hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Ben istifa ederdim"

    Ben istifa ederdim
    expand

    YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, ÖSYM Başkanı Ali Demir'i başkanlığa kendisinin önerdiğini, ancak kefil olmasının söz konusu olmadığını belirterek, "Ben olsam çoktan istifa ederdim" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ÖSYM BaşkanıDemir'in tek eksiğinin iyi bir idareci olmaması olduğunu kaydeden Özcan, “İyi bir idareci olsaydı bunlar yaşanmazdı. ÖSYM’de kadro değişikliğine gitmeliydi" diye konuştu.

    Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’yla ilgili mail konusunda savcıya gitmemelerinin eksiklik olduğunu anlatan Özcan, bundan sonra üniversitelerde türbana izin vermeyen öğretim üyeleri hakkında soruşturma başlatacağını bildirdi.

    Özcan, ÖSYM Başkanı Demir ve YÖK’ün gündemindeki diğer konularla ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı:

    - Kamuoyunda ÖSYM ve Başkanı Demir hakkındaki olumsuz kanaati nasıl değerlendiriyorsunuz?
    Burada kişiler mi yoksa kurumlar mı sorumlu tutulmalı, dikkat etmek lazım. Ben bu kadar aksaklığın üst üste gelmesinde sorunun kurumdan kaynaklandığını düşünüyorum. Mesela en son geçen seneki soruların yer aldığı tıpta denklik sınavında Ali Bey ilgili yetkiliye birkaç soruyu rasgele seçerek sınav öncesinde “Bu sorular hiç çıktı mı?” diye sormuş. “Hayır çıkmadı” demişler. Ama sonradan geçen sene ile aynı çıktığı ortaya çıktı. Şimdi kim suçlu? Ali Bey mi yoksa onu yanıltanlar mı?

    - Demir’i ÖSYM Başkanlığı’na siz mi önermiştiniz?
    Evet, ben önerdim. Kendisiyle bir yurtdışı gezisinde bir hafta birlikte olmuştuk. Mühendis olup da bu kadar toplumun meseleleri hakkında bilgisi olan, sosyal yönü kuvvetli birini daha önce görmemiştim. Alternatifler arasında ismi önümüze geldiğinde bu olumlu intiba etkili oldu.

    - Peki her yaptığına kefil olur musunuz?
    Tabii ki olmam. Bu tür görevlerde kim kime kefil olabilir ki? Biz sadece atamayı yapacak makamlara tavsiye edebiliyoruz. Görevini en iyi şekilde yapması için de her türlü desteği veriyoruz. Ama ondan sonrası onun idareciliği ile alakalı. Ancak kamuoyunda maalesef YÖK ile ÖSYM aynı gibi algılanıyor ve bize de sorumluluk çıkartılıyor. Bu yanlış. ÖSYM özerk bir kurum. Ayrı yasası çıktı.

    - Bu kadar çok hata ve aksaklık kuruluşun özerk olmasındın mı kaynaklanıyor?
    Hayır, sorun orada değil. Çok iyi bir yasal altyapı sağlandı. Eskiden daha kötüydü. Şimdi öyle değil. Şimdiki sorun kurumun idaresiyle alakalı.

    - Sizce Ali Demir’in eksiği neydi?
    Çok iyi ve çalışkan bir bilim adamı. Bence tek eksiği, iyi idareci olamaması. Cumhurbaşkanı da Başbakan da söyledi. Riski iyi yönetemedi. Kendisinden daha iyi performans beklerdik. İyi performans gösteremedi. Eğer iyi bir idareci olsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı. Kurumu sıfır noktasında teslim aldı. Ben kendisine de kurumda bir yeni kadroyla çalışması gerektiğini söyledim. Ancak art arda gelen sınavlarda aksama yaşanmasın diye hiç kadro değişikliği yapmadı. Yeni bir yapı kurabilirdi.

    - Siz yerinde olsanız istifa eder miydiniz?
    Bu kadar aksaklık benim başında olduğum kurumda yaşanmış olsa, bugüne kadar beklemezdim, çoktan istifa etmiştim. Biz onunla konuşmadık ama muhtemelen o da bunu düşünmüşse bile, sınav döneminin sağlıklı bir şekilde bitmesi için yapmamış olabilir.

    - Neden istifasını istemediniz?
    Ön soruşturma sonucunda ‘suçludur’ diye gelseydi alınacaktı zaten. “Suçu yoktur” denince biz de almadık. Kendisine kalmış bir şey. Kendisi isterse istifa edebilir, engel yok.

    - Sizi rahatsız eden uygulamaları var mıydı?
    İyi niyetli aldığı bazı kararların yanlış olduğunu düşünüyorum. Mesela sınavlarda tuvalet izni verilmemesi son derece rahatsız edici. Dünkü son sınav öncesinde de bir kez daha söyledim. Ama maalesef yine tuvalet izni verilmemiş çocuklara. Israrım sürecek.

    - Eksik kalan hedefleriniz neler?
    Çok isteyip henüz tamamlayamadığımız en önemli konu, Türkiye Akreditasyon Kurumu’nun kurulamamasıdır. Öğretim üyelerinin Anadolu’daki üniversitelere eşit dağılımı konusunda istediğimiz noktaya tam gelemedik. Bir de öğretim üyelerinin maaşlarının düzeltilmesi girişimimizden henüz sonuç alamadık.

    - Türban yasağı uygulanan okullarda öğrencileri şikâyet etmeye çağırmıştınız. Kaç başvuru geldi?
    Bir yılı geçti, sadece bir iki şikâyet gelmiş. Yalnız bazı yerlerde bu tür zorlamalar hâlâ yaşanmıyor değil. Ben ODTÜ’den geldim ama ODTÜ’den ve birkaç başka okuldan şikâyetler geliyor. Kızlarımızın başları okul girişinde zorla açtırılıyor, açmayanlar hakkında tutanak tutuluyormuş. Bundan sonra tutanak tutturan bu öğretim görevlileri hakkında soruşturma başlatacağım.

    - Son sınav öncesinde gelen ihbar konusunda da aranızda görüş ayrılığı mı vardı?
    Biz ihbarları çok ciddiye aldık ve İçişleri Bakanımıza haber vererek emniyeti dahil ettik. Ali Bey o kadar almamış olabilir.

    - Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın ismiyle Demir’e gönderilen mail konusunda bir hatanız yok mu?
    Orada önemli bir şey yok. Böyle mailler bize çok gelir. Ben gerçekten böyle biri var mı diye baktırırım ve yanıt bile atmam. Ali Bey bana danıştığında da aynısını söyledim. Orada tek eksiğimiz, konuyu savcılığa hemen iletmemek oldu sanırım. Yoksa bir hatamız falan yok.

    - Görev süreniz aralık ayında dolacak. Hangi icraatlarınızdan memnunsunuz?
    Kontenjanları arttırdık, katsayı sorununu, kılık kıyafet nedeniyle yaşanan sorunları çözdük. 2100 öğretim elemanımızı yurtdışına gönderdik. Üniversiteye öğretim elemanı alma sürecini değiştirdik, YÖS’ü kaldırarak yabancı öğrencilerin gelişini kolaylaştırdık. Şimdi son olarak “Mevlana” programıyla komşu ülkelerdeki öğrencilerin Türkiye’ye gelişi için değişim programını başlatıyoruz.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow