Dünyadan darbe manzaraları
Türkiye, 12 Eylül darbesinin baş aktörü Kenan Evren'in "Pişman değilim, yine olsa yine yapardım" ifadesini tartışıyor. Peki, darbelerin dünyadaki örneklerinde baktığımızda, ortaya nasıl bir manzara çıkıyor? Arjantin, Şili ve Yunanistan'daki darbeler sonrası yargılama süreçlerinden satırbaşları...
1976 - 1983... Arjantin'in karanlık yılları. Darbe dönemi, komünist avı, yani Arjantin tarihinin kirli savaşı...
Arjantin'de 30 bin kişinin öldüğü ve kaybolduğu kirli savaşın sorumlularındandı.
Askeri yönetimin son döneminde, 1982-83 yıllarında, ülkenin fiili devlet başkanı adını işkencelerle duyurmuş, Campo Mayo hapishanesinde ikinci adamdı.
82 yaşında yargı önüne çıktı. General Reynaldo Binyone, geçtiğimiz sene 25 yıl hapis cezasına mahkum oldu.
General Binyone, Arjantin'deki hesaplaşmanın aslında son sembolüydü. Daha önce de, ülkeyi o karanlık dönemde yöneten General Jorge Videla ve Amiral Emilio Massera ömür boyu hapse mahkûm edildi.
O darbeci generaller yıllarca hapiste kaldıktan sonra, serbest kaldı.
Arjantin'deki, darbeyle hesaplaşma sadece generallerin yargılanmasıyla da bitmedi.
Ülkedeki akıl almaz suçlardan biri, askeri rejim döneminde öldürülen muhaliflerin çocuklarının, darbecilere yakın kişilere evlatlık verilmesiydi.
İnsan hakları örgütlerinin girişimiyle, ülkenin en büyük medya grubu olan Grupo Clarin'in patronu Ernestine Herrera de Noble, askeri rejim döneminde ana babası öldürülen iki çocuğu evlatlık almakla suçlandı.
Şimdi o davada karar bekleniyor. İki kardeşin kayıp çocukları olduğu kesinleşirse 84 yaşındaki medya patronu hapis cezası ile karşı karşıya kalacak.
Şili'de ne olmuştu?
Güney Amerika'nın karanlık tarihiyle ön plana çıkan diğer ülkesi de Şili. Şilili General Augusto Pinoşe, ülkenin sosyalist başbakanı Salvador Allende'yi göreve geldikten sadece 19 gün sonra Amerikan desteğindeki bir darbeyle devirdi.
Tarih, 11 Eylül 1973'ü gösteriyordu. 3 binden fazla cunta muhalifi gizli polis tarafından öldürüldü. Onbinlerce kişi işkencelerden geçirlidi. 200 bin kişi Şili'den kaçtı.
Pinoşe, Şili'yi 17 yıl boyunca demir yumrukla yönetti. Pinoşe'nin hayatının bundan sonraki bölümü, geçmişle hesaplaşmadan ibaret olacaktı.
1998'de ameliyat için gittiği Londra'da, bir İspanyol yargıcın başvurusu üzerine ev hapsine alındı. Ama İngiltere onu İspanya'ya vermedi, Şili'ye geri gönderdi.
Fakat, hep aynı gerekçeyle, bozulan sağlığından ötürü, hiçbir zaman hakim önüne çıkmadı, çıkarılamadı.
3 Aralık 2006'da 91 yaşında, geçirdiği kalp krizinin ardından kaldırıldığı Şili'nin başkenti Santiago'da öldü.
Ancak Şili'de, darbeyle hesaplaşma bitmedi. Pinoşe'nin ölümünden üç yıl sonra Şilili yargıç, 129 eski asker ve polis hakkında tutuklama talep etti.
Daha önce saraya baskın sırasında intihar ettiği iddia edilen eski sosyalist başbakan Salvador Allende'nin de mezarı açıldı. İlk bulgular Allende'yi askerlerin sarayın içinde infaz ettiği doğrultusunda.
Şilili ünlü şair Pablo Neruda'nın 1973'teki ölümü de mercek altına alındı. Şili'deki darbeden 12 gün sonra kanserden öldüğü açıklanan Neruda'nın da askeri diktatörlüğün kurbanı olduğundan şüpheleniliyor.
Ve komşu Yunanistan...
Yunan albaylar cuntası, 1967'de Kral 2. Konstantin'in desteğiyle yönetime el koydu. Türkiye'nin Kıbrıs harekatı sonrası 1974'te cunta yıkıldı. Yunanistan yine demokrasiye kavuştu.
17 Kasım öğrenci ayaklanması sonrası cunta dağıldı. Darbeci subaylar tutuklandı. Cuntanın lideri yorgo Papadopoulos ve 19 cuntacı 'vatan hainliğiyle' suçlandı.
İdama mahkûm edilen 4 darbecinin cezası ömür boyu hapse çevrildi. Cuntacılar, iki önemli lideri hiçbir zaman cezaevinden çıkamadı.
Cuntanın ilk lideri Yorgo Papadopoulos 80 yaşındayken hapishanede öldü. Kıbrıs darbesinin sorumlusu, Yunan cuntasının ikinci lideri 89 yaşındaki Dimitri Yuannides'in sonu da aynı oldu.
Yuanides de geçtiğimiz yıl hapishanede hayatını kaybetti.
Cuntanın diğer bir önemli ismi de Yannis Dertilis'di. Hiçbir zaman "Yaptıklarımdan pişmanım" demedi. 90 yaşını geçti ama serbest bırakılmadı. O da halen hapiste.