Hepimiz görmezden geliyoruz! Nedeni böbrek kanseriymiş!
Böbrek kanserleri, böbrekte kötü huylu hastalık olarak tanımlanabilir. Sıklıkla 60-70 yaş aralığında görülse de hayatın her döneminde rastlanabilmektedir. Günümüzde görüntüleme yöntemlerinin sıkça kullanılması nedeniyle daha sık saptanmakta ve daha erken teşhis edilebilmektedir.
Üroloji Prof. Dr. Gökhan Atış, böbrek kanserini ve günümüzde sıklıkla tercih edilen tedavi yöntemlerini sizler için anlattı.
Böbrek tümörleri nasıl oluşur?
Böbrek tümörü oluşumunun nedenleri tam olarak anlaşılmasa da en önemli risk faktörleri sigara kullanımı, obezite ve hipertansiyondur. Bunun yanı sıra kronik böbrek yetmezliği, genetik yatkınlık, uzun süreli bazı ilaçların kullanımı da böbrek kanseri oluşumu için risk oluşturabilir.
Böbrek kanseri tanısı koyulan kişilerde sıklıkla görülen belirtiler nelerdir?
Böbrek kanserleri, genellikle hastalığın ileri evrelerine kadar herhangi bir semptom vermemektedir. Bununla birlikte;
İdrarda kan görülmesine bağlı olarak idrar rengindeki değişiklikleri koyu renkli idrar, koyu kırmızı ya da pas renginde idrar,
Yan ağrısı,
Kilo kaybı ve iştahsızlık,
Aşırı yorgunluk ve halsizlik görülebilir.
Böbrek kanseri teşhisi; ultrason, bilgisayarlı tomografi veya MR gibi görüntüleme yöntemleri ile konulur. Bu görüntüleme yöntemleriyle hastalığın boyutunu anlaşılabilir ve diğer dokulara yayılıp yayılmadığı belirlenebilir. Bunun yanı sıra ne tip bir cerrahi işlem yapılacağına da karar verilmesine yardımcı olmaktadır.
Böbrek hastalığının tedavisinde en etkin yöntem cerrahi işlemle böbreğin tamamının ya da bir kısmının alınmasıdır. Böbrek ameliyatı ile tüm böbrek dokusunun çıkarılması radikal nefrektomi ve böbreğin bir kısmının çıkarılması parsiyel nefrektomi olarak adlandırılır. Ameliyat açık cerrahi ya da laparoskopik/robotik cerrahi şeklinde yapılabilir.
Laparoskopik/robotik böbrek kanseri tedavisi
Böbrek kanserlerinin cerrahi tedavisinde kitlenin boyutu ve böbrek içerisindeki yerleşimi gibi faktörlere göre sadece böbreğin hastalıklı kısmı (parsiyel nefrektomi) veya tamamı (radikal nefrektomi) alınarak yapılmaktadır. Bu ameliyatlar günümüzde sıklıkla laparoskopik veya robotik yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Karın içerisine yerleştirilen 5-10 mm boyutundaki kesiler vasıtasıyla yerleştirilen cerrahi aletlerle operasyon uygulandıktan sonra kitle uygun bir kesi ile çıkarılır.
Açık cerrahi ile karşılaştırıldığında, daha az kan kaybı, daha az ağrı kesici ilaç ihtiyacı, daha kısa hastanede kalış süresi ve günlük aktivitelere daha hızlı dönüş avantajı sağlar. Ek olarak, büyük görüntü altında çalışmak açık cerrahiye göre daha fazla doku detayı görülmesini sağlar. Bu, tümörün herhangi bir bölümünün geride kalma riskini azaltır ve vücutta kalabilecek sağlıklı böbrek dokusu miktarını artırır. Tüm bunlara rağmen bazı olgularda açık cerrahi uygulanması da gerekebilmektedir.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
3 yıl erken yaşlandırıyor! Uyku sorunu olanlara kötü haber
Sonbaharda metabolizmayı ateşleyecek öneriler! Kilo artışını bu adımlarla engellemek mümkün
Araştırma: Kuruyemişler kalp ve damar sağlığını koruyor
Uzun süre hareketsiz kalmak, düzenli egzersiz yapılsa da kalp sağlığını etkiliyor
KOAH’ın ihmale gelmez 3 belirtisi! Duman, gaz ve toza maruz kalmak tetikliyor