Söz konusu hayvan, sakin bir kedi olabilir, felçli bir hayvan ya da havlamayan, tüy dökmeyen, kimseye zarar vermeyen bir köpek olabilir. Ama maalesef Yargıtay 18. Dairesi’nin bu konudaki yorumu çok serttir: “Hayvan ister rahatsızlık versin, ister vermesin; sadece apartman yönetim planına bakılsın. Eğer yasak hüküm varsa hemen tahliye edilsin” Oysa tahliye kararınca hayvan çevresine zarar veriyorsa, komşuları rahatsız ediyorsa ya da evdeki hayvan sayısı çoksa (kabul edilebilir tolerans limitinin üzerinde ise) verilmesi gerekir.
Tolerans limiti her somut olaya gore değerlendirilmesi gereken komşularınız tarafından katlanabilirlik sınırıdır. Siz Mozart’ı çok seviyorsunuz diye komşunuz da bunu sevmek zorunda değildir. Ya da balkonunuzda, bahçenizdeki koku sınırı komşunuzun dayanabilme sınırına kadardır. Sizin için harika olan yemek kokusu komşunuz için çekilemez boyutta olabilir. Aynı şekilde evinizde bahçenizde beslediğiniz hayvan sayısı da sizin için katlanabilirlik sınırı içinde olmasına rağmen bulunduğunuz yaşam tarzındaki genel davranış ve temayüle göre durum değerlendirilecektir.
O yüzden evlerde beslenen hayvanlar için somut bir sayı vermek uygun olmaz. Fakat ne olursa olsun istifçi boyutunda bir evin içinde ya da bahçesinde 30 - 40 kedi köpek beslenmek, ya da ev içinde çiftlik hayvanı barındırmak (örneğin koyun, keçi vs.) tolerans limitinin üstünde bir sayıdır ve apartman / site yönetim planında yasak hüküm olmasa bile tahliyeye neden olacaktır.
Burada kimi hayvanseverlerin yanlış uygulamaları ve dayatmaya varan uygulamaları maalesef mutevazı sınırlar içinde hayvan bakıp kollamak isteyen kişilere de zor durumlar yaşattığını da vurgulamamız gerekiyor. Bu konuda daha fazla bilgi için hayvanları hayvanseverlerden koruma derneğimizin manifestosuna ve oradaki makalelere de göz atmanızı tavsiye ederiz. (www.sincapdernegi.org)
Söz konusu hayvan, sakin bir kedi olabilir, felçli bir hayvan ya da havlamayan, tüy dökmeyen, kimseye zarar vermeyen bir köpek olabilir. Ama maalesef Yargıtay 18. Dairesi’nin bu konudaki yorumu çok serttir: “Hayvan ister rahatsızlık versin, ister vermesin; sadece apartman yönetim planına bakılsın. Eğer yasak hüküm varsa hemen tahliye edilsin” Oysa tahliye kararınca hayvan çevresine zarar veriyorsa, komşuları rahatsız ediyorsa ya da evdeki hayvan sayısı çoksa (kabul edilebilir tolerans limitinin üzerinde ise) verilmesi gerekir.
Tolerans limiti her somut olaya gore değerlendirilmesi gereken komşularınız tarafından katlanabilirlik sınırıdır. Siz Mozart’ı çok seviyorsunuz diye komşunuz da bunu sevmek zorunda değildir. Ya da balkonunuzda, bahçenizdeki koku sınırı komşunuzun dayanabilme sınırına kadardır. Sizin için harika olan yemek kokusu komşunuz için çekilemez boyutta olabilir. Aynı şekilde evinizde bahçenizde beslediğiniz hayvan sayısı da sizin için katlanabilirlik sınırı içinde olmasına rağmen bulunduğunuz yaşam tarzındaki genel davranış ve temayüle göre durum değerlendirilecektir.
O yüzden evlerde beslenen hayvanlar için somut bir sayı vermek uygun olmaz. Fakat ne olursa olsun istifçi boyutunda bir evin içinde ya da bahçesinde 30 - 40 kedi köpek beslenmek, ya da ev içinde çiftlik hayvanı barındırmak (örneğin koyun, keçi vs.) tolerans limitinin üstünde bir sayıdır ve apartman / site yönetim planında yasak hüküm olmasa bile tahliyeye neden olacaktır.
Burada kimi hayvanseverlerin yanlış uygulamaları ve dayatmaya varan uygulamaları maalesef mutevazı sınırlar içinde hayvan bakıp kollamak isteyen kişilere de zor durumlar yaşattığını da vurgulamamız gerekiyor. Bu konuda daha fazla bilgi için hayvanları hayvanseverlerden koruma derneğimizin manifestosuna ve oradaki makalelere de göz atmanızı tavsiye ederiz. (www.sincapdernegi.org)