Hayvanların dili olmadığı için bir hayvan kendisine yapılan zulmü anlatamaz. Ya da zehirlenmiş bir hayvan veyahut (sahipli ya da sahipsiz) işkenceye maruz kalmış bir hayvan da durumu tam olarak anlatmaz.
Şimdilik veteriner hekimler ipucu vermeye çalışır şekilde rapor hazırlamaktadır ancak konusunda deneyimli olmayan bir çok veteriner de bu veriyi tam olarak verememekte ya da olay üzerinden zaman geçtikten sonra durum tesbit edilememektedir.
Halbuki cinayet bölgesi konuşur. Cinayet bölgesinin delillerini iyi toplayabilirseniz, bunları eğitimli insanlar vasıtasıyla okutabilirseniz söz konusu bölge size herşeyi anlatır. Bölgede bulunacak herhangi bir DNA'dan, herhangi bir tüyden, aklınıza gelmeyecek ufacık bir veriden büyük delile yani hayvan katiline dahi uzanabilirsiniz.
Hayatında otopsi yapmamış veteriner hekimle katile ulaşamazsınız
Uzman veteriner hekim size katili hoooop diye aynı insan adli tıbbında olduğu gibi bizzat teslim eder. Dolayısıyla bu konuda devletin yetiştirmesi ve istihdam etmesi gerekli adli tıp eğitimi de almış uzman veteriner hekimleri, hayvan koruma polisleri ile çalışması gerekir. Üzerinden zaman geçse de olay mahallini konuşturup savcının ilgili hayvan katilleri hakkında dava açmasını sağlayacak kişi işte bu yetişmiş elemanlar olacaktır. Yoksa işi bilmeyen jandarmayla hayatında otopsi yapmamış veteriner hekimle katile ulaşamazsınız.
Veteriner fakültelerinde ise otopsi yapma yetkisi ise sadece patoloji anabilim dalındadır. Yani veteriner adli tıbbını veteriner patologlar temsil eder. Ama veteriner fakültelerinde çok basit bir adli tıp dersi okutulur, bunu da ne yazık ki iç hastalıkları anabilim dalı anlatır. Yani canlı hayvanı sağlığına kavuşturmakla görevli bölüm, ölü hayvan kadavrasının sözüm ona sırrını çözmeye çalışır. Buna itiraz etsek de işe yaramıyor. Çünkü bir kere YÖK'te öyle kabul edilmiş.
Bu dahiliye hocaları üç kuruşluk ek ders almak için hala bunun kavgasını yaparlar.
“Köpeklerine tapan fifili marjinal tipler"
Aynı saçmalık tarım bakanlığında da var. TARSİM diye bir sigorta var, çiftlik hayvanlarının sigortası. Burada ölen ve değeri milyonlarca lira tutan çiftlik hayvanlarının otopsi raporu için bir tane uzman patolog aranmaz, sadece pratisyen ve de büyük çoğunluğu deneyimsiz olan sıradan veterinerlerin yazdığı uydurma raporlarla hayvan sahiplerine ya ödeme yapılır ya da yapılmaz.
Görüldüğü üzere 5199 sayılı yasada yapılması istediğimiz değişiklik ile beraber çok daha geniş kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiği ortadır. Fakat kime neyi anlatacaksınız, kimi sizi “köpeklerine tapan fifili marjinal tipler" olarak görmekten vazgeçip adam gibi dinleyip bu işin peşine koşacak, hangi bürokrat üzerindeki cesaretsiz pısırık memur kıyafetini çıkarıp cesaretle sorunun üzerine gidecek orası da muammadır.
Hayvanların dili olmadığı için bir hayvan kendisine yapılan zulmü anlatamaz. Ya da zehirlenmiş bir hayvan veyahut (sahipli ya da sahipsiz) işkenceye maruz kalmış bir hayvan da durumu tam olarak anlatmaz.
Şimdilik veteriner hekimler ipucu vermeye çalışır şekilde rapor hazırlamaktadır ancak konusunda deneyimli olmayan bir çok veteriner de bu veriyi tam olarak verememekte ya da olay üzerinden zaman geçtikten sonra durum tesbit edilememektedir.
Halbuki cinayet bölgesi konuşur. Cinayet bölgesinin delillerini iyi toplayabilirseniz, bunları eğitimli insanlar vasıtasıyla okutabilirseniz söz konusu bölge size herşeyi anlatır. Bölgede bulunacak herhangi bir DNA'dan, herhangi bir tüyden, aklınıza gelmeyecek ufacık bir veriden büyük delile yani hayvan katiline dahi uzanabilirsiniz.
Hayatında otopsi yapmamış veteriner hekimle katile ulaşamazsınız
Uzman veteriner hekim size katili hoooop diye aynı insan adli tıbbında olduğu gibi bizzat teslim eder. Dolayısıyla bu konuda devletin yetiştirmesi ve istihdam etmesi gerekli adli tıp eğitimi de almış uzman veteriner hekimleri, hayvan koruma polisleri ile çalışması gerekir. Üzerinden zaman geçse de olay mahallini konuşturup savcının ilgili hayvan katilleri hakkında dava açmasını sağlayacak kişi işte bu yetişmiş elemanlar olacaktır. Yoksa işi bilmeyen jandarmayla hayatında otopsi yapmamış veteriner hekimle katile ulaşamazsınız.
Veteriner fakültelerinde ise otopsi yapma yetkisi ise sadece patoloji anabilim dalındadır. Yani veteriner adli tıbbını veteriner patologlar temsil eder. Ama veteriner fakültelerinde çok basit bir adli tıp dersi okutulur, bunu da ne yazık ki iç hastalıkları anabilim dalı anlatır. Yani canlı hayvanı sağlığına kavuşturmakla görevli bölüm, ölü hayvan kadavrasının sözüm ona sırrını çözmeye çalışır. Buna itiraz etsek de işe yaramıyor. Çünkü bir kere YÖK'te öyle kabul edilmiş.
Bu dahiliye hocaları üç kuruşluk ek ders almak için hala bunun kavgasını yaparlar.
“Köpeklerine tapan fifili marjinal tipler"
Aynı saçmalık tarım bakanlığında da var. TARSİM diye bir sigorta var, çiftlik hayvanlarının sigortası. Burada ölen ve değeri milyonlarca lira tutan çiftlik hayvanlarının otopsi raporu için bir tane uzman patolog aranmaz, sadece pratisyen ve de büyük çoğunluğu deneyimsiz olan sıradan veterinerlerin yazdığı uydurma raporlarla hayvan sahiplerine ya ödeme yapılır ya da yapılmaz.
Görüldüğü üzere 5199 sayılı yasada yapılması istediğimiz değişiklik ile beraber çok daha geniş kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiği ortadır. Fakat kime neyi anlatacaksınız, kimi sizi “köpeklerine tapan fifili marjinal tipler" olarak görmekten vazgeçip adam gibi dinleyip bu işin peşine koşacak, hangi bürokrat üzerindeki cesaretsiz pısırık memur kıyafetini çıkarıp cesaretle sorunun üzerine gidecek orası da muammadır.