Aile yaşantınız harika, ama işinizde mutsuzsunuz, bu mutlaka evinize yansıyor ya da evde mutsuzsanız, bu da sizin günlük davranışlarınızı etkilediği için işteki performansınıza yansıyor.
Birçok yazar diyor ki: ''Seçtiğiniz eş, hayatınızın seçimidir''. Ve artık biliyoruz ki, kişinin hobisi olan işi seçmesi ömür boyu yaşayacağı çok büyük bir lüks…
Peki hayatımızı doğru yönetebilmek, maksimum ve uzun süreli mutluluğu yaşamak için bu seçimler bu kadar önemliyse, nasıl seçim yapmalıyım ve nelere dikkat etmeliyim?
Mülakatlar biz İK'cılar için birer seçim sürecidir, birçok adayla görüşüp içlerinden en uygun olan kişiyi tespit etmeye çalışırız. Hem bir kişinin hayatını etkileyecek olmanın ağırlığı hem de şirket için doğru kişiyi seçmenin sorumluluğu ile karşı karşıyayızdır. Seçim sürecini biz yönetiriz ve klasik seçim hatalarına biz de yakalanırız!
Halo Effect diğer adıyla Hale Hatası
Adayın çok iyi bir özelliği varsa, biz onun herşeyde çok iyi olduğunu varsayarız... Örneğin, gelen yeni mezun bir genç çok iyi bir okuldan mezun oldu ise, biz onun birçok eksiğini görmeyebilir, hatta diğer adaylardan üstün görebiliriz.
İnsanlarda psikolojik bir davranış biçimi olarak, bir özelliğin varlığından başka özelliğin varlığını çıkarma doğrultusunda güçlü bir eğilim vardır. Aynı şekilde olumsuz bir izlenimi genele de mal ederiz ki buna da "Horn Hatası" denir.
Aday seçiminde en önemli nokta, adayın bir yönüne bakıp, takılı kalmak değil; objektif olarak tüm yönleri ele almayı başarmaktır.
Stereotipler
İnsanlar genellikle karşılarındakilerini, zihinlerindeki sınırlı sayıdaki tiplere sokup, tanımadığı biriyle karşılaştığında da onu bu tiplerden birinin içine yerleştirmeye çalışır. Diğer bir deyişle, adayın belirli niteliklere sahip olduğu görülürse, kişi derhal o tipe sokulur. Bir kez kişi belirli bir tip içine yerleştirildikten sonra da, o tipin bütün özelliklerine sahip olduğu varsayılır.
Stereo tipleme hatasında, adayları tek bir kategori altında algılarız. Buna göre mülakatçı; adayın giyim tarzı, saç kesim tarzı, yaşı, cinsiyeti, oturduğu bölge ya da ebeveyn olup olmaması gibi konulara bakarak bazı peşin hükümlere varabilir.
Kendine benzetme hatası
İnsanlar temel olarak, sahip oldukları bilgilerin, değer yargılarının ya da yaşama bakış açılarının doğru olduğuna inanma eğilimindedirler. Hatta sosyal ilişkilerinde de kendilerini onaylayarak, kendileri gibi düşünen insanlarla bir arada olmaya özen gösterirler. Bu durumun asıl nedeni de her insanın, yaşamının kendi kontrolü altında olduğuna dair varolan temel inancını sürdürme, koruma ve böylelikle belirsizliklerin yaratabileceği olası kaygılardan da olabildiğince uzak durma çabasıdır.
Araştırmalar, görüşmecinin, adayı kendisine benzer algıladıkça onun lehine davranma eğilimi taşıdığını ve onu işe alma olasılığının arttığını göstermektedir.
İlk izlenim ve önyargı
İlk algıda güzellik, zenginlik ve dış görünüş zihinde birleşir. Amerika'da (başka nerede olabilir ki:)) yapılan araştırmada, zenginlerin fakirlerden daha uzun boylu olduğu, güzellerin ise daha zengin olduğu algısı ortaya çıkmıştır. İnsanların zihninde herhangi bir gruba ait belli imge oluştuktan sonra, o imgenin o gruptaki bütün kişilere genellenmesidir.
İnsanlar çoğunlukla, bir olayı ya da kişiyi, bir sosyal kategoriye koyup, beklentilerini o kategoriye eşlik eden önyargılara göre şekillendirmektedirler.
Araştırmalarda, olumlu önyargı ile yaklaştığımız adaylara, diğer adaylara nazaran daha lehte davranışlar sergilendiği görülmektedir.
Olumsuza odaklanma hatası
İnsanlar genel olarak, olumsuz bilgilere olumlu bilgilerden daha fazla önem verirler. Başka her şeyin eşit olması koşulu ile, olumsuz bir özellik, bir izlenimi olumlu bir özellikten daha fazla etkiler. Sonuçta olumlu bir izlenimi değiştirmek, olumsuz bir izlenimi değiştirmekten daha kolaydır. Bu farklılık, aşırı olumsuz özellikler söz konusu olduğunda, daha da belirginleşir. Aşırı olumsuz bir tek özellik, kişi başka hangi özelliklere sahip olursa olsun, aşırı olumsuz bir izlenime yol açar.
Kontrast hatası
Kontrast (zıtlık) etkisi, genel bir tanımlamayla; bir değerleme veya araştırma sürecinde, değerlenen veya araştırılan adayın çok iyi veya çok kötü olması durumunda, ondan sonraki adayın, o çok iyi veya çok kötü aday baz alınarak değerlendirilmesidir. Buradaki kıstas, bir önceki adaydır. Başka bir deyişle, kontrast etkisi, kıstasın yanlış belirlenmesi sonucu oluşan bir etkidir. Bu durum ise, yapılan araştırmanın veya değerlemenin sağlıksız olmasına neden olmaktadır.
Kontrast hatasına bağlı olarak, vasat bir aday oldukça başarısız birkaç kişinin arkasından mülakata girerse, mülakatçı tarafından olumlu olarak değerlendirilebilecek ya da tam tersi bir şekilde, aynı aday çok başarılı birkaç kişinin arkasından mülakata girerse, mülakatçı adayı normalden daha fazla olumsuz olarak değerlendirilebilecektir.
Hayat yolumuzu yeteneklerimizin yanında seçimlerimizde gösteriyorsa; bir adayı seçerken düşebileceğimiz bu seçim hatalarına, acaba hayatımızdaki seçimlerde de aynen düşer miyiz sizce?
Hoşça ve sevgiyle kalın...
Not: Zeynep Tarhan - İstanbul Üniversitesi - "Mülakat Hataları ve Mülakat Sürecine Etkisi" adlı tezinden alıntı bulunmaktadır.
Aile yaşantınız harika, ama işinizde mutsuzsunuz, bu mutlaka evinize yansıyor ya da evde mutsuzsanız, bu da sizin günlük davranışlarınızı etkilediği için işteki performansınıza yansıyor.
Birçok yazar diyor ki: ''Seçtiğiniz eş, hayatınızın seçimidir''. Ve artık biliyoruz ki, kişinin hobisi olan işi seçmesi ömür boyu yaşayacağı çok büyük bir lüks…
Peki hayatımızı doğru yönetebilmek, maksimum ve uzun süreli mutluluğu yaşamak için bu seçimler bu kadar önemliyse, nasıl seçim yapmalıyım ve nelere dikkat etmeliyim?
Mülakatlar biz İK'cılar için birer seçim sürecidir, birçok adayla görüşüp içlerinden en uygun olan kişiyi tespit etmeye çalışırız. Hem bir kişinin hayatını etkileyecek olmanın ağırlığı hem de şirket için doğru kişiyi seçmenin sorumluluğu ile karşı karşıyayızdır. Seçim sürecini biz yönetiriz ve klasik seçim hatalarına biz de yakalanırız!
Halo Effect diğer adıyla Hale Hatası
Adayın çok iyi bir özelliği varsa, biz onun herşeyde çok iyi olduğunu varsayarız... Örneğin, gelen yeni mezun bir genç çok iyi bir okuldan mezun oldu ise, biz onun birçok eksiğini görmeyebilir, hatta diğer adaylardan üstün görebiliriz.
İnsanlarda psikolojik bir davranış biçimi olarak, bir özelliğin varlığından başka özelliğin varlığını çıkarma doğrultusunda güçlü bir eğilim vardır. Aynı şekilde olumsuz bir izlenimi genele de mal ederiz ki buna da "Horn Hatası" denir.
Aday seçiminde en önemli nokta, adayın bir yönüne bakıp, takılı kalmak değil; objektif olarak tüm yönleri ele almayı başarmaktır.
Stereotipler
İnsanlar genellikle karşılarındakilerini, zihinlerindeki sınırlı sayıdaki tiplere sokup, tanımadığı biriyle karşılaştığında da onu bu tiplerden birinin içine yerleştirmeye çalışır. Diğer bir deyişle, adayın belirli niteliklere sahip olduğu görülürse, kişi derhal o tipe sokulur. Bir kez kişi belirli bir tip içine yerleştirildikten sonra da, o tipin bütün özelliklerine sahip olduğu varsayılır.
Stereo tipleme hatasında, adayları tek bir kategori altında algılarız. Buna göre mülakatçı; adayın giyim tarzı, saç kesim tarzı, yaşı, cinsiyeti, oturduğu bölge ya da ebeveyn olup olmaması gibi konulara bakarak bazı peşin hükümlere varabilir.
Kendine benzetme hatası
İnsanlar temel olarak, sahip oldukları bilgilerin, değer yargılarının ya da yaşama bakış açılarının doğru olduğuna inanma eğilimindedirler. Hatta sosyal ilişkilerinde de kendilerini onaylayarak, kendileri gibi düşünen insanlarla bir arada olmaya özen gösterirler. Bu durumun asıl nedeni de her insanın, yaşamının kendi kontrolü altında olduğuna dair varolan temel inancını sürdürme, koruma ve böylelikle belirsizliklerin yaratabileceği olası kaygılardan da olabildiğince uzak durma çabasıdır.
Araştırmalar, görüşmecinin, adayı kendisine benzer algıladıkça onun lehine davranma eğilimi taşıdığını ve onu işe alma olasılığının arttığını göstermektedir.
İlk izlenim ve önyargı
İlk algıda güzellik, zenginlik ve dış görünüş zihinde birleşir. Amerika'da (başka nerede olabilir ki:)) yapılan araştırmada, zenginlerin fakirlerden daha uzun boylu olduğu, güzellerin ise daha zengin olduğu algısı ortaya çıkmıştır. İnsanların zihninde herhangi bir gruba ait belli imge oluştuktan sonra, o imgenin o gruptaki bütün kişilere genellenmesidir.
İnsanlar çoğunlukla, bir olayı ya da kişiyi, bir sosyal kategoriye koyup, beklentilerini o kategoriye eşlik eden önyargılara göre şekillendirmektedirler.
Araştırmalarda, olumlu önyargı ile yaklaştığımız adaylara, diğer adaylara nazaran daha lehte davranışlar sergilendiği görülmektedir.
Olumsuza odaklanma hatası
İnsanlar genel olarak, olumsuz bilgilere olumlu bilgilerden daha fazla önem verirler. Başka her şeyin eşit olması koşulu ile, olumsuz bir özellik, bir izlenimi olumlu bir özellikten daha fazla etkiler. Sonuçta olumlu bir izlenimi değiştirmek, olumsuz bir izlenimi değiştirmekten daha kolaydır. Bu farklılık, aşırı olumsuz özellikler söz konusu olduğunda, daha da belirginleşir. Aşırı olumsuz bir tek özellik, kişi başka hangi özelliklere sahip olursa olsun, aşırı olumsuz bir izlenime yol açar.
Kontrast hatası
Kontrast (zıtlık) etkisi, genel bir tanımlamayla; bir değerleme veya araştırma sürecinde, değerlenen veya araştırılan adayın çok iyi veya çok kötü olması durumunda, ondan sonraki adayın, o çok iyi veya çok kötü aday baz alınarak değerlendirilmesidir. Buradaki kıstas, bir önceki adaydır. Başka bir deyişle, kontrast etkisi, kıstasın yanlış belirlenmesi sonucu oluşan bir etkidir. Bu durum ise, yapılan araştırmanın veya değerlemenin sağlıksız olmasına neden olmaktadır.
Kontrast hatasına bağlı olarak, vasat bir aday oldukça başarısız birkaç kişinin arkasından mülakata girerse, mülakatçı tarafından olumlu olarak değerlendirilebilecek ya da tam tersi bir şekilde, aynı aday çok başarılı birkaç kişinin arkasından mülakata girerse, mülakatçı adayı normalden daha fazla olumsuz olarak değerlendirilebilecektir.
Hayat yolumuzu yeteneklerimizin yanında seçimlerimizde gösteriyorsa; bir adayı seçerken düşebileceğimiz bu seçim hatalarına, acaba hayatımızdaki seçimlerde de aynen düşer miyiz sizce?
Hoşça ve sevgiyle kalın...
Not: Zeynep Tarhan - İstanbul Üniversitesi - "Mülakat Hataları ve Mülakat Sürecine Etkisi" adlı tezinden alıntı bulunmaktadır.