

Toplam ömrünün 42 yılını yurt dışında geçirmiş ve mesleği gereği çok seyahat eden biri olarak döner ile ilgili iki konuya değineceğim.
Ansiklopedi sitelerine baktığımzda Döner için “Osmanlı yemeği” deniliyor. Ama bir de her yönden mutfağımızı benimseyen, taklit ve kendine mal eden komşumuz Yunanlılar var. Onlar Döner’e Gyro veya Gyros adını vermişler. Aynı anlamda döner Greek Gyro.
Gyro deniz aşırı ülkelerde bizim dönerimizden daha çok isim yapmış ve tanınıyor. Özellikle Amerika ve Kanada’da. Bu ülkelerde Türk yoğurdu satılmıyor. Ama Türklerin ürettiği yoğurtlar Yunan yoğurdu olarak alıcı buluyor.
Chobani markası bunun ilk akla gelen yanıtı veya Balkan yoğurdu olarak yine Türklerce üretiliyor ama başka ülkenin veya yörenin adı kullanılıyor.
Yıllar önce bir yakın arkadaşyım New Jersey eyaletinde “Turkish Döner” adı altında bir AVM Food Court yani yiyecek içecek alanında bir dükkan açtı. Bir yıl zor dayandı. Adını “Greek Gyro” yaptı bugün önünde kuyruklar oluşuyor. Üstelik dönerler hazır ve dondurulmuş olarak geliyor. Avustralya, Uzak Doğu’da Gyro daha tanınmış ve iş yapıyor. Lübnan’ın Şavarması bile döneri sollamış durumda.
Pazar Ekinde dönerin artık bir siyasi olgu olduğuna yer verilmiş. Avrupa’ya ve özellikle Almanya’ya işçi olarak göç eden Türkler kebabı ve hemen ardından döneri önce kendi tüketimleri bir gıda unsuru olarak kabul etmişler. Sonra dan Almanlara veya yaşadıkları diğer ülkenin yerlilerine tattırıp kabul ettirmişler. Hele onların benimsediği sosu da yanına ekleyince tanıtımı dahada kolay olmuş.
80 li yıllarda Döner Almanya dışında pek revaçta değildi. Hele yaşadığım İtalya’da hiç tanınmıyordu. Pizza’nın egemen olduğu bir ülkede döner yaşayabilir miydi? Bir gün Milano’da ki bir dostumdan telefon gelmişti.
Ünlü Centrale tren garının bir arka sokağında küçük bir büfede“Turkish Döner” satılmaya başlanmıştı. İlginç haberdi. Hemen bir fotoğrafçı gönderdim. Tezgah üzerinde terör örgütünün başının resmi vardı. Bir iki yıl içerisinde İtalya’da döner dükkanları çığ gibi büyüdü.
Aynı yıllarda terör örgütüne sempati ile bakan İskandinav ülkeleri başta bir çok ülkede dönercilerin çoğu terör örgütüne destek veren, bağış toplayan, propaganda yapan, kara parayı aklayan, dönercilik adı altında Türkiyeyi karalayan siyasi ama ev sahibi ülkelere göre yasal bir girişim oldu. Maalesef bugün bu dönercilik eylemi, örgütün dev bir sanayisi haline geldi. Yoksa Almanya Başbakanı Angela Merkel’in dönerci tezgahında poz verip fotoğraf çektirmesiyle ile döner salt siyasi bir tanımlama kazanmadı fikrindeyim.
Her şeye rağmen taklit isimleri ile büyük bir savaş veren Türk döneri artık bir kült yemek haline gelmiştir.
Toplam ömrünün 42 yılını yurt dışında geçirmiş ve mesleği gereği çok seyahat eden biri olarak döner ile ilgili iki konuya değineceğim.
Ansiklopedi sitelerine baktığımzda Döner için “Osmanlı yemeği” deniliyor. Ama bir de her yönden mutfağımızı benimseyen, taklit ve kendine mal eden komşumuz Yunanlılar var. Onlar Döner’e Gyro veya Gyros adını vermişler. Aynı anlamda döner Greek Gyro.
Gyro deniz aşırı ülkelerde bizim dönerimizden daha çok isim yapmış ve tanınıyor. Özellikle Amerika ve Kanada’da. Bu ülkelerde Türk yoğurdu satılmıyor. Ama Türklerin ürettiği yoğurtlar Yunan yoğurdu olarak alıcı buluyor.
Chobani markası bunun ilk akla gelen yanıtı veya Balkan yoğurdu olarak yine Türklerce üretiliyor ama başka ülkenin veya yörenin adı kullanılıyor.
Yıllar önce bir yakın arkadaşyım New Jersey eyaletinde “Turkish Döner” adı altında bir AVM Food Court yani yiyecek içecek alanında bir dükkan açtı. Bir yıl zor dayandı. Adını “Greek Gyro” yaptı bugün önünde kuyruklar oluşuyor. Üstelik dönerler hazır ve dondurulmuş olarak geliyor. Avustralya, Uzak Doğu’da Gyro daha tanınmış ve iş yapıyor. Lübnan’ın Şavarması bile döneri sollamış durumda.
Pazar Ekinde dönerin artık bir siyasi olgu olduğuna yer verilmiş. Avrupa’ya ve özellikle Almanya’ya işçi olarak göç eden Türkler kebabı ve hemen ardından döneri önce kendi tüketimleri bir gıda unsuru olarak kabul etmişler. Sonra dan Almanlara veya yaşadıkları diğer ülkenin yerlilerine tattırıp kabul ettirmişler. Hele onların benimsediği sosu da yanına ekleyince tanıtımı dahada kolay olmuş.
80 li yıllarda Döner Almanya dışında pek revaçta değildi. Hele yaşadığım İtalya’da hiç tanınmıyordu. Pizza’nın egemen olduğu bir ülkede döner yaşayabilir miydi? Bir gün Milano’da ki bir dostumdan telefon gelmişti.
Ünlü Centrale tren garının bir arka sokağında küçük bir büfede“Turkish Döner” satılmaya başlanmıştı. İlginç haberdi. Hemen bir fotoğrafçı gönderdim. Tezgah üzerinde terör örgütünün başının resmi vardı. Bir iki yıl içerisinde İtalya’da döner dükkanları çığ gibi büyüdü.
Aynı yıllarda terör örgütüne sempati ile bakan İskandinav ülkeleri başta bir çok ülkede dönercilerin çoğu terör örgütüne destek veren, bağış toplayan, propaganda yapan, kara parayı aklayan, dönercilik adı altında Türkiyeyi karalayan siyasi ama ev sahibi ülkelere göre yasal bir girişim oldu. Maalesef bugün bu dönercilik eylemi, örgütün dev bir sanayisi haline geldi. Yoksa Almanya Başbakanı Angela Merkel’in dönerci tezgahında poz verip fotoğraf çektirmesiyle ile döner salt siyasi bir tanımlama kazanmadı fikrindeyim.
Her şeye rağmen taklit isimleri ile büyük bir savaş veren Türk döneri artık bir kült yemek haline gelmiştir.