SON DAKİKA: “Türkiye Yüzyılı” nasıl olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan vizyon belgesini açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen “Türkiye Yüzyılı” Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Konuşmasında yeni anayasa mesajı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, "12 Eylül darbesi anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Her şeyi ile milli iradenin ürünü yeni bir anayasayı ülkemize kavuşturmak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerimizdendir. Darbe anayasasından kurtulacağız." ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli başlıklar şu şekilde;
Cumhuriyetimizin birinci asrının son yılına girmeye hazırlandığımız şu günde, Türkiye Yüzyılı’nın ahdi için bir araya geldik. İnşallah Cumhuriyetimizin 99. yıldönümünün gururu ile birlikte Türkiye Yüzyılı’nı da milli hafızamıza kazıyacağız.
Özellikle Anadolu topraklarındaki 900 yıllık varlığımızı sona erdirmek isteyen bir saldırının ardından giriş yapmıştık, Osmanlı ile birlikte milletimizi de topyekün tarihe gömmek isteyenler bu defa Çanakkale’de veya Kul-ül Amare’de olduğu gibi doğrudan karşımıza çıkmadılar. Bunun yerine Anadolu’yu işgale yeltendiler.
Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç mi hiç eksik olmadı, bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da hiç eksik olmadı. Dün vardı bugün de var. Ülkemiz milli iradenin üstünlüğüne dayanmak yerine vesayetin güdümünde kalanların elinde altın kıymetinde yıllarını heba etti. Şehit Başbakan Menderes’in ‘Yeter, söz milletindir’ diyerek başlattığı kalkınma hamlesi idam sehpasında kesintiye uğradı. Rahmetli Özal’ın ‘Devlet millet içindir’ sözleri koalisyon dönemlerinin içinde kaybolup gitti. Aynı şekilde rahmetli Demirel’in rahmetli Ecevit’in Rahmetli Erbakan’ın rahmetli Türkeş’in girişimleri hep darbe vesayetin duvarına çarptı.
Milletimizin teveccühü ile ülkeyi yönetme sorumluluğumuzu üstlendiğimiz 2002’de işte böyle bir Cumhuriyeti devraldık. Elbette bir kısmı gerçekleştirilen güzel işler vardı, ama milletimizin sahip olması gereken demokrasi seviyesi ile bulunduğumuz yer arasındaki fark çok büyüktü. Biz işte bu anlayış ile Türkiye’yi 20 yıl boyunca hep ‘Durmak yok yola devam’ diyerek büyüttük. Geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi yeri geldiğinde bize canı pahasına sahip çıkan milletimizin desteği ile çalışmalar gerçekleştirdik.
Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi gibi çalışmak ile geçti. Yurt içinde ve yurt dışında darbecilerin, vesayetçilerin ne kadar aparatı varsa hepsi de üzerimize salındı, yeri geldi bildiriler yayınladılar yeri geldi tuzaklar kurdular, yeri geldi terör örgütlerini harekete geçirdiler hatta partimizi kapatmaya kalktılar. Bunlarla kalmayıp doğrudan silaha da sarıldılar, biz hiçbir zaman şikayet etmedik. Hep mücadele ettik. Demokrasi ve kalkınma adımlarımıza çelme çalışılmaya çalışıldığında çözümü sadece milletin sinesinde, milli iradenin gücünde aradık.
Sadece nesillerin hayali olan Ayasofya’yı Fatih'in emanetine uygun şekilde yeniden cami olarak yeniden hizmete açmış olmamız bile küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır. Kendisini hangi ideoloji, inanç ve köken kavramı ile ifade ederse etsin bu tarihi dönemde hakkın, hakikatin yanında yer alan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.
Ne diyor gönül sultanı, ‘Aşk ile yürüyen, sırtında dünyayı taşır. Aşksız yürüyen beden diye ceset taşır’. Evet biz bu 20 yılda aşk ile yürüyerek ülkemizi hedeflerine taşıdık, milletimizi hayallerine kavuşturduk. Güvenliği sağlayarak insanımızın bugününü huzurla yaşamasını, geleceğine huzurla bakmasını temin ettik. Ekonomiyi büyüterek refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi bütün fertleriyle birlikte zenginleştirdik. Sosyal destekleri artırarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımızı ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı ile kucakladık.
Takip eden değil, takip edilen bir ülke haline geldik. Bugün Türkiye Yüzyılı için milletimizin karşısına işte böyle bir müktesebatta işte böyle bir mirasla çıkıyoruz. Rabbimize her gün her an bize böyle bir milletin mensubu olma şerefini bahşettiği için dua ediyorum.
Milletimize kazandırdığımız eser ve hizmetleri ona minnetimizi ifadenin sadece bir girizgahı olarak görüyoruz. Ömrümüzün 40 yılını siyasetçi, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak hizmetine adadığımız insanımızın hakkını ne yapsak ödeyemeyeceğimizi biliyoruz.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuz dünyanın yeni ve hayati meydan okumalarla karşı karşıya olduğu şu dönemde Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı milletimizin zirveye taşıyacağından şüphe duymuyoruz.
Milletimize hizmet yolculuğumuzu Türkiye Yüzyılı ile zirveye çıkartıp ardından da inşallah bayrağı devredeceğimiz gençlerimizin bu vizyonu inşasına adım adım inşallah şahitlik edeceğiz. Bunun dışında dünyevi hiçbir kaygımız beklentimiz olmadığının bilinmesini isterim.
BAHÇELİ'YE TEŞEKKÜR
MHP’nin değerli Genel başkanı Devlet Bahçeli’ye ve arkadaşlarına ve bugün burada bir araya gelmemize vesile olan Cumhur İttifakı çatısı altında verdikleri samimi ve güçlü desteleri için şahsım ve arkadaşlarım adına şükranlarımızı arz ediyorum.
Aziz milletim geçtiğimiz 20 yılda ülkemize eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaştırmadan enerjiye her alanda eser ve hizmet kazandırırken elbette gayret gösterip hayata geçiremediğimiz işler de oldu.
'DARBE ANAYASASINDAN KURTULACAĞIZ'
Bunlardan biri de tamamen yeni sivil özgürlükçü anayasa kavuşturma girişimlerimiz geliyor. 12 Eylül darbesi anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Hükümetlerimiz döneminde pek çok anayasa değişikliklerine öncülük etmiş olmamız hala hayıflanmamıza bu konuda eksiklikleri görmemize engel değil. Bu doğrultuda başlattığımız girişimlerin bazıları Meclis aşamasında bazılar da teklif aşamasında muhalefetin destek vermemesi ile akim kalmıştır.
Her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak, gençlerimizin geleceklerine umutla bakmalarını sağlayacak, özetle Türkiye Yüzyılı’na yakışacak şekilde hazırlayarak hayata geçirmekte kararlıyız.
Başörtüsü için anayasa değişikliği teklifi hazırladık, Önümüzdeki hafta Meclis’e sunarak bu konunun ülkemizin gündeminden çıkmasını sağlayacağız.
'ÜLKEMİZİ EN BÜYÜK 10 DEVLET ARASINA YÜKSELTECEĞİZ'
Türkiye Yüzyılı’nı, ülkemizi siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükselteceğiz.
Cumhuriyetimize adını veren cumhurun yani halkımızın siyasetin de, yönetimin de asli öznesi olma konumunu güçlendirme kavli için bugün burada bir araya geldik. İnsanımıza hakkı olan tüm imkanlara kavuşturma hakkını teyit etmek için bir araya geldik. Burada milletimize verdiğimiz her sözü samimiyetle yerine getirmenin gayreti içerisindeki bir kardeşiniz olmanın gönül rahatlığı ile sizlerin huzurundayım.
Cumhuriyetimizin 99 yılını 2023’te 100’e tamamlarken bütün dikkatimizi, enerjimizi, çabamızı Türkiye Yüzyılı’nın inşasına harcayacağımızı bütün kulağı ve kalbi açık herkesle paylaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı2nın bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine, demokrasi, kalkınma, barış ve refah götüreceğini tüm insanlıkla paylaşıyoruz. Daha nice hayırlı adımlara vesile olsun.
Geçtiğimiz 20 yılda yaptıklarımızla asırlık eksikliklerimizin çoğunu gidermiş olsak da bunu yeterli görmüyoruz. Öyle kritik bir eşikteyiz ki bundan sonra atacağımız adımlarla ya bu ligin ön sıralarındaki yerimizi alçağız ya da tekrar geriye düşme riski ile karşı karşıya kalacağız. Ülkemizi Türkiye Yüzyılı vizyonu ile asırlık hedeflere yöneltirken, üstesinden gelinmesi çok zor olan bir yükün altına giriyoruz. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, bir gönül tamir etmemiş olanların rahatlığı sizleri yanıltmasın.
Eğer ülke ve millet olarak eser üstüne eser koyarak yolumuza devam etmezsek bir süre sonra yerimizde yeller esmesi kaçınılmazdır.
Sözümüz işiten kulaklara, gören gözlere, hakkı konuşan dillere ve kapısı açık kalpleredir. Türkiye Yüzyılı kimlik siyaseti yerin birlik siyaseti, inkar siyaseti yerine kucaklama siyasetini, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini ikamet etmenin adıdır.
Ülkemizdeki her bir ferdin, şahsımı ve siyasetimi takdir etmeyerek tercihini farklı bir yönde kullanma hakkı elbette vardır, bizim tek isteğimiz şu gerçeklerin farkına varılmasıdır; Sağlık sorunları yaşadığı için hastaneye giden vatandaşımız dünyada emsali olmayan bir hizmeti en kaliteli ve ücretsiz şekilde almaktadır. Yaşı ve engelli gibi dezavantajlı vatandaşlarımıza evde bakım dahil her türlü hizmet sunulmaktadır.
Sessiz devrimler sayesinde yıllarca ülkemizde ötekileştirilen tüm kesimler hak ve özgürlüklerini en geniş şekilde kullanabilmektedir.
Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizde hizmet devrimini nasıl hayata geçirdiyse Türkiye Yüzyılı’nda da böyle bir zihniyet devrimini hayata geçireceğiz.
Vesayetin desteği ile eğitimden iş hayatına her alanda önünü kestikleri gençlerimizi küçümsüyorlardır, asker evladının yemin törenini tel örgülerin ardından yaşlı gözlerle izleyen anneleri sakallı babaları küçümsüyorlardı. Biz hiçbir zaman ayrım yapmaksızın milletimizi tüm fertleri ile işte bu zihniyetin küçümsemesinden de engellemesinden de kurtaracak adımları attık. Eğitimden girişimciliğe her alanda fırsat eşitliğini temin edecek eserler verdik, hizmetler gerçekleştirdik. İnsanımızı gelişmiş ülkelerde n varsa hepsine sahip olabileceği bir altyapı kurduk. Ülkemizin 20 yılda nereden nereye geldiğini hatırlamak bize Türkiye Yüzyılı’nın önemini daha iyi gösterecektir.
20 YILDA NELER YAPILDI?
Eğitimden girişimciliğe her alanda fırsat eşitliğini temin edecek eserler verdik, hizmetler gerçekleştirdik. İnsanımızı, gelişmiş ülkelerde ne varsa hepsine sahip olabileceği, üstelik bunlara güçlü bir sosyal devlet şemsiyesi altında kolayca ulaşabileceği bir altyapı kurduk. Ülkemizin 20 yılda nereden nereye geldiğini şöyle özetle hatırlamak, bize Türkiye Yüzyılının anlamını daha iyi gösterecektir. Eğitimde; Yükseköğretim dâhil 10,3 milyar lira olan yıllık bütçeyi, 304 milyar liranın üzerine çıkardık. Derslik sayımızı 343 binden 612 bine yükselttik. Yeni atadığımız 750 bin öğretmenle toplam öğretmen sayımızı 1 milyonun üzerine çıkardık. Toplam 3,5 milyar adet ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz dağıttık. Üniversite sayımızı 76'dan 208'e, akademik personel sayımızı 70 binden 184 bine ulaştırdık. Katsayı adaletsizliğine son vererek evlatlarımıza yükseköğrenimde fırsat eşitliği sağlarken, mesleki eğitimi de yeniden cazip hale getirdik
Sağlıkta; Hastane yatak sayımızı 164 binden 264 bine çıkardık. Toplamda 28 bin 987 yataklı 20 şehir hastanemizi tamamlayıp hizmete sunduk. Halen 15 bin 75 yatak kapasitesine sahip 13 şehir hastanemizin inşasına devam ediyoruz. Sağlık personeli sayımızı 1 milyon 350 bine çıkartarak, sağlık kuruluşlarımızı en modern araç-gereçlerle donatarak, milletimize en kaliteli hizmetin verilmesini sağladık. Gençlik ve sporda; Gençlik Merkezi sayımızı 9'dan 419'a yükselttik. Toplam spor tesisi sayımızı 1.575'den 4 bin 290'a çıkardık. Yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 850 bine ulaştırdık. Yükseköğrenim burs ve kredi tutarını lisans öğrencileri için aylık 45 liradan 850 liraya çıkartırken, yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1.700 liraya, doktora öğrencileri için 135 liradan 2 bin 550 liraya yükselttik. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize aylık 800 lira beslenme yardımı yapıyoruz.
Aile ve sosyal hizmetlerde; Son 20 yılda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 540 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Engelli vatandaşlarımıza verdiğimiz diğer desteklerin yanı sıra, engelli memur sayımızı 5 bin 777'den aldık 66 bine ulaştırdık. Yaşlılarımıza, evde bakımdan gündüzlü bakıma kadar pek çok hizmet sunuyoruz. Devlet korumasındaki çocuklarımızı, önceliği ailelerinin yanında kalmalarına vererek, eğitimden istihdama her alanda destekliyoruz. Sosyal yardım şemsiyemizi, elektrikten doğalgaza pek çok başlıktaki destekle gerçek ihtiyaç sahibi her aileyi kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Şehit yakını ve gazilerimize hayatın her alanında sahip çıkıyoruz. Bir insanlık suçu olarak gördüğümüz kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda çok önemli mesafe kat ettik. Kadın hakları ile ailenin korunmasını, birbirinin alternatifi değil birbirinin tamamlayıcısı gören bir anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Çalışma ve sosyal güvenlikte; Net asgari ücreti, hem çalışanı, hem işvereni koruyacak tedbirlerle 184 liradan 5 bin 500 liraya çıkarttık. Aktif sigortalı sayımızı 12 milyondan 25,3 milyona, toplam istihdamı 31 milyonun üzerine yükselttik. Adalette; Hakim ve savcı sayımızı, FETÖ ihanet çetesi mensuplarında yaptığımız büyük temizliğe rağmen, 9 bin 349'dan 22 bin 727'ye yükselterek, kürsülerdeki eksikleri giderdik. Mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, idari yargıda yüzde 42 artırarak, 278 hizmet binası inşa ederek, yargı teşkilatımızın altyapısını güçlendirdik. İçişlerinde; Ülkemizin güvenliği için gece gündüz çalışan Emniyet Genel Müdürlüğümüzün, Jandarma Genel Komutanlığımızın, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın personel sayısını toplamda 538 bine çıkardık. Her türlü suçla ve suçluyla mücadeleyi etkinleştirerek insanlarımızın sokakta, evinde, işyerinde huzurla hayatlarını sürdürebilmesini sağladık.
Kamu yönetim sisteminin en alt birimi olan muhtarlıklarımıza, valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler nezdinde muhataplıklar tesis ettik. Demokrasimizin uç beyleri muhtarlarımızı, asgari ücret düzeyinde gelire kavuşturarak, sosyal güvenlik primlerini karşılayarak, daha pek çok sorunlarını çözerek her alanda güçlendirdik. Afet yönetiminden eğitim ve yardım faaliyetlerine kadar geniş bir alanda sivil toplum kuruluşlarımızın sayısını 76 binden 122 bine yükselterek, kurumsal kapasitelerini genişleterek, maddi destek vererek etkinliklerini artırdık. Dünyanın en etkin afet yönetimi kurumu olan AFAD'ı kurarak, arama-kurtarmadan zararların telafisine kadar her konuda vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmadık. Düzensiz göçle etkin mücadele için 18 bin kişi kapasiteli 30 geri gönderme merkezi kurduk. Suriye'de oluşturduğumuz güvenli bölgelere, yaklaşık 530 bin kişinin gönüllü dönüş yapmasını temin ettik. Milli savunmada; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı Harekâtları ve Pençe-Kilit Operasyonuyla, güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu parçalayıp attık.
Darbe ve cunta izlerinden temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizin dünyanın en güçlü orduları arasındaki seçkin yerini tahkim ettik. Ulaştırmada; Bölünmüş yol mesafemizi 6 bin 100 kilometreden 28 bin 722 kilometreye, otoyol uzunluğumuzu 1.714 kilometreden 3 bin 633 kilometreye çıkardık. Karayolu tünel sayımızı 83'den 469'a, karayolu tünel uzunluğumuzu 50 kilometreden 664 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuzu 311 kilometreden 731 kilometreye yükselttik. Toplam 1.460 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı, ilaveten toplam 2 bin 102 kilometre uzunluğunda yeni demiryolu ağı yaparken, 8 bin 547 kilometre uzunluğunda mevcut hattı da elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Havayollarında, 26'dan devraldığımız havalimanı sayımızı 31 ilaveyle 57'ye; denizcilikte tersane sayımızı 37'den 84'e çıkardık. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde, 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısını 89,5 milyona, e-devlet kullanıcı sayısını 61 milyona yükselttik. İnşallah fiber internet altyapımızı da süratle yaygınlaştırarak, yakında hedeflerimize uygun seviyeye getireceğiz.
Çevre şehircilik ve iklim değişikliği alanında; TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 170 bin konut ürettik, 3 milyon konutun dönüşümünü tamamladık, 12 milyon vatandaşımızın güvenli konutlarda yaşamasını sağladık. Ayrıca, 45 ilimizde 80 tarihi kent merkezimizi yeniliyor, 30'dan fazla sanayi alanımızı şehir dışına taşıyoruz. Son olarak, 500 bin sosyal konut, bir milyon konut amaçlı arsa, 50 bin işyeri hedefimizi milletimizle paylaştık. Bu büyük projenin ilk etabı olan 250 bin sosyal konutu, 100 bin konut arsasını ve 10 bin işyerini iki yıl içinde tamamlıyoruz. "81 şehrimize 81 milyon metrekare millet bahçesi" yapma hedefimiz çerçevesinde, Türkiye genelinde 455 millet bahçesini hizmete açtık veya inşasına devam ediyoruz. Tarım ve ormanda; Son 20 yılda çiftçilerimize verdiğimiz toplam 216 milyar lira tutarındaki tarımsal destek, cari değerle 500 milyar liraya yakın bir rakama tekabül ediyor.
Daha önce 40 milyar lirayı bile bulmayan Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızı, geçtiğimiz yıl itibariyle 407 milyar liraya yükselttik. Baraj sayımızı 276'dan 930'a, hidroelektrik santrali sayımızı 97'den 730'a, içme suyu tesisi sayımızı 84'ten 370'e ve sulama tesisi sayımızı 1.764'ten 3 bin 325'e çıkardık. Dünyada orman varlığını artıran ender ülkelerden biriyiz. Hazine ve maliyede; Milli gelirimizi 238 milyar dolardan aldık, 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Satın alma gücü paritesine göre ülkemizi dünyanın en büyük 11'inci, Avrupa'nın 4'üncü büyük ekonomisi konumuna çıkardık. Ülkemiz Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla bakımından son 20 yılda reel olarak yüzde 172 ve dolar bazında yüzde 237 büyüme kaydetti. Yılda ortalama yüzde 5,5 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2021 yılında bunu ikiye katlayarak yüzde 11 seviyesine ulaştı. İnşallah enflasyonu kontrol altına alarak, ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz.
Ticarette; İhracatımızı 36 milyar dolardan 250 milyar doların üzerine çıkarırken, dünyada 228 ülke ve bölgeye yaygınlaştırdık, dış ticaret hacmimizi de 500 milyar dolara ulaştırdık. Bin yıldır milletimizin bel kemiği olarak gördüğümüz esnaf ve sanatkârlarımızı, tüm imkânlarla destekledik, güçlendirdik. Dışişlerinde; Dış temsilcilik sayımızı 163'ten 255'e çıkartarak temsil ağımızı yaygınlaştırdık. Ülkemizi tüm uluslararası platformlarda söz ve etki sahibi bir konuma yükselttik. Savunma sanayinde; Kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde, İHA'lar, SİHA'lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere, 170 ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir ülke durumuna geldik.
YERLİ OTOMOBİL İLK TOGG YARIN BANTTAN İNİYOR
Sanayi ve teknolojide; Kurduğumuz 152 yeni organize sanayi bölgesi, 29 endüstri bölgesi ve 94 teknoparkla, ülkemizin üretim gücünü artırdık. Milli Uzay Programımızı oluşturarak, bir vatandaşımızı önümüzdeki yıl uluslararası uzay istasyonuna gönderme hazırlıklarına başladık. Yerli otomobilimiz TOGG'un fabrikasında ilk aracı, yarın, 29 Ekim'de banttan indiriyoruz.
ENERJİDE YENİ MÜJDELER YOLDA
Ülkemizi, salgın ve savaşla sarsılan dünyanın yeni üretim ve tedarik merkezi haline getirecek altyapıyı kurduk, geliştirdik, şimdi de büyütüyoruz. Enerjide; Toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 101 bin 518 megavata yükselttik. Karadeniz'de toplam 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. İnşallah yakında enerjide yeni müjdelerin sevincini milletimizle paylaşacağız.
50 MİLYON TURİST, 44 MİLYAR DOLAR TURİZM GELİRİ HEDEFİ
Kültürde ve turizmde; Dünya mirası listesinde olan varlık ve alan sayımızı artırdık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımızı 46'dan 5 bin 781'e çıkardık. Salgının en çok vurduğu turizm sektöründe zararlarımızı hızla telafi etmekle kalmıyor, 50 milyon turist, 44 milyar dolar turizm geliri hedefimize doğru ilerliyoruz.
TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TRT gibi kurumlarımız vasıtasıyla, tüm gönül dostlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz.
Aziz Milletim... Görüldüğü gibi ne kadar özetlersek Özetleyelim, eser ve hizmetlerimiz anlatmakla bitmiyor. Tabii bunlar şimdiye kadar yaptıklarımız. Bir de Türkiye Yüzyılı programıyla, Cumhuriyetimizin ikinci asrı için yapmayı hedeflediğimiz çalışmalar var.
KANAL İSTANBUL PROJESİ
Biz, her seçimde milletimizin karşısına, herkesi kendine hayran bırakan dev projelerle çıkmış bir siyasi kadroyuz. Hamdolsun, verdiğimiz sözlerin hemen tamamını gerçekleştirerek milletimizin hizmetine sunmayı başardık. Bu çerçevede Kanalistanbul projesi, Türkiye Yüzyılımızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasındaki yerini korumaktadır.
Ama bu muhalefetin kafası basmaz, anlamaz bunlar anlamaz. Az önce 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nü gördünüz değil mi? Bunlar ona da hayır diyorlardı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne de hayır diyorlardı yaptık. Yahu siz ne derseniz deyin biz yürüyoruz. Ve bu proje Türkiye Yüzyılımızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasındaki yerini korumaktadır. Seçim tarihine kadar elbette milletimizle paylaşacağımız yeni projelerimiz olacaktır. Bugün sizlere sadece, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ruhunu, felsefesini, özünü anlatmak istiyorum.
'TÜRKİYE YÜZYILI, HUZURUN YÜZYILIDIR'
Dünya, göçün sembolü haline dönüştüğü derin ekonomik adaletsizlikler, sosyal parçalanmalar, siyasi savrulmalar yaşarken, biz tam ortasında bulunduğumuz bu sıkıntılı fotoğraftan da ayrışıyoruz. Kendi güvenlik ve refahlarından başka bir öncelikleri olmayanların aksine biz, huzuru bölgemizle ve tüm dünyayla birlikte oluşturacağımız ortak iklimde aramaya devam edeceğiz. "Dünya 5'ten büyüktür" çağrımızın temelinde de bu anlayış vardır. Türkiye Yüzyılı başarının yüzyılıdır. Bize bu toprakları vatan yapan ecdadımızdan aldığımız ilhamla, girdiğimiz her mücadeleyi başarıyla sonuçlandıracak özgüvene, dirayete, azme, kabiliyete sahip olduğumuzdan şüphe etmiyoruz. Ülkemizi daha nice başarılarla, daha nice "ilk"lerle, "en"lerle tanıştırarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemizi zirveye çıkartmakta kararlıyız. Türkiye Yüzyılı, güven ve istikrarın yüzyılıdır. Küresel düzeyde söz, etki, üretim, ihracat, istihdam gücü kazanan ülkemiz, bunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle garanti altına aldığımız güven ve istikrar iklimi sayesinde elde etmiştir.
Bölgesinde ve dünyada gücü giderek artan Türkiye'nin yönetimde istikrar ve güvene sıkı sıkıya sahip çıkması halinde, ulaşamayacağı hedef yoktur. Günü kurtarmak değil geleceği inşa etmek için istikrarı tahkim ederek ülkemize eser ve hizmet kazandırmayı sürdüreceğiz. Ülkemizi bu sayede en kısa sürede 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine, 100 milyar dolar turizm gelirine kavuşturacağız. Türkiye Yüzyılı üretimin yüzyılıdır. Yerli ve milli, yenilikçi ve yeşil üretim ekonomisi anlayışıyla, Milli Teknoloji Hamlemizin desteğiyle, sanayiden tarıma her alanda dünyadaki rekabet gücümüzü artırıyoruz. İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli, geniş pazarlı, istihdamı artıran doğru üretim alanlarını destekleyerek, Türkiye'yi en büyük küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri haline getireceğiz. Önümüzdeki dönemi, bu doğrultuda yeni ve etkin üretim stratejilerini konuşup hayata geçireceğimiz bir sürece dönüştürüyoruz. Türkiye Yüzyılı verimliliğin yüzyılıdır. Salgın ve savaşın tetiklediği ekonomik dalgalanmalar küresel düzeyde enerji, sağlık ve gıda krizlerini derinleştirirken, biz bu kötü gidişten ayrışmayı zaten başardık.
Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütecek Türkiye Ekonomi Programını da verimlilik üzerine bina ediyoruz. Kendimiz ve dünya için hayati öneme sahip alanlarda üretimi ve ihracatı artıracak, yeşil kalkınma devrimine katkı verecek faaliyetleri, verimlilik ilkeleriyle daha da geliştireceğiz.
'TÜRKİYE YÜZYILI, GÜCÜN YÜZYILIDIR'
Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda attığımız her adım ve kazandığımız her başarı, ülkemizin gücüne güç katmaktadır. Ülkemizin siyasi ve ekonomik bir güç olarak küresel düzeydeki yükselişini, ahenkli bir yönetim ve daha da geliştireceğimiz altyapımızla sürdüreceğiz. Hiçbir alanda duraklamaya veya gerilemeye mahal vermeden, doğru hedefler, doğru kararlar, doğru adımlar yoluyla büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını tamamlayacağız.
'TÜRKİYE YÜZYILI, DİJİTALİN YÜZYILIDIR'
Çağı yakalamaya çalışan ülkeden, çağa yön veren ülkeye giden bir yolculuk içindeyiz. Bunun için, dijital teknolojiler alanında ülkemizi, Metaverse'ten Blokzincir'e kadar her alanda en üst seviyeye çıkartacağız. Dünyanın en yaygın ve etkin e-devlet altyapısını kurmuş, orta ve yüksek teknolojiye dayalı üretimini hızla geliştiren bir ülke olarak, küresel dijital devrim ekonomisinin de öncülüğünü yapacağız.
'TÜRKİYE YÜZYILI, İLETİŞİMİN YÜZYILIDIR'
Millet ve devlet, devletimizle diğer ülkeler arasındaki iletişimi hızlı, sürekli ve şeffaf hale getirecek düzenlemeleri, sosyal huzurun ve milli güvenliğin teminatı olarak görüyoruz. Vatandaşımızı ve dünyayı, güvenilir kaynaklar aracılığıyla doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz.
'TÜRKİYE YÜZYILI, BİLİMİN YÜZYILIDIR'
Bilimin ve teknolojinin ilerleyişinin insanlığın geleceğini ne yönde etkileyeceğinin farklı boyutlarıyla tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde, insanımızın hayat kalitesini artırmaya yönelik olarak kamuda ve özel sektörde yürütülen bilimsel çalışmaları destekleyerek, bu alanda da söz ve iddia sahibi konuma ulaşmayı planlıyoruz. Uluslararası sıralamaların ilk 500'ünde en az 10 üniversitemizin yer almasını sağlayacak, 2030 yılında 10 milyonu bulacağı öngörülen uluslararası öğrenci sayısından, halen 300 bine yakın olan payımızı 1 milyona çıkartacağız.
'TÜRKİYE YÜZYILI, KALKINMANIN YÜZYILIDIR'
Tarihimizin en büyük kalkınma atılımını gerçekleştirirken, küresel krizler karşısında. kendi önceliklerimizi korumayı da başardık. Ülkemizi 81 vilayetiyle kavuşturduğumuz, her alanda çağın ihtiyaçlarına cevap verecek, hatta kimi alanlarda gelişmiş devletlerin önüne geçirecek altyapıyı daha da geliştireceğiz. Küresel krizi firsata dönüştürerek, ülkemizi asıl hedeflerine ulaştıracak yeni bir ekonomik ve sosyal kalkınma atılımını gerçekleştirmenin eşiğindeyiz. Milli gelirimizi artırdıkça, her kesimden insanımızın bundan hak ettiği payı adil bir şekilde almasını da sağlayacağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, BARIŞIN YÜZYILIDIR
Dört bir yanımızda savaşın, çatışmaların ve gerilimlerin arttığı bir dönemde, tüm taraflarla eşit, ahlaki, adil bir ilişki tesis ederek, barış için samimi gayret gösteren tek ülke durumundayız. Milli menfaatler, uluslararası ilkeler ve çok yönlü dengeler üzerinde, hem masada, hem sahada sergilediğimiz insani ve vicdani duruş giderek daha çok takdir topluyor.
Önümüzdeki dönemde, bu yaklaşımımızı daha da genişletip etkinleştirerek insanlığın hizmetine sunmayı sürdüreceğiz.
TÜRKİYE YÜZYILI, DEĞERLERİN YÜZYILIDIR
Tarihin, hepsine de sahip çıktığımız en kadim medeniyetlerinin membaı bu toprakların bugünkü sakinleri olarak, insanlığın ortak değerlerini korumakla da yükümlüyüz. Bizimle birlikte geniş bir coğrafyanın kültürel ve sosyal ahengin güvencesi olan bu kadim değerleri, yeni gerçekler ışığında zenginleştirerek sonraki nesillere aktaracağız.
TÜRKİYE YÜZYILI, HAKLININ YÜZYILIDIR
Hayatımız boyunca güçlünün değil haklının üstün olduğu bir siyasi ve sosyal düzenin inşası için çalıştık, çabaladık. Temel özgürlüklerin eksiksiz kullanılabilmesini temin ederek, haklının güvencesi ve doğrunun tarafı olacak bir demokrasi işleyişini sağlama almak istiyoruz. Bunun için köken ve inanç başta olmak üzere, hiçbir ayrım gözetmeksizin, her bir bireyin hakkını, hukukunu, geleceğini teminat altına alacak düzenlemeleri daha da etkinleştireceğiz.
'TÜRKİYE YÜZYILI, ŞEFKATİN YÜZYILIDIR'
İnsanlığın vicdanının sükûta büründüğü her durumda ve her yerde, bizim sesimiz aynı gürlükte çıkmaya devam etmiştir. Şefkatin, merhametin, vicdanın rafa kaldırıldığı bir dünyanın herkes için yaşanılmaz hale geleceği inancıyla, bu mücadelemizi küresel düzeyde sürdürüyoruz. Kadim devlet geleneğimizden aldığımız ilhamla, sosyal destekler başta olmak üzere, her alanda vatandaşlarımıza daha kuşatıcı hizmetler sunacağız.
'TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLALİN VE İSTİKBALİN YÜZYILIDIR'
Bugün güçlüyüz, yarın daha da güçlü olacağız. İnsanlarımızın tamamının istiklalinden emin bir şekilde istikbaline güvenle bakacağı bir Türkiye için yeni projeler, yeni programlar, yeni eserler, yeni hizmetler peşinde koşmaya devam edeceğiz.
'TÜRKİYE YÜZYILI, GENÇLERİN YÜZYILIDIR'
İstikbalimizin teminatı gençlerimizi, eğitimden spora her alanda TEKNOFEST ruhuyla en üst düzeyde yetiştirmek, için gereken altyapıyı önemli ölçüde tamamladık. Bu temel üzerinde gençlerimizi, "kökü mazide olan ati" anlayışıyla, değerlerine bağlı, ne istediğini bilen, geniş ufuklu, azimli, donanımlı, çalışkan bireyler olarak geleceğe hazırlamaya devam edeceğiz. Aziz Milletim... Sadece çok kısa başlıklar ve birkaç cümlelik açıklamalarla çizmeye çalıştığım bu resim, Türkiye Yüzyılının siluetidir. Milletimiz bu silueti netleştirecek, hayalleri gerçeğe dönüştürecek özgüvene sahiptir. Gerçek devrimler, gerçek reformlar, gerçek dönüşümler, milletin özünden çıkıp gelen enerjinin, hareketin, çabanın neticesi olarak hayat bulur. Ülkemizi yıllarca özgürlüklerden ve zenginliklerden uzak tutanlar güçlerini, milletimizin özgüveninin önünü kapatmış olmalarından alıyordu. Ne zaman ki bu set yıkıldı, işte o zaman Türkiye bambaşka bir görünüme büründü. Menderes'in ilk kazmayı vurduğu, Özal'ın ilk gediği açtığı bu seti kökünden söküp atmak, hamdolsun, bize nasip oldu.
Tabii bu arada kaybolup giden nesillerin hesabını sormak da bize düştü. Kılığından kıyafetinden dolayı Ankara'ya alınmayan köylümüzün... İnancından ve kültüründen dolayı aşağılanan mütedeyyin vatandaşlarımızın... Yassıada'da onurları çiğnenen milli irade temsilcilerinin... Mamak ve Diyarbakır zindanlarında işkenceye maruz kalan evlatlarımızın... Hülasaten horlanan, hakir görülen, ezilen, dışlanan, haksızlığa maruz bırakılan her insanımızın davası, bizim davamızdır. Bunun için; Hep daha fazla demokrasi, daha fazla eser ve hizmet, daha fazla özgürlük, daha fazla adalet, daha fazla fırsat eşitliği için çalıştık. Yeri geldiğinde yedi düvele kafa tutarak, yeri geldiğinde siyasetin ve diplomasinin inceliklerini kullanarak, insanımızın tüm dünyada başı dik şekilde gezebilmesini sağladık. Bize ödetilen bedellere hiç bakmadan adaletsiz kalkınma, kalkınmasız adalet olmayacağı anlayışıyla tüm gönüllere girmek için uğraştık, didindik.
Hakkâri'den Ankara'ya, Ardahan'dan İzmir'e, Şanlıurfa'dan İstanbul'a ülkemizin her şehrini aynı eğitim, aynı sağlık, aynı ulaşım, aynı spor imkânlarıyla buluşturmanın mücadelesini verdik. Artık bu ülkede, evladını okula gönderemediği için yoksulluğa kurban verme veya terör örgütüne kaptırma endişesi duyan ailelerin sitemini değil... Çocuğunun diploma törenini gururla seyreden ailelerin sevincini paylaşıyoruz. Artık bu ülkede, doktora götürmek için yola çıktığı hasta evladını Zap suyuna kaptırıp "Ankara'ya ses gitmiyor" ağıtları yakanların türkülerini değil... Evine gelen doktora, bir adım ötesindeki hastaneye bakıp "Allah devlete zeval vermesin" diyen insanlarımızın dualarını dinliyoruz.
Artık bu ülkede, bize adeta bahsedilen sözde demokrasi ve özgürlüğümüzün mahcubiyetini değil... Dişimizle, tırnağımızla, alın terimizle, kanımızla eman yurdu haline getirdiğimiz, çalışanın emeğinin karşılığını alacağını, düşenin kolundan tutulacağını bildiği bir yerde yaşamanın kıvancı içindeyiz.
Bugün Türkiye, kendi vatandaşlarına sağladığı imkanlar yanında, dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanı da kendisine çekmektedir. Ülkemize gelen herkesi sığınmacı sanan, her gördüğü yabancıya nefretle bakan hastalıklı zihniyetler anlamıyor olsa da, Türkiye bölgesel ve küresel bir cazibe merkezi haline dönüşmüştür. Sadece canını kurtarmak isteyen mazlumları misafir etmiyoruz. Yatırımcılardan profesyonel meslek mensuplarına kadar her kesimden insan, ülkemizdeki potansiyeli görüyor ve buraya yöneliyor. Dünyanın her ülkesi, finans ve yetişmiş insan kaynağı durumundaki bu tür insanlara kapılarını sonuna kadar açmaktadır. Biz de, Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına, güçlenmesine katkı veren herkesi bağrımıza basıyoruz, basacağız.
Küresel zenginlikten ülkemizin aldığı payı yükseltmenin yollarından biri de budur. Siyasi istikrarını teminat altına almış... Güvenliğini sağlamış... Demokrasisini kökleştirmiş... İnsan haklarını sahiplenmiş.. Ekonomisini büyütmüş.... Sosyal devlet uygulamalarını yaygınlaştırmış... Krizlere ve tehditlere karşı bünyesini güçlendirmiş... Akil, adil ve hakim bir güç haline gelmiş... Geçmişin tüm korkularından ve yoksunluklarından arınmış ülkemizin gündemine yakışan yeni kızılelması, ancak Türkiye Yüzyılı olabilir. Aziz Milletim... Herkesin bir hayali vardır. Bizim hayalimiz de Türkiye Yüzyılıdır. Üstelik biz bu hayali bugün de kurmuyoruz. Aklımız ermeye başladığı günden beri bu hayalin peşindeyiz. Bugüne kadar yaptığımız her işi de, bizi bu hayale yaklaştıracak adımlar olarak gördük. Şimdi de, bizimle bu hayali paylaşacak, yanlışa yanlış dediği gibi doğruya da doğru diyecek herkesle yol yürümeye hazırız. Buradan 81 vilayetimizdeki her bir vatandaşıma sesleniyorum;
Biz Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını, aynı zamanda Türkiye'de siyaseti üslubuyla, tarzıyla, işleyişiyle, sonuçlarıyla değiştirecek yeni bir dönemin de miladı haline getirmek istiyoruz. Türkiye Yüzyılı için yapılacak her katkı bizim için çok kıymetlidir. Gelin, 29 Ekim 2023'e kadar Türkiye Yüzyılını konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Gelin, Türkiye Yüzyılı vizyonunu birlikte oluşturalım, birlikte inşa edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını yeni bir milli mutabakat zemini haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılında demokrasimizi, katılımcı demokratik bir Cumhuriyet kimliğiyle taçlandıralım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizi, bir asırdır enerjimizi yiyip tüketen her türlü taassuptan arındırıp, siyasetin eksenini emek ve eser üzerine yeniden kuralım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizdeki özgürlüklerin çerçevesini, pozitif özgürlük anlayışıyla tekrar çizelim.
Gelin, Türkiye Yüzyılında tam fırsat eşitliği ve hakkaniyet temelinde bir sosyal adalet anlayışını birlikte tesis edelim. Gelin, Türkiye Yüzyılında asırlardır gerilemeyle, duraklamayla, yıkılmayla tarif edilen ülkemizin yükseliş dönemini başlatalım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizi herkesin kendi yankı odasından çıkıp birbirini dinlediği, birbirini anladığı, birbirine saygı duyduğu bir yer haline getirelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını fark edilen, fark atan, farkını hissettiren ve farklılıklarıyla zenginleşen bir ülke haline gelişimizin sembolü yapalım. Gelin, Türkiye Yüzyılında erdem ve adalet devletini zirveye çıkartalım. Gelin, Türkiye Yüzyılında ülkemizi küresel çarkın bir dişlisi olmak yerine lokomotifi haline dönüştürelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını milli ve yerli değerlerle evrenseli kuşattığımız, sözümüzü çağa söylediğimiz bir dönem haline getirelim. Gelin, Türkiye Yüzyılını korkularıyla yaşayan bir geçmişten umutları, hayalleri, özgüveni ve cesaretiyle şahlanan bir geleceğe geçişin kapısı yapalım.
yüzümüzü hem doğuya, hem batıya, ama asıl doğruya doğru dönelim. Gelin, bir asır önce istiklal mücadelemizi bir ilk adımla nasıl başlatıp zafere ulaştırdıysak, bugün de istikbal mücadelemizin ilk adımını atalım.
Bu yolu kadını-erkeğiyle, genci yaşlısıyla, her kesimden insanımızla hep beraber yürüyelim.
Bu vatan hepimizin vatanı. Bu ülke hepimizin ülkesi. Bu bayrak hepimizin bayrağı. Bu devlet hepimizin devleti. Bu gelecek hepimizin ortak geleceği.
Öyleyse her şeyden önce Cumhur İttifakımızın şu anda temsilcileri olarak Sayın Bahçeli'ye Sayın Destici'ye ve gönlünü koyan tüm kardeşlerime buradan kalbi selamlarımla.
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız!
Kalın sağlıcakla...
Salon'un ortasına yerleştirilen Türkiye Yüzyılı'nı temsil eden logo ve üzerinde işleyen bir güneş saati dikkat çekiyor. Saatin çalışması ile Türkiye Yüzyılı vaktinin başladığı temsil ediliyor.
ERDOĞAN SALON ÖNÜNDE BEKLEYEN VATANDAŞLARA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan salonun önünde vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bayramın arefesinde böyle anlamlı bir günde Türkiye Yüzyılını kutluyoruz. Karşımda şu anda Kızılelma'yı görüyorum. Öbür tarafta Gökbey'i görüyorum. Laf değil icraat. Kimse bizi bölemeyecek kimse bizim önümüze taş koyamayacak. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Onlara da sorun 'Siz bu ülkede ne yaptınız?' 20 yıldır yaptıklarımızla konuşuyoruz. Eğitim, sağlıkta, ulaşım, enerji ve tarımda neler yaptık. Biliyorsunuz. Daha neler yapacağız? Bunlar birazdan kapalı spor salonunda açıklayacağız. 7 ayımız var. 7 ay durmak yok yola devam. Ben hanım kardeşlerime, gençlerime, ana kademeye inanıyorum." dedi.
Türkiye Yüzyılı vizyonunun açıklanması öncesi programın yapılacağı salon da dolmaya başladı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Üşümeye hazır olun! Marmara’da hava sıcaklıkları 10 ila 12 derece azalacak
Son Dakika Haberleri... Rusya’da Yakalanan Berat Can Gökdemir’in Türkiye’ye İadesi Talep Edildi
SON DAKİKA... "Türkiye altında kalabilir" deyip uyardı: 7.2 büyüklüğünde deprem bekliyoruz
Bursa'da yarın okullar tatil mi 22 Kasım 2024? Valilikten açıklama geldi mi?
İstanbul'da lodos: Dev dalgalar oluştu, Kalamış Sahili göle döndü