hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Siyamend Kaçmaz Siyamend Kaçmaz

    Türkiye ile Rusya arasında gerçekten bir gerginlik mi var?

    04.03.2025 Salı | 09:59Son Güncelleme:

    Son dönemde bazı çevreler tarafından sık sık Türkiye ile Rusya arasında bir gerginlik olduğu, medya ve analizlerde arka planda bazı sıkıntılar yaşandığı dile getirilmeye çalışılıyor. Peki, gerçekten söylendiği gibi bir kriz var mı, yoksa bu iddialar bir algı operasyonunun parçası mı? Hadi, Moskova’dan resme birlikte bakalım…

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Her ülkenin her konuda aynı düşünmesi beklenemez. Ülkeler, dış politikalarında önce kendi ulusal çıkarlarına bakar ve ona göre adım atarlar. Haliyle Türkiye ve Rusya gibi bölgedeki önemli güçlerin de tüm konularda aynı görüşte olması beklenemez. Önemli olan, bu farklılıkların nasıl yönetildiği ve ülkelerin dengeyi nasıl koruduğudur. Bugüne kadar Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler, bazı görüş ayrılıklarına rağmen bu dengeyi koruma ve ortak çıkarlara odaklanma prensibiyle şekillendi.

    Bunu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in açıklamalarında da sık sık görmek mümkün. Yaklaşık 20 yıldır Vladimir Putin’i takip eden bir gazeteci olarak, Rus liderin Türkiye başta olmak üzere birçok ülkeye yönelik açıklamalarında şu vurguyu sıklıkla yaptığını gördüm:

    "Farklı düşünebiliriz ama ortak çıkarlarımız da var, onlara odaklanmalıyız."

    Daha geçen hafta ABD ile Rusya arasında gerçekleşen normalleşme görüşmelerinde de benzer cümleleri, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un ağzından duyduk.

    Moskova-Ankara ilişkilerinin temelini bu bakış açısı oluşturuyor diyebilirim. Siyasi veya bölgesel konulardaki farklı bakış açıları, iki ülkenin çıkarlarını ortak bir zeminde buluşturmasına engel olmuyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Dün, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’a bu iddialar soruldu ve o da böyle bir durum olmadığını çok net ifadelerle yalanladı. "İki ülke arasındaki ilişkilerde herhangi bir ‘soğuma’ olup olmadığı" sorusunu yönelten gazeteciye şu yanıtı verdi:

    "Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim. Moskova ile Ankara arasındaki ilişkiler çok yönlü ve gelişmeye devam ediyor."

    Diyelim ki Peskov, bu açıklamayı sözcü olarak diplomatik bir dille yaptı. Peki, son bir haftada Rusya’dan Türkiye’ye gerçekleşen üst düzey ziyaretleri nasıl açıklayacağız?

    Geçtiğimiz hafta başında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’yi ziyaret etti. Ardından, İstanbul’da tarihi ABD-Rusya görüşmeleri gerçekleşti ve bu görüşmeler tüm dünya tarafından saniye saniye takip edildi. Yer olarak İstanbul'un seçildiği bu zirvenin Rusya için ne kadar hassasiyeti yüksek bir zirve olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum. Hemen ardından, Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko, Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Hem TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.

    Özellikle Matviyenko’nun ziyaretine dikkatinizi çekmek istiyorum. Çünkü bu ziyaret, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş’un daveti üzerine gerçekleşen bir nezaket ziyaretiydi. Yani zorunlu değil, tamamen isteğe bağlı ve gönüllü olarak gerçekleşen bir ziyaret. Bırakın iki ülke arasında bir gerginlik olmasını, havada bunun nemi bile olsa gerçekleşmeyecek bir ziyaretti bu. Eğer iki ülke arasında ciddi bir sorun olsaydı, bu tür bir ziyaretin gerçekleşmesi beklenmezdi. Çünkü diplomasi dünyasında nezaket ziyaretleri bir zorunluluk değil, iyi ilişkilerin bir göstergesidir.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Uluslararası diplomasinin kendine özgü bir dili vardır. Bazen verilen mesajlar doğrudan değil, dolaylı yollardan iletilir. Matviyenko’nun ziyareti de bu çerçevede değerlendirilmeli ve Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin ne kadar canlı olduğunu gösteren somut bir işaret olarak görülmelidir.

    Sorunlar yok mu? Elbette var, ancak kriz boyutunda değil.

    Türkiye ile Rusya arasında bazı anlaşmazlıklar ve işleyişte aksaklıklar olması gayet doğal. Ancak bu anlaşmazlıkların ilişkileri derinden sarsacak boyutta olduğunu düşünmek için elimizde somut bir veri yok. En azından Moskova’dan bakıldığında, böyle bir kriz veya ilişkilerin soğuduğunu gösteren bir tablo olmadığını söyleyebilirim.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Putin’in Türkiye ziyaretine gelince…

    En çok da uzun zamandır beklenen ancak gerçekleşmeyen bu ziyaret, sorunlara delil olarak gösteriliyor. Hatta bazı tarihler bile konuşuldu ancak ziyaret gerçekleşmedi. Lakin Rusya’nın içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında, bu gecikme anlaşılabilir bir durum.

    Bu, iki ülke arasındaki ilişkilerde ya da liderler seviyesinde bir sorun olduğu anlamına gelmez. Ayrıca uluslararası platformlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin’in sık sık bir araya geldiğini ve görüştüğünü de görüyoruz. Örneğin, son olarak birkaç ay önce BRICS Zirvesi’nde iki lider, hem baş başa hem de heyetler arası görüşmeler gerçekleştirdi. Toplantıyı, ben de yerinde takip eden gazetecilerden biriydim ve atmosferi yerinde gözlemledim.

    Dolayısıyla ortada böyle bir tablo varken, Türkiye ile Rusya arasında büyük bir kriz varmış gibi bir algı oluşturmanın bir anlamı yok.