TİB'deki yasa dışı dinleme davasında itirafçı tanıklık yaptı
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) eski Başkanvekili Osman Nihat Şen'in de sanıkları arasında yer aldığı devlet büyüklerinin kriptolu telefonlarının dinlenmesine ilişkin davada, itirafçı olan eski TİB çalışanı tanıklık yaptı. E.A., 17-25 Aralık sonrasında TİB'de operasyonların başladığını ifade ederek, bir sunucudan sildikleri verileri anlattı.
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da arasında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik davanın görülmesine devam edildi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, eski Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) Başkan Vekili Osman Nihat Şen ve eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu'nun da arasında bulunduğu tutuklu sanıklar, tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlık'ın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ve TÜBİTAK'ın avukatları katıldı.
FETÖ, devletin zirvesini 304 kez dinlemiş!
İtirafçı olan eski TİB çalışanı tanıklık yaptı
Duruşmada FETÖ itirafçısı olan eski TİB çalışanı E.A, tanık sıfatıyla dinlendi. 2012'de TİB'e eleman başvuruları yapıldığı dönem FETÖ içindeki abiler tarafından TİB'in önemi anlatılarak, motive edildiğini ve sınavlara girmesinin istendiğini anlatan E.A, "Cemaatin ihtiyacı olduğu için değil, devletin cemaate ihtiyacı olduğu için bu gibi kurumlarda çalışmamız gerektiği söylendi" diye konuştu.
CD ile sınav sorularını alıp, baktıktan sonra imha etti
Kendisini ilahiyatçı olarak tanıtan bir FETÖ mensubunca TİB sınavının sorularının CD ile kendisine verildiğini, sorulara baktıktan sonra CD'yi imha ettiğini, sınav sonrasında referans bulmasının istendiğini ifade eden E.A, sınav ve mülakatı geçtikten sonra 2013'ün başında TİB'de çalışmaya başladığını, 17 Aralık 2013'e kadar da kurumda kaldığını kaydetti.
Kriptolu telefonların dinlenmesi davasında iki tutuklama
17-25 Aralık'tan sonra operasyonlar başladı
17-25 Aralık'tan sonra TİB'de de operasyonlar başladığını, yaşananların örgütte "Cemaatin hiçbir suçu yok. Her şey ilgili çalışanlar tarafından usulünce yapıldı" şeklinde lanse edildiğini belirten E.A, "Daha önce devletle uyumlu gözüken, alttan alan yaklaşım birden değişiverdi. Bu süreçte ben hala cemaatin içindeydim ama düşüncem değişmeye başladı. Biraz araştırınca insanların korkudan uzunca süredir dillendiremediği 'kadrolaşma, himmet karşılığı bir yerlere yerleştirilme' mevzuları dökülmeye başladı. Ben de araştırıp, okuyunca fikrim değişti. İnandığım, güvendiğim cemaat bu değildi" dedi.
TİB'de çalıştığı sürede Hidayet Gencer, Yunus Emre Akıneden, Nur Muhammed Arınç ve kendisinin yer aldığı 4 kişilik bir gruba ismini daha sonradan öğrendiği Oğuzhan Ömer Demir isimli kişinin abilik yaptığını, 2013'te bir yıl süreyle bu kişilerle bir araya geldiklerini anlatan E.A, 17-25 Aralık'tan sonra görüşmelerin seyrekleştiğini, il dışı atamalar nedeniyle de grupta kendisi ve Nur Muhammed Arınç'ın kaldığını söyledi.
Bakan Işık'tan TÜBİTAK tutuklamalarıyla ilgili açıklama
Sunucudaki verileri geri döndürülemez şekilde sildi
Tanık E.A, TİB'de çalıştığı sürede örgütün kendisinden sadece bir defa işlem yapmasını istediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Olay gününden bir gün önce Oğuzhan Ömer Demir evime, elinde bir kağıt parçasıyla geldi. Kağıtta bir bilgisayarın IP numarası vardı. Bu IP numaralı bilgisayarla ilgili TİB'de bilgi sistemleri dairesinde çalışan Mümin Cebe'ye yardımcı olmamı istedi. Bir gün sonra çalışırken Mümin Cebe yanıma geldi. Bana 'sistem odasında Bülent Kocagündüz'ün test amaçlı kullandığı sunucudaki önceden silinmiş olan verileri geri getirilemeyecek şekilde yeniden silinmesi gerektiğini, esasında bilgisayarda veri bulunmadığını ancak geri getirmelerle polislerin suç oluşturduklarını' söyledi. Benden, sistem odasındaki bilgisayarın verilerinin geri getirilmeyecek şekilde silinmesi istendi. Ben niyetli olmasam da hükümete kafa tutmuş bir örgütü karşıma almak istemediğimden ötürü bu talebi kabul ettim. Mümin Cebe ile birlikte Bülent Kocagürbüz'ün test sistemi için kullandığı bilgisayarın bulunduğu veri merkezi sistemi odasına gittik. Bu olay tam tarihini hatırlamamakla birlikte 2013 Aralık ayından sonra olmuştu. Polisler kurumdaydı, veri sistem odası önünde polisler nöbet tutuyordu. Bu olay polislerin nöbet tutmaya başlamalarından sonra gerçekleşti. Mümin Cebe ile beraber bu odaya polisler tarafından kaydımız alınarak girdik. Odaya girdikten sonra belirtilen bilgisayarın başına geçtik. Ben, Mümin Cebe’ye bu işlemin ya format atma şeklinde ya da disklerin sökülerek değiştirilmesi şeklinde olabileceğini ancak disklerin değiştirilmesine yanaşmayacağımı söyledim. Bu şekilde verileri geri dönüştürülemeyecek şekilde silmek amacıyla bilgisayarı çalıştırdık. Benim yönlendirmem, tarifimle Mümin Cebe formatlama işlemini gerçekleştirdi."
Sanık Bülent Kocagürbüz ile TİB'de çalıştığı dönemde fiili bir irtibatı olmadığını, kurumda görmesinin dışında tanışmadıklarını anlatan tanık E.A, savcılığa verdiği ilk ifadesinde bu olayı anlatmadığını ancak 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminin ardından bu olayı da anlatmasının daha doğru olacağı düşüncesiyle savcılığa başvurarak yaşananları anlattığını söyledi.
Sanık Kocagürbüz itiraz etti
Tanığın anlattıklarına itiraz eden sanık Kocagürbüz, kendisinin herhangi bir veri silme işlemi gerçekleştirmediğini, 3 Nisan 2014 tarihinde TİB'den ayrıldığını ve tanığın anlattığı olayın kendisi kurumdan ayrıldıktan sonra gerçekleştiğini savundu.
ByLock kullanıp kullanmadıkları sorulacak
Duruşmada tutuklu sanıklar ve avukatları, uzun süredir tutuklu olduklarını belirterek tahliye talebinde bulundu. Cumhuriyet savcısı, sanıkların FETÖ'nün haberleşme ağı "ByLock" programını kullanıp kullanmadığının tespiti için emniyette yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesini ve tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, emniyete yazılan yazının cevabının beklenmesine, dava dosyasındaki eksiklerin giderilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
İddianame
Devlet büyüklerinin kullandığı kriptoluların da aralarında bulunduğu telefonların usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik, TİB ve TÜBİTAK'ta görev yapan 28 kişi hakkındaki davada, sanıklara, "silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek veya erişilmez kılmak" suçlamaları yöneltiliyor.
Soruşturma, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmüş, ardından fezleke, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.
İddianamede Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bazı eski bakanlar ve bürokratların dinlendiği ifade ediliyor.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Aynı ilçede 4 günde 3'üncü yangın! Dumanlar gökyüzünü kapladı
Boşanma aşamasındaki eşini öldürmüştü: Kan donduran itiraf!
Son dakika... Dikkat! Tarih belli oldu... Birçok ilde etkili olacak: Lapa lapa kar geliyor!
SON DAKİKA! Sosyal Medya Fenomeni Neşe Özkan'ın Ameliyat Sonrası Şüpheli Ölümü: Ailesi Hastaneyi Suçluyor
-
SON DAKİKA! İstanbul Beylikdüzü'nde El Bombası Paniği