Taksirle hayvan öldürme!
Yıllar içinde yasayı bilmeyenler dahi hayvanların öldürülmesi halinde öldüren kişinin suçlu değil kabahatli olduğunu ve bundan dolayı mahkemelerde yargılanmadığını bir şekilde öğrendiğini düşünüyorum.Mevcut 5199 sayılı yasa , 2004 yılında hayvanları koru-MA amacıyla yürürlüğe girdiğinde yaşanacakları maalesef öngöremeyen bir çok kişi ve dernek şu anda yasanın yetersizliğini pratikteki olaylarla karşılaştığında daha iyi anlamakta. Takdir edersiniz ki HAYTAP’ın bu konudaki ısrarlı bilinçlendirme , halkla ilişkiler çabaları , meclis nezdindeki lobicilik çalışmaları ve medyayı ısrarlı kullanma çabaları ise yadsınamaz.
Bu arada Hayvanları koruma ile ilgili yeni yasa değişikliği gündemdeyken gözden kaçan önemli hayvanların öldürülmesi ile ilgili bir ayrıntıya ise kimse dikkat çekmemekte. Şunu buruk bir sevinçle söyleyebilirim ki hayvanları öldürme halinde yasa tekrar eskiden olduğu gibi ceza yasası kapsamına girecek. Fakat maalesef dağ fare doğuracak ve içimizde buruk bir sevinç olacak . Çünkü alt ceza sınırı 6 ay hapis cezası olacak ve genelde de toplumsal infial oluşmadıysa üst sınır olan 4 yıllık ceza çok nadiren verilecek. Bu arada da adli para cezaları , ya da hükmün açıklanmasının geriye bırakılması yoluna gidilecek. Yani aynı suçu beş yıl boyunca işlemezse maalesef yasa ceza yasası kapsamında olmasına rağmen , fail artık kabahatli değil suçlu olmasına rağmen yine istediğimiz tutuklamayı göremeyeceğiz. Evet tutuklama ile kişi belki topluma kazandırılamayacak ama işlediği suç da ibretlik cezaya dönüşemeyecek.
Fakat buradaki asıl temas etmek istediğim husus her evcil ve ( ayılar dışındaki ) omurgalı hayvanı öldürene altı ay hapis cezası vermek de vicdani değil. Kasten hayvanı öldüren işkence eden kişi ile taksirle öldüren arasında mutlaka bir ayırım yapılması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi ceza yasası devreye girince TCK nın genel hükümlerinde yargıç tarafından bu değerlendirilecektir ama istemeden örneğin yolda araba kullanırken bir hayvanı ölümüne sebep olan ile sadistçe işkenceyle kasten planlayarak hayvanı öldüren arasında mutlaka bir ayırım olması gerekiyor. Sokak hayvanlarının bu kadar çok olduğu , terkedilmenin önüne geçemediğimiz bir ortamda otobanların hayvan cesetleri ile dolu olduğu bir ortamda ister istemez kaçınılmaz olarak hepimiz bir köpeğin ölmesine neden de olabiliriz ya da öngörmeyerek , istemeyerek de bir hayvanın ölümüne neden olabiliriz. İnsanlar arasında bile meydana gelebilen böyle bir durum neden hayvanların dünyasına müdahil olduğumuzda meydana gelmesin ?
Taksirle hayvan öldürme, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir kusurlu davranış ile “öngörmeyerek” bir kimsenin hayatına son verilmesi durumu olduğuna göre bu ayrımında dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bilinçli taksirle hayvan öldürmede yapılan kusurlu davranış ile bir hayvanın ölebileceğinin fail tarafından “öngörülmesine” rağmen davranışın yapılması durumu da dikkate alındığında , adalet dağıtmak isterken çok farklı bir mecraya da gidebiliriz. Seri olarak aynı anda birden fazla hayvanın ölümüne neden olan belediye personeli ile istemeyerek öngöremeyerek hayvan öldürenin cezası standart olarak altı ay hapis olursa o zaman da yandı gülüm keten helva ! diyeceğiz.