Canlı Yayın
Uğur Hakan Hacıoğlu
Kişisel yaşam mücadelelerinin, ayakta kalmanın ve var olma mücadelesinin bir neticesi olarak insan birçok anı, manzarayı ve olayı günün hızı içerisinde görmezden gelir. Bu görünmezlik anı yaşamın kendi içinde bir giz meydana getirir. Gizin içerisinde arka sokaklar, perde arkası bilinmeyen yollar ya da diyalog bekleyen bank köşesinde oturmuş bir insan da olabilir. Bu giz yaşamın rutinine hapsolmuş ve bu hapsolma içerisinde de bir görüş gününü bekleyen mahkum edasıyla ziyaretçilerini beklemektedir.
Nefes alabilmenin giderek zorlaştığı yaşamsal hızın ve kalabalığın içinde insan biraz da bu dinamiğin arasında durağan bir anın özlemini çeker. Aslında plan basittir. Sahip olman gerekene sahip ol ve dur. Fakat ya duramazsak? Ya alıştığımız o rutin bizi kendi kümesi içinde tutmaya devam ederse? Aslında bu soruların net bir yanıtının olmaması belki de hayatlarımızda alınacak durağanlık kararlarının ne denli doğru olduğunu bizlere gösteriyor.
Ara sokaklardaki yaşamlar, duraklamalar ve kalabalıkların arasında birbirine temas etmeden aynı gökyüzünü ve aynı hedefleri amaçlayan insanlar… Bu durumları analiz etmek de belirli bir müzikal ve ruhsal hassasiyet ve dikkati içinde barındıran unsurlardır. Geçtiğimiz günlerde dinleyiciyle buluşan “Kirpi İkilemi” aslında dinamikliğin içinde anlık duraklamalarla insanların yaşamından bizlere bazı anları pozlar halinde sunuyor. Bu pozların içinde telaşı, heyecanı, kederi ve bekleyişi görebilmek mümkün… Belirli bir anın içinde derin bir solukla görebilmek lazımdır hayatı. Belki de en derin anında yaşama dair önemli noktaları da yakalamanın anahtarı budur.
Naci Oğuz, pandemi sürecinden beri gözlemleri, birikimleri ve yaşama dair düşüncelerini müzikle bağdaştırıp ilk albümü olma niteliğinde olan “Kirpi İkilemi” albümünü dinleyiciyle buluşturdu. Geçtiğimiz günlerde de bu çalışmanın ilk klibi ilgililerle buluştu.
Naci Oğuz, çocukluğunda yolunun müzikle kesişmesi sonrasında müzikle arasındaki bağı hiç koparmadı. Berklee College Of Music'de yaz kampı, Erkan Oğur, Bilal Karaman ve Erman Dirikcan gibi isimlerle birlikte çalışması müzikal gelişimini ileriye taşırken akademik olarak da İstanbul Bilgi Üniversitesi müzik bölümünden mezun olması eğitim sürecini de müzik temelleri üzerinden inşa ettiğini gösteriyor.
2019’dan beri Develer topluluğunda Niko Doğu ve Muaz Ceyhan ile topluluk müziği icra eden Naci Oğuz aynı zamanda bireysel olarak da çalışmalarını sürdürüyor. Bireysel derinlikler ile toplumsal gözlemlerin iç dünyadan dışavurumu Naci Oğuz’un müzikal olarak beslendiği alanları oluşturuyor.
“Kirpi İkilemi” sosyal yaşamın içindeki yalın durağanlığı aktarışı, klibin içeresinde verdiği mesajlar ve dinamik-durağan çizgisinde ilerleyen ritmiyle dinleyiciye ayrı bir tat, ayrı bir doku bırakma hedefinde. Bu hedefini de doğru temeller üzerine inşa etmiş. Yeter ki dinleyici durup bu şarkıyı dinlesin, irdelesin. Ki devamında oluşan ilginin giderilmesi için albümün tamamı dinlenmek istenecektir. Ta ki “Son Vapur” kalkıncaya dek…
Dinlenmeye, müziğe ve anın tadına…
Kişisel yaşam mücadelelerinin, ayakta kalmanın ve var olma mücadelesinin bir neticesi olarak insan birçok anı, manzarayı ve olayı günün hızı içerisinde görmezden gelir. Bu görünmezlik anı yaşamın kendi içinde bir giz meydana getirir. Gizin içerisinde arka sokaklar, perde arkası bilinmeyen yollar ya da diyalog bekleyen bank köşesinde oturmuş bir insan da olabilir. Bu giz yaşamın rutinine hapsolmuş ve bu hapsolma içerisinde de bir görüş gününü bekleyen mahkum edasıyla ziyaretçilerini beklemektedir.
Nefes alabilmenin giderek zorlaştığı yaşamsal hızın ve kalabalığın içinde insan biraz da bu dinamiğin arasında durağan bir anın özlemini çeker. Aslında plan basittir. Sahip olman gerekene sahip ol ve dur. Fakat ya duramazsak? Ya alıştığımız o rutin bizi kendi kümesi içinde tutmaya devam ederse? Aslında bu soruların net bir yanıtının olmaması belki de hayatlarımızda alınacak durağanlık kararlarının ne denli doğru olduğunu bizlere gösteriyor.
Ara sokaklardaki yaşamlar, duraklamalar ve kalabalıkların arasında birbirine temas etmeden aynı gökyüzünü ve aynı hedefleri amaçlayan insanlar… Bu durumları analiz etmek de belirli bir müzikal ve ruhsal hassasiyet ve dikkati içinde barındıran unsurlardır. Geçtiğimiz günlerde dinleyiciyle buluşan “Kirpi İkilemi” aslında dinamikliğin içinde anlık duraklamalarla insanların yaşamından bizlere bazı anları pozlar halinde sunuyor. Bu pozların içinde telaşı, heyecanı, kederi ve bekleyişi görebilmek mümkün… Belirli bir anın içinde derin bir solukla görebilmek lazımdır hayatı. Belki de en derin anında yaşama dair önemli noktaları da yakalamanın anahtarı budur.
Naci Oğuz, pandemi sürecinden beri gözlemleri, birikimleri ve yaşama dair düşüncelerini müzikle bağdaştırıp ilk albümü olma niteliğinde olan “Kirpi İkilemi” albümünü dinleyiciyle buluşturdu. Geçtiğimiz günlerde de bu çalışmanın ilk klibi ilgililerle buluştu.
Naci Oğuz, çocukluğunda yolunun müzikle kesişmesi sonrasında müzikle arasındaki bağı hiç koparmadı. Berklee College Of Music'de yaz kampı, Erkan Oğur, Bilal Karaman ve Erman Dirikcan gibi isimlerle birlikte çalışması müzikal gelişimini ileriye taşırken akademik olarak da İstanbul Bilgi Üniversitesi müzik bölümünden mezun olması eğitim sürecini de müzik temelleri üzerinden inşa ettiğini gösteriyor.
2019’dan beri Develer topluluğunda Niko Doğu ve Muaz Ceyhan ile topluluk müziği icra eden Naci Oğuz aynı zamanda bireysel olarak da çalışmalarını sürdürüyor. Bireysel derinlikler ile toplumsal gözlemlerin iç dünyadan dışavurumu Naci Oğuz’un müzikal olarak beslendiği alanları oluşturuyor.
“Kirpi İkilemi” sosyal yaşamın içindeki yalın durağanlığı aktarışı, klibin içeresinde verdiği mesajlar ve dinamik-durağan çizgisinde ilerleyen ritmiyle dinleyiciye ayrı bir tat, ayrı bir doku bırakma hedefinde. Bu hedefini de doğru temeller üzerine inşa etmiş. Yeter ki dinleyici durup bu şarkıyı dinlesin, irdelesin. Ki devamında oluşan ilginin giderilmesi için albümün tamamı dinlenmek istenecektir. Ta ki “Son Vapur” kalkıncaya dek…
Dinlenmeye, müziğe ve anın tadına…
SON DAKİKA
