Malatya yayınevi zanlısı Emre Günaydın'ı suçladı

Malatya'daki yayınevinde 1'i Alman 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın tutuklu sanıklarından Cuma Özdemir, "Emre Günaydın bize 'Malatya'da misyonerler var, bunlar Müslümanlığı yok edecekler, PKK ile bağlantıları var' dedi" diye konuştu.
Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Salih Gürler salonun dışına çıkarılarak Cuma Özdemir'in ifadesine başvuruldu.
Ailesinin Darende ilçesinin Ayvalı beldesinde yaşadığını anlatan Cuma Özdemir, 2006 yılının Eylül ayında üniversiteye hazırlanmak üzere Malatya'daki bir dershaneye kayıt yaptırdığını ve bir vakfa ait yurda yerleştiğini söyledi.
Özdemir, yurda yerleştikten kısabir süre sonra Hamit Çeker'le sonra da sırasıyla Salih Gürler ve Emre Günaydın'la tanıştıklarını belirtti.
Geçen yılın Şubat ayının 2'nci haftasında yurdun okuma salonunda Hamit Çeker'le ders çalışırken Salih Gürler'in Emre Günaydın'ın kendilerini yurdun sigara odasında beklediğini söylediğini belirten Özdemir şöyle konuştu:
"Emre Günaydın, bize misyonerler Müslümanlığı yok edecekler, PKK ile bağlantıları var' dedi. Biz de Emre Günaydın'a misyonerlerliğin ne olduğunu sorduk, Hıristiyanlığı yayma hareketi olduğunu, İslam'ı yok etmek istediklerini, doğan her 5 çocuktan 3'ünü öldüreceklerini anlattı.
Misyonerlerin içine sızmayı düşündüğünü söyleyen Emre Günaydın, bizden yardım istedi. Kabul etmedim, hemen cevap vermememi, bir kaç gün düşünmemi söyledi."
"Bu işin dönüşü yok, kafanıza sıkarım"
Emre Günaydın'ın kendilerine "Bu işin dönüşü yok, kafanıza sıkarım" dediğini öne süren Özdemir, mahkeme heyetinin "Emre Günaydın'ın elinde hiç silah gördün mü?" yönündeki sorusuna "Hayır, ama küçük bir bıçak taşırdı" diye cevap verdi.
Emre Günaydın'la tanıştığı ilk günden itibaren onun sinirli ve baskın bir kişi olduğunu anladığını anlatan Özdemir, bir süre ailesinin yanına gittiğini, Emre Günaydın kendisine ulaşamasın diye cep telefonunu ailesinin yanında bıraktığını söyledi.
Malatya'ya geldiğinde, Emre Günaydın'ın bir bıçaklama olayına karıştığı için yurttan atıldığını öğrendiğini dile getiren Özdemir, yurt müdürünün kendilerini Emre Günaydın'la görüşmemeleri yönünde uyardığını aktardı.
Mahkeme heyetinin, "Hamit Çeker'in de senin de cezaevine istettiğiniz elbiselerin içinde SIM kart çıktı, sizi yönlendiren mi var" yönündeki sorusuna, Cuma Özdemir, "Ailemden yurttaki elbiselerimi istemiştim, tesadüfen içinde eski SIM kartımın olduğu ceket gelmiş" dedi.
Özdemir, olay günü Zirve Yayınevi'ne Abuzer Yıldırım'la Emre Günaydın'ın önce gittiğini, kendilerini de mesaj çekerek çağırdığını ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:
"İçeri girdiğimizde Emre Günaydın, bizi içeridekilerle tanıştırdı. Tokalaştık. Necati Aydın, Salih Gürler'e bir kitap verdi, İslam ve Hıristiyanlığı karşılaştıran bir kitaptı, oradan bir bölüm okundu. Emre Günaydın, Necati Aydın'a sorular sormaya başladı.
'Bizde Hazreti Muhammed var, peygamber olarak, sizde kim var?' diye sorunca, Necati Aydın, Muhammed diye bir peygamberin olmadığını söyledi. Birbirlerine küfür ettiler. Sonra Abuzer Yıldırım, Necati Aydın'ın üstüne yürüdü. Herkes ellerindeki bıçakları çıkardı. Necati Aydın, 'Aramızda hallederiz' dedi.
Emre Günaydın, Necati Aydın'ı, Hamit Çeker Tilman Geske'yi, Abuzer Yıldırım da Uğur Yüksel'i bağladı. Emre, kapının anahtarlarını alıp kapıyı kitledi. Emre Günaydın, Necati Aydın'a arkalarında kimin olduğunu, PKK ile bağlantılarının olup olmadığını sordu. Necati Aydın da 'Nereye giderseniz gidin sizi bulurlar' dedi."
Abuzer Yıldırım: "Öldüreceğimiz aklıma gelmedi"
Duruşma sırasında tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Salih Gürler salonun dışına çıkarılarak Abuzer Yıldırım'ın ifadesi alındı.
Abuzer Yıldırım, Emre Günaydın'ın misyonerlik faaliyetlerini araştırdığını, kendisine yardım etmedikleri takdirde ailelerinin ciddi zarar göreceğini söylediğini, bu nedenle çok korktuğunu öne sürdü.
Olay günü kimseyi öldüreceklerinin aklına gelmediğini iddia eden Yıldırım, müdahil avukatların savcılık ve emniyetteki sorguları sırasında herhangi bir yönlendirme yapılıp yapılmadığını sorması üzerine "Savcılık aşamasında herhangi bir yönlendirme olmadı. Emniyetteki sorgumuzda zaman zaman diğer arkadaşlarımızla örtüşmeyen ifadeler kullandığımızı, doğru söylemezsek elektrikli sandalyeye oturtulacağımızı söyleyerek tehdit edildim" diye konuştu.
Müdahil avukatların, "Emniyetteki sorgunda ifadeni avukatın nezaretinde vermedin mi" sorusuna, "Emniyette 4 gün kaldım. Avukat dördüncü gün geldi, ancak uyudu" dedi.
Olay günü ablasının nikahı olduğundan bilgisinin olup olmadığı sorulan Abuzer Yıldırım, "Ablamın nikahı olduğunu bilmiyordum. Çünkü Emre'nin üzerimde kurduğu baskı beni çok korkutmuştu. Bu yüzden hiçbir şey düşünemiyordum" yanıtını verdi.
Emre Günaydın'ın kurduğu baskının ne ölçüde olduğunun sorulması üzerine ise Yıldırım, "Emre Günaydın ile bir görüşmemizde Malatya'da yerel bir gazetede çalışan bir arkadaşının misyonerlik ve PKK üzerine araştırma yaptığını, kendisine yardım etmemiz halinde bize maddi menfaat sağlanacağını söyledi" dedi.
Bu arada Abuzer Yıldırım'dan önce ifadesi alınan tutuklu sanıklardan Cuma Özdemir, emniyetteki sorguları sırasında uyumamak için yüksek sesle müzik yayını yapıldığını öne sürdü.
Müdahil avukatlardan Ali Koç'ın "İfadende 'olay günü kimimiz şükür, kimimiz ise kaza namazı kıldık' demişsin. İki namaz arasındaki farkı söyler misin" sorusuna müdahale eden mahkeme heyeti başkanı, "Sayın avukat din dersi almak istiyorsanız müftülüğe müracaat ediniz" dedi.
Olayın kilit ismi Emre Günaydın'ın ifadesi bu duruşmada da sıra gelmediği için alınamadı. Duruşma, 12 Mayıs tarihine ertelendi.
Olayın gelişimi
Malatya'da Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürülmüş, polis, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım'ı (19) olay yerinde yakalamıştı.
Olaydan sonra üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre Günaydın, kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavi altına alınmış, tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
Davanın ilk duruşması 23 Kasım 2007, ikinci duruşması 14 Ocak 2008, üçüncü duruşması 25 Şubat, dördüncü duruşması da 17 Mart 2008'de yapılmıştı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Savcıyı tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'den pişkin savunma: Çikolatamızı alıp gittik
Dikkat! Meteoroloji ve Valilik peş peşe uyardı: Gök gürültülü sağanak alarmı! Bugün 4, yarın 8 kent...
23 NİSAN ATATÜRK SÖZLERİ VE RESİMLERİ: Resimli,Yazılı, Bayraklı 23 Nisan Mesajları! Atatürk'ün 23 Nisan İle İlgili Sözleri
AFAD DEPREM HARİTASI YENİ: AFAD deprem haritası yenilendi! Türkiye'de deprem riski en az iller neresi? Hangi illerde deprem riski yüksek? AFAD Türkiye Deprem Haritası!
HABER... Gülistan Doku dosyasında özel ekip kuruldu! Deliller yeniden inceleniyor