Tarihte bugün: 15 aralık

Oturan Boğa ya da kendi dilindeki adıyla Totanka Iyotake, 1890'da, Hayalet Dansı yaptığı için ABD'li askerler tarafından öldürüldü.
Her şey 1492'de, Christoph Colombus'un Amerika ismini verdiği topraklara ayak basmasıyla başladı. Yeni bulunan kıta, hemen ardından 'Avrupa yerlilerinin' istilasına uğradı.
Önce Güney Amerika 'medenileştirildi'. Amazon'da o tarihe kadar görülmemiş kıyımlar, katliamlar yaptı 'uygar Avrupa'.
Amazon'un sık ormanlarından, yağışından ve vahşi hayvanlarından korkan Avrupalılar, salgın hastalıklarla daha fazla mücadele edecek gücü bulamadı. Altın Şehir 'El Dorado'yu bulamamanın şoku ise Güney'de yaşadıkları en büyük hayal kırıklığıydı.
Kuzey Amerika'ya doğru yelken açtılar bir süre sonra. Yaşanması daha kolay, verimli topraklara sahip Kuzey Amerika o tarihlerde Kızılderililerin anavatanıydı. Ama 'uygar Avrupa'ya karşı anavatanlarını kaybetmeleri çok uzun sürmedi.
Görülmemiş bir katliam başladı Kuzey'de. Çatışmalarda canını kurtarabilen yerliler açlıktan, soğuktan veya hastalıktan ölüyordu. Beyazlar, Kızılderilileri sindirmek ve aç bırakmak için milyonlarca yaban sığırını öldürme politikası izliyordu.
Kızılderili önderleri cesaretlerini yitirmişlerdi. General Amstrong Custer, 1860'larda 'baş temizlikçi'ydi. General için 'en iyi Kızılderili, ölü Kızılderili'ydi.
Köklerini kurutmak için dağ-bayır dolaşıp insan avlıyor, savunmasız köyleri basıp ateşe veriyor, yeni doğmuş bebekleri, yatalak ihtiyarları kılıçtan geçiriyor, 'kaçışı kurtuluş' sananları kurşuna nişangah yapıyordu.
İşte tam bu dönemlerde uzaklarda, Nevada'da, geleceği görebilen, ölülerle konuşabilen bir Kızılderili'nin yaşadığı söylentisi tüm Kızılderili topluluklarına yayıldı.
Her Kızılderili reisi, bir büyük reisin gelip, kendilerini beyazların elinden kurtaracağına inanmaya başladı. Bu konunun araştırılması için tüm Kızılderili reisleri heyet gönderdi.
Heyetin dönüşünü bekleyen Kızılderililerin çoğu kendilerinden geçerek ve bu olguya kendilerini iyice vererek dans etmeye başladı. Bu dans bir uyanışın, bir dirilişin habercisi gibi tüm Kızılderili toplumlarına yayıldı.
Kızılderili önderleri ısrarla Büyük Kurtarıcı'nın geleceğini ve beyazların zulmünden kurtularak anayurtlarına kavuşacaklarını anlatmaya başladı.
Beyazların 'Hayalet Dansı Ayini' adını verdikleri bu şölenler, yerlilerde bir silkinişi ve birlikteliği doğuruyordu. Çok geçmeden tüm kıtanın Kızılderilileri bu dansı uygulamaya başladı.
Heyecan doruktaydı. Suskunluğu parçalayan çığlık giderek artıyordu. Yitirilen dağların, ovaların ağıdı koca birer yürek olup, ırmak olup akıyordu.
Dönemin hükümeti bu yeni eylemden etkilenen yerlilerin üzerine silahlı güçler göndererek püskürtmeye çalıştı. Katliamlar birbirini kovaladı. Kızılderililere karşı sürek avı arttı.
Hükümet, Hayalet Dansı ile gelen bu özgürlük kıvılcımını tehlikeli ve sakıncalı görerek, dansın yapılmasını tüm kabilelerde yasaklattı. Sioux şefi Oturan Boğa (Totanka Iyotake), Hayalet Dansı yasağına uymadığı için öldürüldü.
Hayalet Dansı ve kuralları kuşaklar boyunca gizlilik içerisinde kabileler arasında sessizce uygulandı. Kızılderili tarihinde, kardeş dayanışmasının 'yenilmez güç' olduğunu kanıtlayan ilk lider, yaşlı Oturan Boğa oldu.
Hayalet Dansı
Kartal mesajı getirdi
Güneşin çocuklarına
Bufalonun dönüşü için,
Ve güzel günler yakında
Sen bedenimi öldürebilirsin
Ruhuma lanet okuyabilirsin
Senin tanrına inanmadığım için
Dualarım karşısında durma şansın yok
Sevgime karşı durma şansın yok
Onlar yasakladılar Hayalet Dansı'nı
Fakat biz tekrar yaşayacağız
Kız kardeşim yukarıda
Kızıla boyanmış o yaralı dizde
Öldürüldü, bir azize o şimdi
Büyük davulun var senin mesafeler ötesinden
Gökyüzünde siyah kuş
Duyduğun bu ses ve müzik bufalonun ağlamasıdır
Çılgın At gizemliydi
Kendinden geçmenin en iyisini bilirdi
Ve Oturan Boğa büyük havariydi
Hayalet Dansı'na gelin Comanchee'ler
Gelin Karaayaklar
Gelin Shoshone'ler
Gelin Cheyenne'ler
Biz tekrar yaşayacağız
Gelin Arapaho'lar
Gelin Cherokee'ler
Gelin Paiute'ler
Gelin Sioux'lar
Tekrar yaşayacağız
Günün diğer önemli olayları
1574: II. Sultan Selim öldü.
1934: Bingöl'de 4.9 büyüklüğündeki depremde 12 kişi öldü.
1936: Ankara'da 19 Mayıs Stadyumu, Başbakan İsmet İnönü'nün söylevi ile açıldı.
1939: 'Rüzgar Gibi Geçti' (Gone with the Wind) filmi, ilk kez gösterildi.
1948: Fransa ilk nükleer reaktörün kuruluş çalışmalarına başladı.
1954: Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı kuruldu.
1986: Olimpiyat şampiyonu halterci Naim Süleymanoğlu, T.C. vatandaşlığına geçti.
1987: Cumhuriyet tarihinde dolar, resmen ilk kez dört haneli rakama ulaştı. Merkez Bankası Amerikan Dolarının satış kurunu 1.300 liraya yükseltti.
1992: TRT'nin kurucularından ve ilk Genel Müdürü Adnan Öztrak öldü.
2000: Afyonkarahisar ve çevresinde büyüklüğü 5.8 olan depremde altı kişi öldü, 42 kişi yaralandı.
2004: Şair ve yazar Şükran Kurdakul, 77 yaşında İstanbul'da vefat etti.
Tarihte bugün arşivi
Ekim ayı arşivi
Kasım ayı arşivi
1 aralık
2 aralık
3 aralık
4 aralık
5 aralık
6 aralık
7 aralık
8 aralık
9 aralık
10 aralık
11 aralık
12 aralık
13 aralık
14 aralık
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
A2 Sınıfı Ehliyet Nedir, Hangi Araçları Kullanır ve Kaç Yaşında Alınır?
A1 Sınıfı Ehliyet Nedir, Hangi Araçları Kullanır ve Kaç Yaşında Alınır?
F Sınıfı Ehliyet: Hangi Araçlar Kullanılabilir, Yaş Sınırı ve Başvuru Şartları Nelerdir?
D Sınıfı Ehliyet: Hangi Araçlar Kullanılabilir, Yaş Sınırı ve Başvuru Şartları Nelerdir?
Marteniçka nedir, ne zaman takılır, ne zaman çıkarılır? Marteniçka dilek bilekliği ritüeli nasıl yapılır?