Etkin iletişim strateji ve uygulamaları ile “piyasaları adete parmakları üzerinde tutan; dışarıya renk vermeyen” FED başkanı Jerome Powell, son dönemde her FOMC (Federal Açık Piyasa Toplantısı) toplantılarında taktığı aynı eflatun renkli kravatı ile kamuoyunun önüne çıkmayı sürdürüyor. Rutinin dışına çıkma riskinin minimize edildiği sözlü ve sözsüz iletişim duruşlarıyla yoluna devam eden FED’in Temmuz 2024 FOMC toplantısının daha ziyade “güvercin duruşa yakın” olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Ana görev bileşimi olarak “fiyat istikrarı” ve “güçlü istihdam” hedeflerini birlikte idame etme kararlılığında olan FED; olumlu yönleri ağır basan ekonomik gidişat ile ilgili daha yüksek güven düzeyine ihtiyaç duyulduğuna özellikle vurgu yapmaktadır.
Bu noktada, “gereğinden hızlı ve önce harekete geçme” ile “geç ve geride kalma” risklerini dengelemeye çalışan bir FED ikilemi ortaya çıkmaktadır. 18 Eylül tarihine planlanmış bir sonraki FOMC toplantısında, 25 baz puanlık bir sembolik oran ile ilk kez indirime gitme ihtimaline yer verildiği izlenmektedir. “Yüksek enflasyon” ibaresinden; “bir nebze yüksek enflasyon” deyişine geçilmesi; piyasaların önemli kesimi tarafından arzulanan indirim sürecine geçiş lehine bir işaret olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tarih aralığında düzenlenecek olan Jackson Hole toplantısının şimdiden piyasa radarına alındığı anlaşılmaktadır. Gelen bir soru üzerine, yaklaşan seçimlerdeki “başkan adaylarının ekonomik duruş ve planlarının, faiz kararlarında dikkate alınmadığını” beyan eden Powell’ın, siyaseten tarafsız kurumsal kimliklerine atıfta bulunduğu görülmektedir.
Gene de, aynı/rutin/eflatun renkli kravatı takmanın ötesinde ilave beceri ve donanıma ihtiyaç duyulacağı ortadadır! Bu arada, İngiltere Merkez Bankasının elini daha çabuk tutarak, faiz oranını son onaltı yılın en yüksek seviyesinden geriye çekme startını; 25 baz puanlık bir indirimle, henüz verdiği belirtilmelidir.
Yüksek teknoloji yatırımlarını teşvik kulvarında yeni açıklanan ve otuz milyar dolar cesametindeki yeni hibe ve kredi programı; HIT-30 olarak adlandırılıyor. Toplam sayısı onu bulan seçili alanlar arasında, elektrikli araç; araç bataryası; elektronik çip; güneş panelleri; rüzgar türbinleri; biyo-teknolojik ilaç; veri merkezleri; yeşil hidrojen; robotik sistemler yer alıyor. Ayrıca, dünyanın önde gelen teknoloji firmalarının ülkemizde kuracakları AR-GE merkezlerine mali destek sağlama düzenlemeleri de kendisine yer buluyor. Bu heyecan uyandırması gereken yeni atılımın, umulan ve beklenen kamuoyu ilgisini çekmediği üzüntüyle izleniyor. Belki de, “günlük ve hatta anlık durumu kurtarmaya çalışırken ıskalanan ve üzeri yüksek enflasyon tarafından adeta perdelenen” yeni bir orta-uzun erimli yol planı, daha işin başında geriye itilmiş oluyor! Umarız, bu kez daha farklı bir anlayış ve yaklaşımla yola devam edilir ve en önemlisi; başta YTAK (Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi) olmak üzere önceki benzer proje ve deneyimler, yol gösterici şekilde kullanılır!
Ülkemize nitelikli uluslararası doğrudan yatırım çekme ana tercih ve hedefi doğrultusunda hazırlanan “Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi 2024-2028” strateji belgesi henüz kamuoyu dikkatlerine sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından hazırlanan çerçeve dokümanda; Türkiye’nin, küresel uluslararası doğrudan yatırım pastasından aldığı payın, plan eriminde %1,5 oranı düzeyine (halen %1 civarı) yükseltilmesi; bölgesel planda ise %12 iddialı hedefine ulaşılması ve seçilmiş kulvarlarda binaltıyüzü aşkın sayıda projenin gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Bu eksende, “Nitelikli UDY Profili” kavramı esas alınarak, sekiz farklı kulvar ve altı ana politika alanı ortaya konuluyor. Dinamik ve ülkenin rekabetçi gücünü arttırıcı anlayışı ön plana çıkaran yaklaşımlarla hazırlanan ve ustalıkla hazırlanmış; iyi çalışılmış bir stratejik belge ile küresel kamuoyuna çıkıldığını görmek, memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. (*)
(*) “Türkiye Uluslararası Doğrudan yatırım Stratejisi 2024-2028”, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Ankara, 42 sayfa. www.invest.gov.tr.
Etkin iletişim strateji ve uygulamaları ile “piyasaları adete parmakları üzerinde tutan; dışarıya renk vermeyen” FED başkanı Jerome Powell, son dönemde her FOMC (Federal Açık Piyasa Toplantısı) toplantılarında taktığı aynı eflatun renkli kravatı ile kamuoyunun önüne çıkmayı sürdürüyor. Rutinin dışına çıkma riskinin minimize edildiği sözlü ve sözsüz iletişim duruşlarıyla yoluna devam eden FED’in Temmuz 2024 FOMC toplantısının daha ziyade “güvercin duruşa yakın” olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Ana görev bileşimi olarak “fiyat istikrarı” ve “güçlü istihdam” hedeflerini birlikte idame etme kararlılığında olan FED; olumlu yönleri ağır basan ekonomik gidişat ile ilgili daha yüksek güven düzeyine ihtiyaç duyulduğuna özellikle vurgu yapmaktadır.
Bu noktada, “gereğinden hızlı ve önce harekete geçme” ile “geç ve geride kalma” risklerini dengelemeye çalışan bir FED ikilemi ortaya çıkmaktadır. 18 Eylül tarihine planlanmış bir sonraki FOMC toplantısında, 25 baz puanlık bir sembolik oran ile ilk kez indirime gitme ihtimaline yer verildiği izlenmektedir. “Yüksek enflasyon” ibaresinden; “bir nebze yüksek enflasyon” deyişine geçilmesi; piyasaların önemli kesimi tarafından arzulanan indirim sürecine geçiş lehine bir işaret olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tarih aralığında düzenlenecek olan Jackson Hole toplantısının şimdiden piyasa radarına alındığı anlaşılmaktadır. Gelen bir soru üzerine, yaklaşan seçimlerdeki “başkan adaylarının ekonomik duruş ve planlarının, faiz kararlarında dikkate alınmadığını” beyan eden Powell’ın, siyaseten tarafsız kurumsal kimliklerine atıfta bulunduğu görülmektedir.
Gene de, aynı/rutin/eflatun renkli kravatı takmanın ötesinde ilave beceri ve donanıma ihtiyaç duyulacağı ortadadır! Bu arada, İngiltere Merkez Bankasının elini daha çabuk tutarak, faiz oranını son onaltı yılın en yüksek seviyesinden geriye çekme startını; 25 baz puanlık bir indirimle, henüz verdiği belirtilmelidir.
Yüksek teknoloji yatırımlarını teşvik kulvarında yeni açıklanan ve otuz milyar dolar cesametindeki yeni hibe ve kredi programı; HIT-30 olarak adlandırılıyor. Toplam sayısı onu bulan seçili alanlar arasında, elektrikli araç; araç bataryası; elektronik çip; güneş panelleri; rüzgar türbinleri; biyo-teknolojik ilaç; veri merkezleri; yeşil hidrojen; robotik sistemler yer alıyor. Ayrıca, dünyanın önde gelen teknoloji firmalarının ülkemizde kuracakları AR-GE merkezlerine mali destek sağlama düzenlemeleri de kendisine yer buluyor. Bu heyecan uyandırması gereken yeni atılımın, umulan ve beklenen kamuoyu ilgisini çekmediği üzüntüyle izleniyor. Belki de, “günlük ve hatta anlık durumu kurtarmaya çalışırken ıskalanan ve üzeri yüksek enflasyon tarafından adeta perdelenen” yeni bir orta-uzun erimli yol planı, daha işin başında geriye itilmiş oluyor! Umarız, bu kez daha farklı bir anlayış ve yaklaşımla yola devam edilir ve en önemlisi; başta YTAK (Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi) olmak üzere önceki benzer proje ve deneyimler, yol gösterici şekilde kullanılır!
Ülkemize nitelikli uluslararası doğrudan yatırım çekme ana tercih ve hedefi doğrultusunda hazırlanan “Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi 2024-2028” strateji belgesi henüz kamuoyu dikkatlerine sunuldu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından hazırlanan çerçeve dokümanda; Türkiye’nin, küresel uluslararası doğrudan yatırım pastasından aldığı payın, plan eriminde %1,5 oranı düzeyine (halen %1 civarı) yükseltilmesi; bölgesel planda ise %12 iddialı hedefine ulaşılması ve seçilmiş kulvarlarda binaltıyüzü aşkın sayıda projenin gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Bu eksende, “Nitelikli UDY Profili” kavramı esas alınarak, sekiz farklı kulvar ve altı ana politika alanı ortaya konuluyor. Dinamik ve ülkenin rekabetçi gücünü arttırıcı anlayışı ön plana çıkaran yaklaşımlarla hazırlanan ve ustalıkla hazırlanmış; iyi çalışılmış bir stratejik belge ile küresel kamuoyuna çıkıldığını görmek, memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. (*)
(*) “Türkiye Uluslararası Doğrudan yatırım Stratejisi 2024-2028”, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Ankara, 42 sayfa. www.invest.gov.tr.