Amerikan Başkanı Donald Trump Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile ortak basın toplantısı için kameralar karşısına geçti dün. Gündemde ulusal güvenlik danışmanı Flynn ile ilgili iddialardan Kuzey Kore füze denemesine kadar pek çok kritik konu vardı aslında. Ama gazetecilerin basın toplantısında bu soruları sorma şansı olamadı…
İki lider ortak basın toplantısı düzenlerken manzara hemen hemen hep aynıdır. Her lider kendi ülkesinden 2’şer basın kuruluşundan soru alırlar. Muhabirler de genelde fırsattan istifade günün öne çıkan gelişmelerine ilişkin liderleri sıkıştırırlar. İki liderin görüşmesinde ele alınsın alınmasın, hangi mesele sıcaksa onu öne çıkarırlar. Konuk olan yabancı lider de bazen kendini tuhaf hisseder öyle durumlarda. Zaten kulağında çeviriyi dinlemek için kulaklık vardır. Bir de görüşmeden bağımsız soru gelince iyice tuhaflaşır durum.
Trump Japon lideri dinlerken kulaklık takmadı
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump yeni yeni yabancı liderlerle ortak basın toplantısı yapıyor malum. Cuma günü Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile birlikteydi. Japon Başbakanı’nın konuşmasını dinlerken hazırlıksız yakalandı, kulağına kulaklık takmadı. Sıra soru-cevap kısmına geldi. Bir gazeteci vize yasağına federal mahkeme engeli kararını sordu. Trump pek alışkın değil tabii basın toplantılarına. “Soru burada bulunma sebebimizle alakasız ama yine de cevap vereyim” diye girdi söze.
Cevapsız kalan sorular
Pazartesi günüyse bu kez konuğu Kanada Başbakanı Justin Trudeau idi. Göçmenler konusunda taban tabana zıt görüşe sahip iki lider ortak basın toplantısı düzenliyordu. Gazeteciler daha görevi devralmadan Rus Büyükelçi ile telefon konuşmasında yaptırımların hafifletilmesini görüşen ulusal güvenlik danışmanı Flynn konusunda Trump’ın ne yapacağını merak ediyordu. Bir de Florida’daki dev malikhanede Japon Başbakanı ileyken gelen Kuzey Kore füze denemesi haberini. Trump’ın ekibiyle neden herkesin gözü önünde istişare toplantısı yaptığı merak konusu olmuştu. Gazeteciler “Sayın Başkan Flynn….” diyebildi sadece. Trump soruları duymazlıktan geldi. İki gazeteciyi seçerek onlara söz vermeyi tercih etti. Daily Caller ve Sinclair TV muhabirleri. Fakat kisinin de sorusu gündemin sıcak konularına ilişkin değildi. Ticaret ve göçe ilişkin genel sorular yönelttiler başkana. Ne Flynn soruldu ne de Kuzey Kore.
ABD basınında “zor soru” tartışması
O basın toplantısı Amerikan basınında hararetli bir tartışma başlattı. New York Times gazetesi’ne göre, Sinclair muhabiri “Aslında Flynn ile ilgili soru soracaktım ama diğer muhabirlerin de onu soracağını duyunca vazgeçtim. Yoksa herkes bilir benim sert sorular sormaktan korkmadığımı” diye açıkladı genel soru sorma kararını. Daily Caller muhabiri de “Daha genel bir soru sormayı tercih ettim çünkü benim okurlarım Trump’ın bir çalışanının durumunu merak etmez. Bir sonraki savaşın nerede olacağın merak eder. Eğer hepimiz aynı soruyu soracaksak basın toplantısını takip etmenin ne anlamı var” dedi.
ABD basını pek alışkın değil belki bu tarza. Trump’ın kendisine zor soruları sormayacağından emin olduğu gazetecilere söz verdiği algısı oluştu. Kanada basını da basın toplantısından alabildiği kadar haberi alıp ülkesine döndü.
Amerikan Başkanı Donald Trump Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile ortak basın toplantısı için kameralar karşısına geçti dün. Gündemde ulusal güvenlik danışmanı Flynn ile ilgili iddialardan Kuzey Kore füze denemesine kadar pek çok kritik konu vardı aslında. Ama gazetecilerin basın toplantısında bu soruları sorma şansı olamadı…
İki lider ortak basın toplantısı düzenlerken manzara hemen hemen hep aynıdır. Her lider kendi ülkesinden 2’şer basın kuruluşundan soru alırlar. Muhabirler de genelde fırsattan istifade günün öne çıkan gelişmelerine ilişkin liderleri sıkıştırırlar. İki liderin görüşmesinde ele alınsın alınmasın, hangi mesele sıcaksa onu öne çıkarırlar. Konuk olan yabancı lider de bazen kendini tuhaf hisseder öyle durumlarda. Zaten kulağında çeviriyi dinlemek için kulaklık vardır. Bir de görüşmeden bağımsız soru gelince iyice tuhaflaşır durum.
Trump Japon lideri dinlerken kulaklık takmadı
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump yeni yeni yabancı liderlerle ortak basın toplantısı yapıyor malum. Cuma günü Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile birlikteydi. Japon Başbakanı’nın konuşmasını dinlerken hazırlıksız yakalandı, kulağına kulaklık takmadı. Sıra soru-cevap kısmına geldi. Bir gazeteci vize yasağına federal mahkeme engeli kararını sordu. Trump pek alışkın değil tabii basın toplantılarına. “Soru burada bulunma sebebimizle alakasız ama yine de cevap vereyim” diye girdi söze.
Cevapsız kalan sorular
Pazartesi günüyse bu kez konuğu Kanada Başbakanı Justin Trudeau idi. Göçmenler konusunda taban tabana zıt görüşe sahip iki lider ortak basın toplantısı düzenliyordu. Gazeteciler daha görevi devralmadan Rus Büyükelçi ile telefon konuşmasında yaptırımların hafifletilmesini görüşen ulusal güvenlik danışmanı Flynn konusunda Trump’ın ne yapacağını merak ediyordu. Bir de Florida’daki dev malikhanede Japon Başbakanı ileyken gelen Kuzey Kore füze denemesi haberini. Trump’ın ekibiyle neden herkesin gözü önünde istişare toplantısı yaptığı merak konusu olmuştu. Gazeteciler “Sayın Başkan Flynn….” diyebildi sadece. Trump soruları duymazlıktan geldi. İki gazeteciyi seçerek onlara söz vermeyi tercih etti. Daily Caller ve Sinclair TV muhabirleri. Fakat kisinin de sorusu gündemin sıcak konularına ilişkin değildi. Ticaret ve göçe ilişkin genel sorular yönelttiler başkana. Ne Flynn soruldu ne de Kuzey Kore.
ABD basınında “zor soru” tartışması
O basın toplantısı Amerikan basınında hararetli bir tartışma başlattı. New York Times gazetesi’ne göre, Sinclair muhabiri “Aslında Flynn ile ilgili soru soracaktım ama diğer muhabirlerin de onu soracağını duyunca vazgeçtim. Yoksa herkes bilir benim sert sorular sormaktan korkmadığımı” diye açıkladı genel soru sorma kararını. Daily Caller muhabiri de “Daha genel bir soru sormayı tercih ettim çünkü benim okurlarım Trump’ın bir çalışanının durumunu merak etmez. Bir sonraki savaşın nerede olacağın merak eder. Eğer hepimiz aynı soruyu soracaksak basın toplantısını takip etmenin ne anlamı var” dedi.
ABD basını pek alışkın değil belki bu tarza. Trump’ın kendisine zor soruları sormayacağından emin olduğu gazetecilere söz verdiği algısı oluştu. Kanada basını da basın toplantısından alabildiği kadar haberi alıp ülkesine döndü.