Veli Saçılık davasında karar çıktı
Burdur Cezaevi'nde 2000 yılındaki operasyonda duvarı delen dozerin kepçe darbesiyle sağ kolu kopan 37 yaşındaki Veli Saçılık'ın da aralarında bulunduğu 61 mahkum ve tutuklu hakkında, "cezaevinde oluşan hasarı karşılamaları" için açılan davada mahkeme, 61 mahkum ve tutuklunun toplam 25 bin 369 TL tazminat ödemesine hükmetti.
61 mahkum ve tutuklu hakkında, 'cezaevinde oluşan hasarı karşılamaları' için Maliye Bakanlığı tarafından açılan 31 bin TL'lik tazminat davasının 78'inci duruşması, Burdur 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Karar duruşmasına davalılardan Veli Saçılık, Osman Özarslan ve Veli Saçılık'ın avukatı Senem Doğanoğlu ile Maliye Bakanlığı avukatı Erdoğan Yörükoğlu katıldı. Mahkeme, davacının davasını kısmen ispatladığını belirterek, olayda ortaya çıkan zarara karşılık 25 bin 369 TL'nin 5 Temmuz 2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Veli Saçılık'ın da aralarında bulunduğu 61 mahkum ve tutukludan tahsil edilmesine hükmetti.
"Adalet yok hakim yok"
Veli Saçılık, duruşma sonrası adliye dışında yaptığı açıklamada, kararın malumun ilanı olduğunu söyledi. Burdur E Tipi Cezaevi'nde kolunun kopartıldığını aktaran Saçılık, "Diğer arkadaşlarıma işkence yaptılar, tecavüz uyguladılar. Tek bir jandarma, tek bir gardiyan, hiç kimse yargılanmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) açıkça bu süreci mahkum etti. Haklılığımızı tescil etti. Bize tazminat verdi. 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin hakimi bizim haksız olduğumuzu, o dozerle daldıkları, kendilerinin yıktıkları, o anda kolumu koparttıkları duvarın parasını bizim vermemiz gerektiği yönünde karar veriyor. Burada bir adalet yok. Bir hakim yok. Burada açıkça işkenceyi kollamak var. İşkencecilerden yana bir tavır sergiliyor mahkeme. Biz böyle bir mahkemeyi tanımıyoruz. Böyle bir adaleti tanımıyoruz" diye konuştu.
"Bütün ordun gelse benim kızımı zorla Osmanlıca dil dersine sokamaz"
"Kolumu koparanlardan biri bu hakimdir"
Mahkemenin bütün dünyada konuşulacak bir karar verdiğini aktaran Veli Saçılık, şöyle devam etti:"Yani siz bir kişinin kolunu koparacaksınız, bir kişiye işkence yapacaksınız, tecavüz edeceksiniz, onlarca kişiye işkence yapacaksınız bu sabit olacak, Anayasa'da açıkça AİHM kararının tanınması gerektiği yönünde karar olmasına rağmen, madde olmasına rağmen onu da tanımayacaksınız, 'Biz senin kolunu koparırız, köpeğe de atarız, ardından bunun parasını da sana ödetiriz' diyor mahkeme. Bu açıkça faşizmdir. Açıkça hakim işkencecilerden yanadır. Kolumu koparanlardan birisi bu hakimdir. Bu süreci 14 yıldır sürdürüp bize 14 yıldır işkence yapanlardır. Biz bunun hesabını mutlaka hukuken soracağız. Böyle adalet, böyle karar olmaz."
"Devletin işkencesi yeniden cezasız kaldı"
2001 yılından bu yana görülen davada devletin açıkça yaktığı koğuşların parasını davalılardan talep ettiğini vurgulayan Veli Saçılık'ın avukatı Senem Doğanoğlu ise "Devletin cezaevine soktuğu buldozerin, uğradığı zararın tazmini yine o buldozer tarafından kolu koparılan Veli Saçılık'ın da içinde olduğu 61 tutsaktan istendi. Hukuken yapılacak çok fazla bir şey yok. Çünkü hukuka dayalı, en azından hali hazırda geçerli olan hukuka dayalı verilmiş bir karar yok. AİHM kararı çok açıkça Burdur Cezaevi katliamının bir katliam olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra gardiyanlar geldi, burada devletin bunu nasıl planladığını anlattı. Başından beri siyasal olarak motive edilmiş bir mahkemede ancak böyle bir karar çıkacaktı. Keşke reddine karar verilseydi diyebileceğimiz bir yerde de değiliz. Zaten öyle bir temennimiz yoktu. Sadece devletin işkencesi yeniden cezasız kaldı. Bundan sonra Yargıtay'a gideceğiz" diye konuştu.
Olayın geçmişi
11 tutuklunun, can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle duruşmalara çıkmayacağını belirtmesi ve mahkemenin 'zorla' getirilmelerine yönelik kararı sonrasında Burdur Cezaevi'nde 5 Temmuz 2000 günü operasyon düzenlendi. Dozerlerin de kullanıldığı operasyonda, tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu bölgeye ulaşılması için cezaevi duvarları yıkıldı. Yıkım sırasında yasa dışı TDKP- GKB örgütüne yardım ve yataklıktan tutuklu Veli Saçılık'ın sağ kolu kepçe darbesiyle koptu. Yerine dikilemeyen ve çöpe atılan kol, daha sonra bir sokak köpeğinin ağzında bulundu. Tahliye edildikten sonra yargılandığı davadan beraat eden Saçılık, AİHM'e başvurdu. AİHM Türkiye'yi mahkum ederek, Veli Saçılık'a 46 bin TL ödenmesine karar verdi. Veli Saçılık'ın başvurduğu Antalya 1'inci İdare Mahkemesi ise 'dozerle kol koparmanın insanlık dışı olduğunu, devletin hapishanesinde tutuklu Saçılık'ın güvenliğini ve vücut bütünlüğünü koruması gerektiğine' işaret ederek, 150 bin TL tazminata karar verdi.
Danıştay "Kol kopması kendi kusuru" demişti
Danıştay, Saçılık'ın cezaevinde isyana katıldığını, kol kopmasının kendi kusurundan kaynaklandığını savunarak, kararı 2007 yılında bozdu. Bunun üzerine Antalya İdare Mahkemesi, olay yeri nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Isparta İdare Mahkemesi'ne gönderdi. Isparta İdaresi Mahkemesi, Danıştay'ın kararına uyarak, Veli Saçılık'ın 'kusurlu olduğunu, tazminat hakkı olmadığına' hükmetti. Danıştay, 2011 yılında Isparta İdare Mahkemesi'nin kararını onadı.Maliye Bakanlığı, operasyon sırasında cezaevindeki 31 bin TL'lik hasar ve zararın, Veli Saçılık'ın da aralarında bulunduğu o dönemdeki 61 hükümlü ve tutukludan tahsili için 9 Ocak 2001'de Burdur 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. Bu dava, diğer dava sürdüğünden askıya alındı. Danıştay'ın 2011 yılındaki kararından sonra Maliye Bakanlığı, 31 bin TL'lik zararın 12 yıllık faiziyle birlikte tahsili amacıyla tazminat davasının yeniden görülmesi için harekete geçti.
11 yıl sonra kemikleri bulundu
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
SON DAKİKA! İzmir'de polislere kurşun yağdırıp 3 memuru yaralamıştı: İlk ifadesi ortaya çıktı!
SON DAKİKA HABERİ... İstanbul'a kar yağacak mı? Prof. Dr. Orhan Şen yanıtladı
Son Dakika: Feth-i Kabir yapılmış, mezarı açılmıştı... Cem Garipoğlu'nun mezarından çıkan poşetteki kanın sırrı çözüldü!
SON DAKİKA! İzmir'in Selçuk ilçesinde 5 kardeş yangında can vermişti: İtfaiye raporu ortaya çıktı!
Meclis'te Bakan Yerlikaya'nın önüne barikat! Abdulkadir Selvi yazdı: İsmet Paşa’nın ismini çok yâd ediyorum