hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Dünyada en sık görülen kanserlerden biri olarak biliniyor, erkeklerde sıkça rastlanıyor

    Dünyada en sık görülen kanserlerden biri olarak biliniyor, erkeklerde sıkça rastlanıyor
    expand
    KAYNAKİHA

    Prof. Dr. Gökhan Gökçe prostat kanserinin dünyada en sık görülen kanser türü olduğunu ifade ederek, ölüm sıralamasında akciğer kanserinin arkasından ikinci sırada gelen bir kanser türü olduğunu söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Dr. Gökçe, prostat kanseri tanısında doğruluğu ve hassasiyeti yüksek akıllı biyopsi yöntemi olan MR-TRUS Füzyon’u hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Gökhan Gökçe, prostat kanserinin 50 yaşından sonra iyi huylu olarak ortaya çıktığını belirterek, “Dünyada erkeklerde en sık rastlanılan hastalık grubu olan prostat hastalıkları genç yaşlarda daha çok prostat enfeksiyonları olarak görülürken 50’li yaşlardan sonra daha çok iyi huylu prostat büyümesi(BPH) veya prostat kanseri (Pca) olarak karsımıza çıkar’’ ifadelerini kullandı.

    “Erkeklerde sıkça görülüyor”

    Dr. Gökhan Gökçe, prostat kanserinin erkeklerde sıça görüldüğünü dile getirerek, “Nüfusun hızla yaşlanmasıyla prostat büyümesi ve özellikle prostat kanserini daha sık görmeye başlıyoruz. Prostat kanseri su anda erkeklerde en sık görülen kanser olup ölüm sıralamasında akciğer kanserinin arkasından ikinci sırada gelmektedir. Dolayısıyla yaşlanan toplumda oldukça önemli bir sosyal ve medikal problem haline gelmektedir. 50 yaşından sonra erkeklerin hemen hemen yarısında yaşam kalitesini etkileyen işeme problemleri başlamaktadır. Prostat kanseri tanısında parmakla prostat muayenesi ve kanda Prostat Spesifik Antijen(PSA) ölçülmesi önemli klinik bilgi vermektedir. Şüpheli olgularda net tanı koymak için prostat biyopsisi yapmak gerekmektedir’’ dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “Hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılıyor”

    Dr. Gökçe, prostat biyopsisinin neden yapıldığından bahsederek, “Biyopsi, üroloğunuz tarafından prostat muayenenizde şüpheli bir durum görüldüğünde veya kanınızda yüksek PSA değeri tespit edildiğinde, prostat bezinizde kanser olup olmadığını tespit etmek için gerçekleştiriliyor. Biyopsi sonucunda varsa kanserin karakteristik özellikleri (yerleşimi, boyutu, saldırganlığı) de değerlendirilerek, bu bilgiler istikametinde tedavi yaklaşımı belirleniyor. Yumuşak dokuların incelenmesini sağlayan bir tanı yöntemi olan Manyetik Rezonans (MR) görüntülerinin, özel bir yazılım yardımı ile işlenmesi ve gerçek zamanlı pelviste organların görüntüsünü oluşturmanın bir yöntemi olan Trans Rektal Ultrasonografi (TRUS) görüntüsü ile birleştirilmesi esasına dayanır. Gelişmiş MR teknolojisi sayesinde prostatta kanser açısından şüpheli odaklar işaretleniyor; biyopsi sırasında Prostat MR-TRUS Füzyon cihazından elde edilen prostat görüntüleri, yine aynı cihazda 3 boyutlu hale dönüştürüldükten sonra MR ile TRUS görüntüleri üst üste getirilerek “füzyon” işlemi gerçekleştiriliyor. Sonrasında biyopsi iğnesi robotik bir kol yardımıyla, işaretlenmiş şüpheli MR bölgelerine yazılımındaki navigasyon özelliği ile yönlendiriliyor ve hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılıyor. Bu yöntem sayesinde kanser odakları daha yüksek doğrulukla tespit edilebiliyor ve tekrarlayan biyopsilere gerek kalmıyor’’ diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    “MR-TRUS Füzyon biyopsisiyle ise tanı oranı yüzde 95’in üzerine çıkar”

    MR-TRUS Füzyon biyopsisinin klasik prostat biyopsisine göre üstünlüklerinden bahseden Dr. Gökçe, bu yöntem ile tanı oranının yüzde 95 olduğunu belirterek, “Klasik yöntemle Trans Rektal Ultrason eşliğinde standart bölgelerden biyopsi örnekleri alınırken, gelişmiş MR görüntülerini gerçek zamanlı ultrason görüntüleri ile birleştiren MR-TRUS Füzyon yöntemi prostatın 3 boyutlu haritasını çıkararak biyopsi iğnesini doğrudan kanser şüphesi olan odaklara yönlendiriyor. Muayenesi normal PSA’sı yüksek hastalarda kanser oranı yüzde 25-30’dur. Klasik biyopsi, var olan kanserlerin yüzde 70-75’ine tanı koyabilir. Biyopside alınan parça sayısına bağlı olarak enfeksiyon ve septik komplikasyon riski koruyucu önlemlere rağmen yüksektir. MR-TRUS Füzyon biyopsisiyle ise tanı oranı yüzde 95’in üzerine çıkar. Ayrıca MR-TRUS Füzyon biyopsisi hedefe yönelik yapıldığı için alınan parça sayısı az olacağından enfektif komplikasyon ihtimali daha azdır. MR-TRUS Füzyon biyopsisi sayesinde özellikle PSA yüksekliği devam eden ve tekrarlayan prostat biyopsilerinde tümör tespit edilemeyen hastalarda klinik açıdan önemli (hastaya zarar verme ihtimali yüksek) kanserlerin yakalanma oranı yükselir MR-TRUS Füzyon biyopsi sisteminin en önemli avantajlarında bir tanesi de makat yolunun kullanılmamasıdır. Cilt üzerinden direkt prostat görüntülenerek biyopsiler alınmaktadır. Dolayısıyla standart biyopsilerde görülen enfeksiyon, ağrı ve kanama komplikasyonları olmamaktadır. Diğer avantajları ise şöyledir; şu ana kadar ki en net tanı koyma yöntemidir. Hedeflenmiş biyopsilerle gereksiz alanların biyopsi dışına çıkartılması. Prostatın MR ve 3D US ile gerçek görüntüsünün elde edilmesi. Standart yönteme göre makat yolu kullanılmadığı için yan etki oranı çok düşüktür. Tekrar biyopsi oranları oldukça düşüktür’’ şeklinde konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow