hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Reha Erus Reha Erus

    OLİMPİYAT RUHUNU CANLANDIRAN FİLMLER VE BİR ŞARKI

    01.08.2024 Perşembe | 10:00Son Güncelleme:

    33. Olimpiyat oyunları Paris’te devam ediyor. Görkemli açılış töreni sonrası bazı aksamalar ön plana çıkarken özellikle çoğu LGBT sanatçıları tarafından sunulan bir performans dini değerlerle alay ettiği gerekçesiyle özellikle Hristiyanlar tarafından bol eleştiri aldı. Leonardo da Vinci’nin ‘Son Akşam Yemeği’ adlı resminin modern canlandırılması kabul edilemez bir gaf olarak yorumlandı ve kilise tarafından özür dilenmesi istendi. Yaz olimpiyatları açılış töreninin sanat yönetmeni Thomas Jolly, koreografinin hiçbir dini grubu hedef almadığını aksine ‘kapsayıcılık’ üzerine olduğunu söyleyerek performansı savundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Şimdi gelelim yazının başlığına: Olimpiyat oyunları ile ilgili çok film çekildi. Genelde bu yapıtları her 4 yılda bir gündeme getiririz, o olimpiyat ruhunu beyazperdede canlandıran filmleri. Kesinlikle ilk sırada ‘Chariots of Fire’, Türkçe adıyla ‘Ateş Arabaları’ yer alır. Yönetmenliğini Hugh Hudson’ın yaptığı, başrollerini Ben Cross ve İan Charleson’un üstlendiği 1981 yapımı filmde bir grup sporcunun olimpiyat oyunlarına hazırlanmak amacıyla tam yüzyıl önceki 1924 Olimpiyatları için sporun ötesinde dostluk ve kardeşliği Cambridge Üniversitesinde eğitim almalarını anlatıyor. Bu yapıt 4 Oscar ödülüne layık görülmüş ve her Olimpiyat oyunları öncesi bir çok ülkede tekrar tekrar gösterime girmişti.

    2005 yılında usta yönetmen Steven Spielberg spordan uzak trajedik bir gerçek hikayeyi film yaptı. 5 Eylül 1972 Münih Olimpiyatlarında 11 İsrailli sporcuyu kaçırıp öldüren 8 Filistinli teröristin eylemini ‘Münih’ adıyla çeken ve başrollerini Eric Bana ve Daniel Craig’e emanet eden Spielberg’in yapıtı 50 yıl sonra tekrar vizyona girdi.

    OLİMPİYAT RUHUNU CANLANDIRAN FİLMLER VE BİR ŞARKI

    Nazinin gücünü göstermek için 1936 Berlin Olimpiyatları’nda dünyaya meydan okuyan Adolf Hitler’e karşı tek başına meydan okuyan ve 4 altın madalya kazanan Amerikalı siyahi atlet Jesse Owens’in hikayesini anlatan ‘Race-Zaferin Rengi’ filmi bir başka olimpiyat oyunlarını simgeleyen film olarak tarihe geçti. 2016 yılında gösterime giren filmin yönetmenliğini Jamaikalı Stephen Hopkins yaptı. Bu arada Angelina Jolie’nin yine Berlin Olimpiyatları’nı konu eden savaş kahramanı ve sporcu Louis Zamperini’nin yaşamının izinin sürüldüğü ‘Unbroken’ filmi de büyük başarı sağladı. Yönetmen oyuncu ve yapımcı George Clooney’nin geçen yıl çektiği konusu 1936 yaz olimpiyatlarına hazırlanan Washington Üniversitesi kürek takımının öyküsünü ‘The Boys in the Boat’ filminde anlatılıyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    The Swimmers’ (Yüzücüler) yönetmen Sally El Hosaini’nin ses getiren bir başka olimpiyat filmi. Savaştan harap olan Suriye’den ayrılıp 2016 Rio de Janeiro Olimpiyat oyunlarına doğru yola koyulan iki kız kardeşin zor koşullardaki macerasını konu ediyor.

    Taron Egerton ve Hugh Jackman’ın başrollerini paylaştığı Calgary 1988 kış olimpiyatlarına katılan ilk İngiliz kayakla atlama sporcusunun hikayesini ele alan 2015 yapımı ‘Eddy the Eagle’ komedi filmi de hafızalardan silinmedi. Yine Calgary 1988 için çevrilen ve Jamaika Bob kızak takımının başına gelenleri anlatan 1993 yapımı ‘Cool Runnings’te bir başka olimpiyat oyunları komedi filmiydi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İtalyan yönetmen ve oyuncu Claudio Amendola’nın geçen yıl vizyona giren ‘The Move of the Penguin’ filmi iki acemi Curling oyuncusunun yeteneksizliğini ironi ile anlatan ve güldüren olimpiyat oyunları yapıtıydı.

    Elbette olimpiyat oyunlarına çizgi film kahramanları da renk katmalı. 2008 Pekin Olimpiyatları öncesi ‘Asteriks Olimpiyat Oyunlarında’ filmi büyük ilgi görmüştü. Asteriks’i canlandıran Gerard Depardieu bu film için aşırı kilo almıştı.

    Bunlar dikkat çeken Olimpiyat oyunları konulu eserler. Ama birde şarkı var. Sadece olimpiyatlarda değil, her şampiyonada hatta her müsabakada zafer kazananları ayağa kaldıran ve koro halinde söylenen ‘We Are the Champions’ artık vazgeçilmez bir şarkı belki arena rock yani bir tür marş oldu. 1977 yılında İngiliz rock grubu ‘Queen’ in efsane solisti ve lideri Freddie Mercury’nin bestesi hızlı müzik tarihinin kolay ezberlenen ve en akılda kalan parçası kabul edilmekte. 2005’te ‘En sevilen şarkı’ seçilen ‘We are the Champions’ ayrıca 1994 Dünya Kupası’nın resmi şarkısı olmuştu. Bu şarkının telif hakkı vasiyet üzerine grubun akustik davulcusu Roger Taylor’da.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Paris Olimpiyatları’nda seyirciler ve taraftarlar şeref kürsüsüne çıkan sporculara bu unutulmaz parça ile eşlik ederken bir kez daha çok genç yaşta yaşamını yitiren Freddie Mercury’yi saygı ile anıyoruz.