hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow
    Prof. Dr. Murat Ferman Prof. Dr. Murat Ferman

    Eko-Politik akışta nokta tespitler..

    26.05.2024 Pazar | 16:41Son Güncelleme:

    Gündemin hızla değişebildiği ve farklı konu ile dinamiklerin ön plana taşınabildiği bir eko-politik akışa tanıklık ettiğimiz günleri yaşıyoruz. Yılın ikinci çeyreğinin son ayına yaklaşırken, birtakım nokta tespit ve değerlendirmeleri paylaşmak isteriz:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Rezerv para politikalarını belirleyen FED’ den gelen sinyaller, aylar önce paylaştığımız öngörümüze koşut olarak, olası bir faiz indiriminin; üçüncü çeyrek sonrasına ötelendiğine işaret ediyor. Bu şekilde gündemde kalan Güçlü Dolar gerçeğinin, diğer yatırım araçları paydaşlarının tüm söylem ve kamuoyu oluşturma çabalarına karşın, orta vadede hakim / belirleyici faktör olmayı sürdüreceği anlaşılıyor. Nitekim, “rekorlara koştuğu söylenen” altın fiyatlarında, iç piyasada bir anda yaşanan önemli düşüş (gram fiyatında %5’ den fazla) bunun son teyidi olarak okunmalıdır. İlginç bir şekilde, “İkibinbeşyüz rakamı”; an itibarıyla, dolar ve lirada/dünyada ve Türkiye’de, güçlü dolar sopasının altındaki altın’ın adeta üst tavanı olarak seyretmektedir.

    Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’ in son beyanlarına göre, mali politikalar kapsamında değerlendirilen “vergi istisnalarının yeniden gözden geçirilmesi-düzenlenmesi” işinin yakın zamanda tamamlanacağı anlaşılıyor. Sadece geçen yıl 1.4 trilyon lira düzeyine ulaşan istisna tutarının; herhangi bir değişiklik yapılmaz ise, bu sene ulaşacağı kestirilen 2.4 trilyonluk hacmin ne kadarına karşılık geleceği ilgi ve merak konusu olmayı sürdürüyor.

    Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezinin açıkladığı en son verilere göre, karşılıksız çek adet ve hacmi bakımından bozulmanın artarak sürdüğü izleniyor. Sadece Nisan ayındaki artış oranı beş kat; ilk dört aydaki toplam artış ise üç kat fazla bozulmuş bir tabloyu çiziyor. Üstelik, Merkez Bankası’ nın, kanımızca, gereğini yapmada yavaş davrandığı Miktarsal Sıkılaştırma kulvarını daha da berbat edecek şekilde, vatandaşların; ticari faaliyetleri için “imzaları ile yarattıkları/dolaşıma sürdükleri” miktarın, sadece ilk dört ayda tam 2.2 trilyon dolara ulaştığı anlaşılıyor. Dezenflasyon meselesinde, “talep” bacağının yanına “arz” kesiminin de dahil edilmesi bakımından kritik bir ilave uyarı ile karşı karşıya olunduğunu, bir kez daha teyit zamanıdır!

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Sadece son birkaç gün yaşanan gelişmeler bile, ekonominin; “birbirleri ile çelişen/çatışabilen beklenti ve çıkarların optimal dengelenmesi/hemhal edilmesi” temelinde okunması gerçeğinin altını çizmeye yeterlidir. Sıcak para ve carry trade benzeri kavramların yeniden gündeme geldiği akışta; kısa vadeli mikro kazanç ile orta vadeli makro dengelenme beklentileri birbirleri ile çelişmektedir. İhracat sektörü ise, değerli lira sendromundan şikayetçidir ve “perakendede maliyetlerin yarısı dolar!” ; “10 dolarlık malın 7 doları ithal!” ifadeleri, önde gelen ekonomi aktörlerince henüz sarfedilmiştir. Keza, paslanmaz çelikte yerli üretimin korunması savı ile gümrük vergisinin arttırılması talebinin, ürünü hammadde olarak kullanan sektörlerin karşı atağı ile adeta fırtına kopardığı izlenmiştir. Geçmişten gelen “iplikçi-hazır giyimci” ve diğer çelişkilerin varlığı kendilerini hatırlatırken, elli yılı aşkın bir süredir, başta ihracatçılara olmak üzere, sağlanan teşvik (aktarılan ulusal ve/veya faizli borçlanılmış kaynak) ve desteklerin ne kadar verimli-etkin-etkili neticeler getirdiği sorgu ile muhasebesi de karşımızda durmaktadır.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Haftanın son işgününde açıklanan Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, senenin ilk dört ayında kurulan şirket sayısı, geçen yıla kıyasla, beşte bir oranında azalırken, aynı dönemde, kapanan şirket sayısı ise neredeyse üçte bir oranında artmıştır. İlave ve derinlemesine araştırma ihtiyacı ortada olmakla birlikte, söz konusu dinamiklerin arka planının; “zombi şirket” bağlamında da irdelenmesi gerektiğini öngörüyoruz.

    TÜİK tarafından açıklanan “Bitkisel Üretim 1. Tahmini” verilerine de dikkat çekilmelidir. Başta, artan maliyet artışları ve azalan çiftçi sayısı ile zorlu bir tabloya işaret eden tarım sektöründe gidişatın, karamsar tonu yüksek bir peyzaj sunduğu görülüyor. Geçen seneye göre azalma eğilimindeki tarımsal üretim serimlerine bakılarak, “tarlada maliyet artmaya devam ederken; silolarda tahılın azalacağı” çıkarımına ulaşılabilir!

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Onbinleri aşan endeks düzeyleri ile tarihsel rekorlara yakın zamanda ulaşan Borsa İstanbul haberleri ilgi ile izlenirken, bir başka benzer rekoru da dikkatlere getirmeliyiz. Bundan tam yirmibir yıl önce başlatılan BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) fon büyüklüğü bakımından ilk kez, geçen sene sonunda, bir trilyon liranın üzerine çıktığı hesaplanıyor. Sene sonu itibarıyla, OKS (Otomatik Katılım Sistemi) ile birlikte olmak üzere hedeflenen hacmin; 1.3 trilyon düzeyinde olduğu ayrıca belirtiliyor. Birleşik plan ve toplamda, katılımcı sayısının onaltı milyon kişiyi aştığı ifade ediliyor. Bu etkileyici rakamlara karşın, sistemin otuz yıllık sicil ve uygulama zafiyetlerinden çıkarılacak dersler ve OVP’ de öngörülen (TES) Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ile kurulacak ilişkinin gerektirdiği hassasiyet ve hakkaniyet gereklerine dikkat çekilmelidir. Tüm sıkıntı ve aktüer bazlı tehdit ile zafiyetlerine karşın, yerleşik Sosyal Güvenlik Sistemi’ nin “tam bir muadilinden bahsederken dahi” dikkat ve hakkaniyet elden bırakılmamalıdır.