İsmail Hakkı Karadayı serbest
28 Şubat şoruşturması kapsamında, savcılık sorgusunun ardından tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında eski Genelkurmay Başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın İstanbul Fenerbahçe Orduevi yanındaki lojmanına polis gönderildi.
Karadayı, soruşturmayı yürüten TMK'nın 10. maddesi ile görevli Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin talimatı doğrultusunda polis nezaretinde saat 14.30'da Ankara Adliyesi'ne getirildi.
Karadayı'nın ifadesini soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili ve TMK'nın 10. maddesiyle görevli Başsavcıvekili Murat Esen aldı.
İsmail Hakkı Karadayı'nın ifade verme işlemi yaklaşık 4,5 saat sürdü.
Karadayı, savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi.
Yaklaşık 2 saat nöbetçi hakim tarafından sorgulanan İsmail Hakkı Karadayı'nın, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verildi.
83 soru yöneltildi
Bu arada İsmail Hakkı Karadayı'nın avukatı Erol Aras, Karadayı'nın onayı olmadan böyle bir yapılanmanın (Batı Çalışma Grubu-BÇG) oluşturulamayacağı düşüncesiyle tutuklamaya sevk edildiğini bildirdi.
Aras, adliye önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, müvekkiline, soruşturmayı yürüten savcılar tarafından 83 soru yöneltildiğini ifade etti.
Mahkemede, Karadayı'nın haberi olmadan yapılanmanın (BÇG) kurulduğu yönünde savunma yapacaklarını belirten Aras, ''Herhangi bir imza, paraf, yasal belge olmamasına rağmen, Genelkurmay başkanının haberi olmadan bu tür yapılanmanın olamayacağı düşüncesiyle tutuklamaya sevk edildi'' dedi.
GÜN BOYU GELİŞMELER
"Evinde arama yok"
Konuyla ilgili açıklama yapan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, "İsmail Hakkı Karadayı'nın evinde arama yok. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gönderdiği talimat gereği ifadesi alınmak üzere Ankara'ya çağrılması söz konusu" dedi.
Avukatı: "Evine iki araba polis gelmese hoş olurdu"
Karadayı'nın avukatı Erol Yılmaz Aras ise Karadayı'nın evine gelen polislerin ilk anda yazılı bir evrak göstermediğini belirterek, hakkında bir gözaltı kararı olmadığını, evinde arama yapılmadığını söyledi. Aras, "Şüpheli sıfatıyla ifade verilmek üzere Ankara'ya yapılan bir davet var. Tabii burada biz daha önce kendilerine böyle bir durumda gelebileceğimizi bildiren yazılı bir beyanda bulunmuştuk. Vekaletimizi sunup. Bu şekilde sabahın bir saatinde iki arabayla gelinmese hoş olurdu. Biz kendisini hazır edebilirdik" dedi.
Ankara'ya götürüldü
Fenerbahçe Orduevi'ndeki lojmanından İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri nezaretinde Çağlayan'daki Adalet Sarayı'na götürülerek burada, yaklaşık 20 dakika sağlık kontrolünden geçirilen Karadayı, geniş güvenlik önlemleri altında Atatürk Havalimanı'na götürüldü. Karadayı'nın bineceği THY ait uçak, basın mensuplarının görüntü almasını engellemek için apronda boş bir alana çekildi. THY'nin saat 13.00'teki uçağında rezervasyonu görülen Karadayı, THY'nin 15 dakika kadar geç havalanan saat 12.00 uçağıyla Ankara'ya götürüldü.
Ankara Adliyesi hareketlendi
Karadayı'nın, Ankara Adliyesi'ne gelmesi beklenirken, TMK'nın 10. maddesi ile görevli başsavcıvekilliğinin bulunduğu kat, güvenlik gerekçesiyle
kapatıldı. Ankara Adalet Sarayı çevresinde de güvenlik önlemlerinin artırıldığı gözlendi. Karadayı'nın savcılık ifadesine, soruşturmayı yürüten Mustafa Bilgili ve Kemal Çetin'in yanı sıra, TMK'nın 10. maddesi ile görevli Başsavcıvekili Murat Esen'in de katılması bekleniyor.
Komisyonda "darbe dönemi değildir" demişti
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, İsmail Hakkı Karadayı'yı, 25 Haziran 2012'de Dolmabahçe Sarayı'nın yönetim binasında dinlemişti. Komisyon üyelerine, "Her şeyin bir sebebi vardır" diyen Karadayı, süreçte Türkiye'de bazı yerlerde rejim karşıtı, bölücü içerikli beyanatların ortaya çıktığını, kamuoyunda rahatsızlık oluştuğunu anlatarak, Sincan'daki Kudüs gecesinin Filistin halkına destek yönünden çıkıp, rejim karşıtı olaylar haline döndüğünü belirtmişti. Sincan'da tankların yürüyüşünden haberi olmadığını söyleyen Karadayı, şu ifadeleri vermişti:
"28 Şubat bu durumda nedir, ne değildir. Sizin takdirlerine bırakıyorum. Yani inanın, 28 Şubat'ı çok özet olarak anlattım. Başında, yani Genelkurmay Başkanı olarak size çok samimi söylüyorum. Objektif olarak olayları olduğu gibi anlatmaya çalıştım. Bunlar artık sizin takdirlerinize bağlı. Şunu söylüyorum: 28 Şubat bir darbe dönemi değildir, ama ondan sonra ne oldu, onu bilemiyorum. Ben 8 ay sonra da emekliye ayrıldım, dört senemi doldurdum. 'Postmodern darbe' ifadesini kullanan fevkalade aptalca bir ifade kullanmıştır. Hani bazı insanlar vardır, ileri çıkmak, önde görünmek şeyi... Bunu kim çıkarttı, nereden çıkarttılar hala hayıflanırım ve üzülürüm."
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturmasında bugüne kadar emekli Orgeneraller Çevik Bir, Fevzi Türkeri, İlhan Kılıç, Hikmet Köksal, Ahmet Çörekçi, Çetin Doğan, Teoman Koman; Korgeneraller Yıldırım Türker, Tevfik Özkılınç, Mustafa Bıyık ile emekli Korgeneral, MHP Milletvekili Engin Alan ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün de aralarında bulunduğu 62 zanlı tutuklandı.
TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ankara cumhuriyet savcıları Mustafa Bilgili ve Kemal Çetin tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ilk gözaltılar 12 Nisan 2012'de gerçekleştirildi.
Soruşturma, Ankara Barosu'na kayıtlı avukat Yunus Akyol'un suç duyurusunun ardından başlatıldı.
Soruşturma kapsamında geçen yıl Nisan ayında tutuklanan emekli Orgeneral Çevik Bir, tutuklanmasının ardından soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe vererek, Karadayı'dan şikayetçi olmuştu.
HÜKÜMETTEN AÇIKLAMALAR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de, 28 Şubat soruşturması kapsamında eski Genelkurmay Başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın ifadeye çağrılmasıyla ilgili, "Türkiye normalleşirken, daha güçlü demokrasiye doğru yol alırken, geçmişte yaşanmış demokrasi ve hukuk dışı uygulamaların hesabının sorulmaması mümkün değildir" açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, Karadayı'nın ifadeye çağrılmasıyla ilgili, ''Devam eden adli bir süreç. Adli süreç devam ettiği için şimdi işin özüne dair bir yorum yapmamız doğru olmaz. Süreci hep beraber görmekte fayda var'' dedi.
Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan: "O tarihte, görevde bulunan hükümet bir koalisyondu. Ve taban tamamen kaymış durumdaydı. Gensoru olsa güvenoyu alamayacak konuma gelmişti. Böyle bir durumda komuta kademesinde değişiklik yapmak için önce hükümette değişiklik yapmamız lazımdı. İstifa edip giden milletvekillerinin partilerine geri dönmesi için Tansu Çiller'in başbakan olması gerekiyordu. Böylece parlamentoda taban sayımızın 280'in üzerine çıkması sağlanacaktı. Bu değişikliğin arkasından terfiler konusundaki askeri şura yapılacaktı. O dönem, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Erol Özkasnak ve Güven Erkaya'yı görevden alacaktık. Bunu hükümet yapacaktı. Ancak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bunu fark etti ve görevi Tansu Çiller'e vermedi. Hem de iki defa kendisine söz verdiği halde. Görevi Mesut Yılmaz'a verdi."