PKK mitingi gibi Nevruz kutlaması

Şanlıurfa'da, yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı Nevruz kutlaması PKK mitingine döndü. Öcalan posterleri ile PKK bayraklarının açıldığı mitingte sık sık Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Şanlıurfa'da, 'Demokrasi Platformu' tarafından düzenlenen ve 'Onurlu bir barış için ya özgürlük ya özgürlük' adı verilen Nevruz kutlaması Topçu Meydanı'nda yapıldı.

Öğle saatlerinde başlayacak olan kutlamalar için sabah erken saatlerden gelenler, alana oluşturulan 5 ayrı kontrol noktasında yapılan üst aramasından geçirildikten sonra alındı.

Polisin geniş önlemi aldığı alana gelen kadınların başörtülerinin altı ile çantaları da arandı. Öğle saatlerinde yaklaşık 15 bin kişiyi bulan kalabalık, Kürtçe çalınan müzik eşliğinde halaylar çekti.

Sık sık PKK ve Öcalan lehine sloganların atıldığı alanda kurulu platforma da dev Öcalan posterleri açılıp; sözde PKK bayrağı ve örgütü simgeleyen sarı, kırmızı, yeşil renkli büyük bez parçaları açıldı.

Kutlamalar, saat 10.30'da çatışmalarda ölen ve 'Demokrasi şehidi' olarak anılan teröristler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulması ile başladı.

Alanı dolduran kadınlar sarı, kırmızı, yeşil renklerin hakim olduğu yöresel kıyafetleriyle kutlamaya katıldıkları görülürken, platform önünde görevlendirilen erkeklerin peşmerge kıyafeti giymesi dikkat çekti.

Kürtçe ve Türkçe yazılı nevruz bantlarını başlarına bağlayanlar, kuleler oluşturup PKK bayrakları ve Öcalan posterlerini açtı.

Demirtaş ve Fatma Öcalan birlikte geldi

Öğle saatlerinde kutlamaların yapıldığı alana BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın kız kardeşi Fatma Öcalan ve bazı BDP'li belediye başkanları ile birlikte geldi.

Kontrol noktasından geçen Demirtaş ve beraberindekilerin üst aramasının yapılmak istenmesi gerginliğe yol açtı.

Uygulamaya tepki göstererek platforma giden Demirtaş ve beraberindekilerin yanına gelen Güvenlik Şube Müdürü ve bazı polis amirleri, yaşananlardan dolayı BDP'lilerden özür diledi.

Polislerin özrünü kabul etmeyen Demirtaş, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Elektrik kesintisi nedeniyle bir süre platformda Fatma Öcalan ile yan yana oturan Selahattin Demirtaş daha sonra kalabalığı Kürtçe selamladı.

30 yıldır süren çözümsüzlüğe, 3 saniye daha dayanacak güçleri kalmadığını ve barış istediklerini ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu: "Artık bu ülkede özgürlük, barış, demokratik özerklik olacak. Bu ülkede Kürtü, Türkü herkes kendi ana dilinde yaşacaktır. Bunlar AKP'ye rağmen olacak. AKP bugüne kadar hiçbir irademizi teslim alamadı. Üzerimizdeki baskı ve operasyonlara rağmen kazanmak zorundayız. Her gün partili arkadaşlarımız tutuklanıp, gözaltına alınıyor. Bütün bunları; Urfa AKP'ye teslim olsun diye yapılıyor. AKP valisi ve emniyetiyle el birliğiyle partimize yöneliyorlar.

Buradan çağrı yapıyorum; 'Eğer siyaset yapmak istiyorsanız, çıkarın devletin verdiği üniformayı, bırakın devletin verdiği copu, silahlı, panzeri gelin AKP geçin, görelim sizi.' Hodri meydan. Ama, 'Yok ben devletin gücünü arkama alacağım, AKP copu, panzeriyle BDP'yi bitireceğim' diyorsanız buradan size şunu söylüyorum; Önünüzden diz çöken namert, namert oğlu namerttir. Sizin Kenan Evren'inizi de, daha beterlerini de gördük. Köy yakanları, sokakta ensemize kurşun sıkıp infaz edenleri de gördük ama teslim olmadık. Sizin makarnanıza, copunuzu, panzerinize mi teslim olacağız?"

Öcalan'a özgürlük istedi

Konuşmasında silahlı saldırı sonucu yaralanan İbrahim Tatlıses'e de yer veren Demirtaş, 'Sayın' diye hitap ettiği Öcalan'a özgürlük isterken şöyle dedi: "Bugün Urfa'nın evladı komada can çekişirken, Tatlıses üzerinden bile partimizi vurmaya çalışıyorlar. Bunlar böyle bir alçaklık içersindeler. Tatlıses'in nasıl vurulduğuna ilişkin hakim, savcının elinde belge var, adamlar tutuklanmış. Adamlar mafya ama AKP, devletin TRT'si ikna olmamış ille de bunu BDP'ye bulaştıracaklar. Burada Kürtü Kürte kırdırmaya çalışıyorlar. Bu kirli iftiralara hiç kimsenin kanmaması lazım. Tatlıses can, AKP oy derdinde bunu iyi anlamak lazım. Urfa'nın yetiştirdiği önder olan Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü bu halk artık istiyor. Artık Öcalan'ı İmralı'da görmek istemiyoruz. Öcalan'ın özürlüğünü artık devletin kendi gündemine alması lazım."

Konuşmaların ardından Kürt sanatçı Rojda tarafından konser verdi.



Kışanak gaz bombasını gösterdi

Bu arada BDP Diyarbakır İl Başkanlığı, Bağlar İlçesi Koşuyolu Parkı'nda kurulan 'Demokrat Çözüm' adı verilen çadır önünde dün yapılan Nevruz kutlamaları ardından çıkan olaylar basın açıklamasıyla protesto etti.

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kapatılan DTP döneminde kurulan 'Demokratik Toplum Kongresi' Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ile kadınlar ve partililerin katıldığı basın toplantısında dün Nevruz kutlamaları sonrasında çıkan olaylarda polisin müdahalede kullandığı gaz bombalarının kovanları bir masanın üzerine dizilerek önüne "AKP hükümetinin demokratik çadıra hediyesidir" yazılı pankart asıldı.

Demokrasiyi getirmeyi amaçladıklarını ve bunda kararlı olduklarını belirten Gültan Kışanak, halkla birlikte meydan ve sokaklarda olacaklarını söyledi, Kışanak, şöyle devam etti: "Bu taleplerimizde sonuna kadar ısrarcı olacağız. Bu meydanları terk etmeyeceğiz. Onlar bir gün demokratik taleplerimizi kabul edinceye kadar gaz bombalarına, cop, müdahalelere rağmen terk etmeyeceğiz. Bunu herkes, Başbakan böyle bilsin, AKP, Ankara, emniyet böyle bilsin. Halkımızla dün büyük bir sağduyuyla on binlerce yürüdük. Olabilecek provokasyonlara karşı değiştikleri güzergahları bile değiştik.

Sivil, beden ve özgürlük taleplerinden başka hiçbir şeyleri olmayan halkımıza parkın dört bir yanından gaz bombalarıyla saldırdılar. Bu bombayı da helikopterle attılar. Bu binlerce sivil Kürt yurttaş; kadın, çocuk, yaşlı, hastalar vardı. Bu gaz bombasını kimin üzerine attın sen Sayın Başbakan? Ortadoğu'daki diktatörlere ders veriyorsun. Bu meydanda Kürt halkı olarak devletin diktatör yüzüyle karşılaştık. Tayip Erdoğan'ın yüzüyle karşılaştık. Kabul etmiyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz."