatya'da üç kişinin ölümüyle sonuçlanan katliam davasının kilit tanığı Erhan Özen'den şok iddia: "AK Parti'yi kurma çalışmalarının sürdüğü 2001 yılında Başbakan Erdoğan'ın Üsküdar'daki evini JİTEM adına takibe aldık. Yakınındaki fırında işe girip üç ay boyunca bilgi topladım. Bilgileri üstüm Yusuf'a verdim. Turhan Çömez'in de Başbakan'ın evinin krokilerini Yusuf'a verdiğini biliyorum."
Zirve Yayınevi davasının son duruşmasında tanık olarak verdiği ifadenin ardından azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan Varol Bülent Aral'ın tutuklanmasına neden olan Erhan Özen, olay yaratacak açıklamalarda bulundu.
JİTEM'in eski haber alma elemanı olduğunu belirten ve gasp suçundan tutuklu bulunduğu Çorum İskilip Cezaevi'nden iki günlük özel izinle çıkan Özen, Zirve Yayınevi, Hrant Dink ve işadamı Üzeyir Garih cinayetlerinin perde arkasında aynı kişilerin yer aldığını söyledi.
2004 yılına kadar JİTEM'e çalıştığını belirten Özen, Ergenekon sanıklarından emekli tuğgeneraller Veli Küçük, Levent Ersöz ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'le Kalender Orduevi'nde görüştüklerini, emirleri üstü olan ve ağabey olarak tanımladığı 'Şiran' ve 'Yusuf' adlı kişilerden aldığını anlattı. İşte Özen'den çarpıcı iddialar:
"Başbakan'ın sokağındaydık"
- 2001 yılında Başbakan Recep Tayip Erdoğan, AK Parti'yi kurma çalışmalarını yürütürken Üsküdar'daki evinin yanında bulunan fırında üstlerim tarafından işe başlatıldım. Üç ay boyunca mahallenin bütün bilgilerini rapor halinde üstüm olan Yusuf'a teslim ettim. Yusuf'la yaptığım görüşmelerden, Turhan
Çömez'in de kendilerine Başbakan'ın evinin detaylı krokilerini verdiğini biliyorum. Yusuf'ta evin detaylı krokileri vardı. Mahallenin giriş çıkış bilgilerini de ben tutmuştum.
- Muzaffer Tekin, Özal'ın ölümüyle ilgili kendisinde belgeler olduğunu söylüyordu. Kendilerine çok güveniyorlardı. Sık sık 'Bize bir şey olmaz. Arkamız çok güçlü. Bizim çalıştığımız insanlar bu ülkede her isteğini yaptırabilen insanlar. Bizimle kimse uğraşamaz işte Turgut Özal'ın, Eşref Bitlis'in akıbetini görüyorsunuz' diyerek gözdağı veriyorlardı.
"Cezaevine düşmeseydim katliamda görevli olurdum"
- 2006'da cezaevine düşmeseydim adım gibi biliyorum ki hem Hrant Dink hem de Zirve Yayınevi gibi büyük olaylarda bire bir görevli olacaktım.
- Zonguldak'ta 2004 yılında iki cinayetimiz vardı. İfadelerim doğrultusunda Zonguldak'ta kazı yapıldı. Ancak bir şey bulunamadı. Yapılan incelemede bölgede bir süre önce kazı yapıldığı doğrulandı. İhbarımdan önce cesetleri çıkarmışlar. Şile kazılarının ihbarını da ben yaptım.
- Dink cinayetinde Samsun-Trabzon hattı çizildi. Özellikle bölgenin hassasiyetini biliyorduk. Yasin Hayal, Osman Hayal ve Erhan Tuncel'in isimlerini biliyorduk.
"GARİH, kendi kendini yedi"
- Yahudi işadamlarına JİTEM'e finans kaynağı sağlamak için baskı vardı. Bunlar arasında Jak Kamhi ve öldürülen Üzeyir Garih de bulunuyordu. Jak Kamhi'nin Baltalimanı'nda bir mekanı vardı. Orada da bir ay boyunca görüntüleme işlemi yaptım. Bu takibi tek başıma gerçekleştirdim. Bilgileri üstlerime verdim. Daha sonra üstlerimden Jak Kamhi'nin isteklere olumlu karşılık verdiğini, Üzeyir Garih'in ise reddettiğini, kendi kendini yediği duyumunu aldım.
- Üzeyir Garih cinayetinde yer alan 'İnci' kod isimli kadın aynı zamanda Hrant Dink cinayetinde de görev aldı.
HSBC saldırısında oradaydık
- Garih cinayetinde Ergenekon sanığı Fikri Karadağ'ın rolü büyüktü. Yine o bölgede jandarma istihbaratında görevli Bülent adında bir yüzbaşı vardı. Bülent yüzbaşıyı 2003'te HSBC'nin bombalanması olayından sonra olay yerinde gördüm. Biz de yarım saat sonra oradaydık. Olayda onun bağlantısı da var. Bununla ilgili Ergenekon'da ifade verdim. Olay yerine gittiğimizde Yusuf ile Şiran, bu şahsı eliyle koymuş gibi buldular. On dakikalık bir görüşme oldu. Olay gerçekleşmişti, biz hemen oradan uzaklaştık. Peşimizden Bülent Yüzbaşı da Hasdal istikametine gitti. Yener Yermez olayını bire bir ayarlayan Bülent Yüzbaşı. Bu şahsın Fikri Karadağ'la irtibatlı olduğunu biliyoruz.
- JİTEM adına iki kez yurtdışına çıktım. Birinde Belçika'da DHKP-C lideri Dursun Karataş ile görüştük. Görüşmede üstüm Yusuf da vardı.
Sıradaki Haber