Canlı Yayın
Reha Erus 
Sinema hayatı boyunca ezeli rakibesi Sofia Loren ile sert bir rekabet yaşayan ve İtalyanların bu sanattaki sevgilisi haline gelen Gina Lollobrigida, diğer mesleği olan heykeltıraşlıkta da adından fazlasıyla söz ettirerek beyaz perdeden emekli olunca dünya çapında sergiler açtı.
Nazi tarafından işgal edilen İtalya'da önce Roma daha sonra İtalya Güzellik yarışmalarına katılan ilkinde taç giyen, ikincisinde ilk üçe girememesine rağmen gönüllerde güzelliği ve mimikleriyle taht kuran takma adıyla “Lollo” birden sinema yönetmenlerinin gözdesi haline geldi. Steno, Mario Monicelli, Luigi Zampa, Carlo Lizzani, Vittorio De Sica gibi İtalyan yönetmenler arasında setlerde mekik dokuyan Gina Lollobrigida daha sonra Fransızlar tarafından da keşfedilerek yönetmen Rene Clair'in gözdesi oldu. Bu arada çapkın Amerikalı yönetmen Howard Huges'un önerisiyle Hollywood'a giden “Diva” burada dil sorunu nedeniyle umduğunu bulamadı ve ülkesine geri döndü. Ellili yıllarda tek tabanca olan “Lollo” hayatının en büyük hatasını yaparak ve bazı teklifleri geri çevirerek setleri Sofia Loren'e kaptırdı.
Sofia Loren ile arasındaki rekabete İtalyanlar da katılınca Sofia'cı,Gina'cı mücadelesi sokaklara, ailelere, evlere, lokallere hatta siyaset alanlarına kadar taşındı.
Gina Lollobrigida için ünlü Amerikalı yönetmen John Houston Roma'ya kadar gelerek “Afrika Definesi” filmi için kendisine yalvarmak zorunda kaldı. Daha sonra yönetmen Jean Dellonay “Trapez” ve “Notre Dame'in Kamburu” için ikna etti. Gina'nın yabancı yöretmenlerle çalışmasına en çok Oscar'lı Vittorio De Sica öfkelendi. “Ülkesiyle özdeşleşen bir sinema oyuncusu İtalyan kalmalı” diyerek tavır koyunca ve hele Sofia Loren'e arka arkaya roller verince “Diva” uzun süre ezeli rakibesine karşı savaşı kaybetti. Arka arkaya çevirdiği filmler sadece Sofia Loren'e karşı bir baş kaldırı oldu.
Loren, Hollywood'da şansını iyi kullanınca “Lollo” gelişmekte olan televizyon oyunculuğunu tercih etti ve “Pinocchio” ile İtalyanların evine ekranlardan girerek kendisini tekrar hatırlattı. Ardından Amerikan dizisi “Falcon Crest” te rol aldı. Yönetmen Giuseppe Patroni'nin “La Romana” (Romalı) yapıtı son ciddi filmi oldu.120'den fazla filmde oynadı. Bu arada birçok evlenme teklifi almasına karşın 1949'ta Sloven doktor Milko Skofiç ile nikahlandı ve magazin dedikodularından uzakta durmasını bildi. Bu evlilikten Dimitri adında bir oğlu oldu. Sonra kendisinden 34 yaş küçük bir İspanyol iş adamı ile evlendiği dedikoduları kanıtlanamadı. Kendisini heykel sanatına adarken “İtalya'nın En Güzel Kadını” ödülünü de kazandı.
İronik gülüşü ile bilinen Gina Lollobrigida ile üç kez röportaj yaptım. Tek koşulu kendisine Sofia Loren'in sorulmamasıydı. Doğum günün kutlu olsun “Lollo”.
Sinema hayatı boyunca ezeli rakibesi Sofia Loren ile sert bir rekabet yaşayan ve İtalyanların bu sanattaki sevgilisi haline gelen Gina Lollobrigida, diğer mesleği olan heykeltıraşlıkta da adından fazlasıyla söz ettirerek beyaz perdeden emekli olunca dünya çapında sergiler açtı.
Nazi tarafından işgal edilen İtalya'da önce Roma daha sonra İtalya Güzellik yarışmalarına katılan ilkinde taç giyen, ikincisinde ilk üçe girememesine rağmen gönüllerde güzelliği ve mimikleriyle taht kuran takma adıyla “Lollo” birden sinema yönetmenlerinin gözdesi haline geldi. Steno, Mario Monicelli, Luigi Zampa, Carlo Lizzani, Vittorio De Sica gibi İtalyan yönetmenler arasında setlerde mekik dokuyan Gina Lollobrigida daha sonra Fransızlar tarafından da keşfedilerek yönetmen Rene Clair'in gözdesi oldu. Bu arada çapkın Amerikalı yönetmen Howard Huges'un önerisiyle Hollywood'a giden “Diva” burada dil sorunu nedeniyle umduğunu bulamadı ve ülkesine geri döndü. Ellili yıllarda tek tabanca olan “Lollo” hayatının en büyük hatasını yaparak ve bazı teklifleri geri çevirerek setleri Sofia Loren'e kaptırdı.
Sofia Loren ile arasındaki rekabete İtalyanlar da katılınca Sofia'cı,Gina'cı mücadelesi sokaklara, ailelere, evlere, lokallere hatta siyaset alanlarına kadar taşındı.
Gina Lollobrigida için ünlü Amerikalı yönetmen John Houston Roma'ya kadar gelerek “Afrika Definesi” filmi için kendisine yalvarmak zorunda kaldı. Daha sonra yönetmen Jean Dellonay “Trapez” ve “Notre Dame'in Kamburu” için ikna etti. Gina'nın yabancı yöretmenlerle çalışmasına en çok Oscar'lı Vittorio De Sica öfkelendi. “Ülkesiyle özdeşleşen bir sinema oyuncusu İtalyan kalmalı” diyerek tavır koyunca ve hele Sofia Loren'e arka arkaya roller verince “Diva” uzun süre ezeli rakibesine karşı savaşı kaybetti. Arka arkaya çevirdiği filmler sadece Sofia Loren'e karşı bir baş kaldırı oldu.
Loren, Hollywood'da şansını iyi kullanınca “Lollo” gelişmekte olan televizyon oyunculuğunu tercih etti ve “Pinocchio” ile İtalyanların evine ekranlardan girerek kendisini tekrar hatırlattı. Ardından Amerikan dizisi “Falcon Crest” te rol aldı. Yönetmen Giuseppe Patroni'nin “La Romana” (Romalı) yapıtı son ciddi filmi oldu.120'den fazla filmde oynadı. Bu arada birçok evlenme teklifi almasına karşın 1949'ta Sloven doktor Milko Skofiç ile nikahlandı ve magazin dedikodularından uzakta durmasını bildi. Bu evlilikten Dimitri adında bir oğlu oldu. Sonra kendisinden 34 yaş küçük bir İspanyol iş adamı ile evlendiği dedikoduları kanıtlanamadı. Kendisini heykel sanatına adarken “İtalya'nın En Güzel Kadını” ödülünü de kazandı.
İronik gülüşü ile bilinen Gina Lollobrigida ile üç kez röportaj yaptım. Tek koşulu kendisine Sofia Loren'in sorulmamasıydı. Doğum günün kutlu olsun “Lollo”.
SON DAKİKA
