

‘Buyurun’ yanıtını verdim. Anlatmaya başladı. ‘Dün akşam yapılan bir baskında 83 kişiyi göz altına aldık. Dicle Akil ve Ali Varol’u tanıyor musunuz?’ diye bir soru daha sordu. ‘Tanımıyorum’ yanıtını verdim. Hala uyanamamıştım.
Devam etti ‘Bunların ikisinde de sizin hüviyet cüzdanınız çıktı. Belli ki kopyalamışlar. Siz son zamanlarda yurt dışına çıktınız mı? diye konuşmaya devam etti. O an acaba bunlar dolandırıcı mı diye aklından geçirdim.
Eşim ‘polis hüviyetini bizimle paylaşsın’ diye kulağıma fısıldadı. Tak diye WhatsApp’a sözde polisin hüviyeti düştü. O sırada eşimin yüksek sesle ‘Reha bunlar polis değil’ diye bağırması üzerine ‘Kimle konuşuyorsun, çabuk yanıt ver’ diye haykırdı panikle.
Önce Whatsapp’tan sahte hüviyet kartı silindi, ardından telefon kapandı. Hemen beni arayan numarayı tuşladım. 0505 391 63 83 meşgul veriyordu. Eşimin yerinde refleksi sayesinde dolandırılmaktan son anda kurtulmuştum.
‘Buyurun’ yanıtını verdim. Anlatmaya başladı. ‘Dün akşam yapılan bir baskında 83 kişiyi göz altına aldık. Dicle Akil ve Ali Varol’u tanıyor musunuz?’ diye bir soru daha sordu. ‘Tanımıyorum’ yanıtını verdim. Hala uyanamamıştım.
Devam etti ‘Bunların ikisinde de sizin hüviyet cüzdanınız çıktı. Belli ki kopyalamışlar. Siz son zamanlarda yurt dışına çıktınız mı? diye konuşmaya devam etti. O an acaba bunlar dolandırıcı mı diye aklından geçirdim.
Eşim ‘polis hüviyetini bizimle paylaşsın’ diye kulağıma fısıldadı. Tak diye WhatsApp’a sözde polisin hüviyeti düştü. O sırada eşimin yüksek sesle ‘Reha bunlar polis değil’ diye bağırması üzerine ‘Kimle konuşuyorsun, çabuk yanıt ver’ diye haykırdı panikle.
Önce Whatsapp’tan sahte hüviyet kartı silindi, ardından telefon kapandı. Hemen beni arayan numarayı tuşladım. 0505 391 63 83 meşgul veriyordu. Eşimin yerinde refleksi sayesinde dolandırılmaktan son anda kurtulmuştum.