hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Erdoğan'dan Bahçeli'ye: "Vatan sevgimizi ölçemez"

    Erdoğandan Bahçeliye: Vatan sevgimizi ölçemez
    expand

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "demokratik açılım" girişimleri konusunda kendisini eleştiren MHP lideri Devlet bahçeli'ye sert çıktı. Erdoğan, "Bahçeli vatan sevgimizi ölçebilecek ne kalitede ne kariyerdedir" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, "demokratik açılım" girişimleri konusunda, "Sorunu bu hale getiren anlayışlardan medet beklemiyoruz ama diyoruz ki gölge etmeyin, engel olmayın. Bu kardeşlik projesine, bu barış ve bütünleşme projesine, bu milli birlik ve bütünlük projesine kapılarınızı kapatmayın. Gelin bu çalışmayı hep birlikte gerçekleştirelim" dedi.

    "Kimse bu ülkede, 'Biz Kürt vatandaşların temsilcisiyiz' havasına girmesin" diyen Erdoğan, "Burada siyasi polemiğe girmek istemiyorum. Bizi son derece ağır ve insafsız şekilde eleştiren, haşa bizi adeta vatan haini olarak ilan eden Sayın Bahçeli'ye cevap verecek değilim. İnanıyorum ki MHP'nin kendi içindeki mensupları bile onun bu yaklaşımından rahatsızdır. Ben buna inanıyorum. Sayın Bahçeli, yaklaşan güz kongresinin hazırlığı içerisinde, bu hezeyanlara girmesi yanlıştır. Bizim vatan sevgimizi bir defa ölçebilecek ne kalitededir ne kariyerdedir. Bunu böyle bilin" dedi.

    Erdoğan, "CHP'nin de Sayın liderine burada cevap verecek değiliz" dedi; "Onlarla bu şekilde bir tartışmanın içerisine girecek değilim. Ancak, 2 lidere de tavır belirleme noktasında son derece aceleci davrandıklarını, bu şekilde çözümden değil, çözümsüzlükten yana bir tavır içine doğru sürüklendiklerini hatırlatmak isterim. Bunu bilmeleri lazım. Bir başka deyişle, henüz dere görülmeden muhalefet set çekmek için kazmayı küreği eline almıştır. Durumları budur. Eylem planı, yol haritası noktasında, bizim çalışmalarımız devam ediyor. Henüz nihai bir aşamaya gelmedik. Ne koordinatörüm ne şahsım, böyle bir açıklamayı yapmış değiliz" diye konuştu.

    "Aman yarabbi, o ne edeptir"


    Başbakan Erdoğan, buna rağmen muhalefet partilerinin anında açıklama yaptıklarını belirterek, "Aman Yarabbi, o ne edeptir? Nasıl edepli konuşmalar yapıyorlar? İlgilileri, yetkilileri nasıl konuşmalar yapıyor? Sokakta lanettayın dolaşan kişiler bu dili kullanmaz. Bu parlamentonun çatısı altında bu dili konuşan bir milletvekili nasıl olur? Bu nasıl bir ahlak anlayışıdır? Benim arkadaşlarıma bu şekilde bir hakarette bulunmak kimsenin haddi değildir. Bunun hesabını MHP'nin tabanı, onlardan soracaktır. Ben yine inanıyorum ki CHP'nin tabanı bunların hesabını onlardan soracaktır. Çünkü biz ortak bir dil oluşturmaya çalışıyoruz. Ortak akılla çözüm arıyoruz. Ama ne yazık ki onlar 'Biz ne ortak dilde varız ne ortak akılda varız' diyor. Önemli olan, önemli bir hissiyatın, ortak ideallerin, ortak çözüm iradesinin yakalanmış olmasıdır" dedi.

    Erdoğan, "Türkiye'nin her köşesinde bu meselenin çözümü için samimi şekilde yeni bir sürecin başlatıldığına dair umutlar oluşmuş durumdadır. Elbette istismar mekanizmaları çalışacaktır, elbette çözümsüzlükten beslenenler, süreci çarpıtmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Elbette bağımsızlık gibi, milli birlik ve bütünlük gibi sadakat gibi kavramları dillerine dolayanlar, bu hepimizce kutsal sayılan kavramları, siyasi hırslarına alet edenler çıkacaktır. Ancak şunu bütün samimiyetim, kalbimle, bütün yüreğimle ifade ediyorum: Sürecin siyasi riski, siyasi getirisi ve götürüsü her ne olursa olsun, bizim bu meseleyi Türkiye'nin çıkarına, 71.5 milyon vatandaşımızın çıkarına, geleceğimiz adına çözmekten başka bir gayemiz yoktur ve olamaz. Bunu böyle bilin" ifadesini kullandı.

    "AK Parti bunu başaracaktır. Bu kadro bunu başaracaktır" diyen Erdoğan, "Bizim niyetimiz son derece samimidir. Gencecik fidanlarımızın, ana kuzularının sararıp solmasına, artık tahammülümüz yok. Ağıtlara tahammülümüz yok. Annelerin gözyaşlarına, evlat acısına, feryadı figana daha fazla tahammülümüz yok. Türkiye'nin kaybetmesine, daha büyük risk ve tehditlerle karşılaşmasına, tahammülümüz yok. Ülkenin bir bölümü üzerine çökmüş karabulutlara tahammülümüz yok. Umutsuzluğa tahammülümüz yok" dedi.

    "Gençler teröre kurban gitmeseydi..."

    Erdoğan, "Türkiye gençlerini teröre kurban etmeseydi bugün nerede olurdu? Türkiye genç fidan gibi delikanlılarını teröre kurban etmeseydi, son 25 yılını terörle, çatışmayla, faili meçhullerle, boşaltılan köylerle heba etmeseydi bugün nerede olurdu? Demokrasinin üzerindeki vesayet tartışmaları AK Parti ile değil daha önce sona erseydi Türkiye bugün nerede olabilirdi?" diye konuştu.

    "Nerede yanlış yapıldı? Nerede yanlış tavırlar sergilendi? Binlerce yıllık kardeşleşmiğimizin bozulacağına kim nasıl inandı da aramıza nifak tohumları serpti. Bu iş bu kadar kolay mıdır?" diye soran Başbakan, "Birbirinden kız alıp veren 2 milleti birbirinne düşman eylemek mümkün müdür? Bizi birbirimize düşürmek kimin haddine?" şeklinde konuştu.

    Erdoğan, "Binlerce yıldır bir arada yaşayan, kardeş akraba olan, et tırnak olan Kürdüyle Türküyle Boşnak Laz çerkeziyle birbirine düşman eyleme mümkün müdür?" diye konuştu.

    "Bizi birbirimize düşman eylemek kimin haddine?"

    Erdoğan, "Artık dünün kelimeleri, kavram ve sıfatlarıyla Türkiye'yi tanımlamak, eksik ve yetersiz kalacaktır. Düne ait meselelerle tartışmalarla, sonu gelmeyen polemiklerle, ülkeye en ufak fayda sağlamayan gerilimlerle bugüne uyum sağlayamayız. Bu gayretin içinde olanlar hem kendilerine hem de ülkeye zarar veriyor" diye konuştu.

    Erdoğan, "Türkiye'nin zenginliği olarak gördüğümüz tüm farklılıklarını birbirinden ayırmak, birbirine rakip ve düşman göstermek kimin haddinedir? Selahattin Eyyubi'nin sancağı altında Kudüs'ü fethederek, orayı bir barış ve huzur şehrine çeviren ordunun neferleri biz değil miydik? Çaldıran'da Yavuz Sultan Selim'in ordusunda birbirine kardeş olan biz değil miydik? Yemen'de, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Kutülamare'de vatan topraklarını birlikte savunan, birlikte şehit ve gazi olan biz değil miydik? Kurtuluş Savaşı'nın kahraman evlatları hep birlikte biz değil miydik, Cumhuriyeti kuran ve ortak değerler etrafında yücelten bizler değil miydik? İstiklal Marşı'nı dinlerken hepimiz yüreği kabarmıyor mu? Yemen Türküsü'nü dinlerken hepimizin gözleri yaşar mıyor mu?" dedi.

    Başbakan, "Fuzuli'nin şiirleri nasıl ruhumuza hitap ediyorsa, Ahmedi Hani'nin dizeleri de aynı şekilde bizi duygulandırmıyor mu? Neşat Ertaş, 'Gönül Dağı' dediği zaman her birimizin tüyleri ürperiyor. Aynı zaman Şivan Perver, 'Halepçe', 'Hazal' dediğinde gönül dünyamızın derinliklerine dalıyoruz. Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal bu toprakların mayasını yoğururken Cudi'nin, Munzur'un eteklerinde dolaşan dengbejler de aynı topraklara, aynı kardeşlik mayasını atıyor. Horon bizim horonumuz, zeybek bizim zeybeğimiz, halay bizim halayımız, zılgıt bizim zılgıtımız, bizi birbirinden ayırmak kimin haddine? Bizim kardeşliğimize kastetmek kimin haddine? Bizi birbirimize düşürmek, düşman eylemek kimin haddine? Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarını birbirine ayrı gayrı görmek, kimin haddine? Bu ülkede, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği altında yer alan her etnik kökendeki insan, Türk'üyle, Laz'ıyla, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Gürcü'sü ile bizim kardeşimizdir. Buna kimse gölge düşüremez" diye konuştu.

    Erdoğan, son 25 yılda Türkiye'nin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde nice annelerin, çalan her telefonda yüreklerinin ağzına geldiğini ifade ederek, "Elleri telefona uzanırken, hasret gidermekle şahadet haberini almak arasındaki derin uçurumda kalmıştır. Bunu gittim bir evde yaşadım. 'Oğlum dün beri aradı. Anne ben şu anda bir yola çıktık, gidiyoruz. Dua et, ama şahadeti de özlüyorum 24 saat sonra oğlumun haberini aldım...' Tabii, göğsündeki cebinden çıkmış olan emanetleri, bana gösterdiklerinde de benim de dünyam sarsıldı. Hangi annenin yüreği dayanır buna? Hangi annenin kalbi bu açıyı taşır" dedi.

    "Diyarbakır'daki buluşmadan rahatsız oluyorlar.."

    "Annenin ideolojisi yoktur, annenin siyaseti yoktur, sağcılığı, solculuğu yoktur" diyen Erdoğan, "Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat'taki anne ile Hakkari'deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, evladı için Yasin ve Fatiha okuyorsa, cemaat aynı kıbleye dönüyorsa, burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır. Şehit anneleri, buyurun, Diyarbakır'da bir araya gelip kucaklaşabiliyor da ama birilerine bakıyorsunuz ki onlar bu buluşmadan rahatsız oluyorlar. Çok enteresan bu" dedi.

    Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanı Atalay'ın koordinasyonunda bir "sürecin" devam ettiğini vurgulayarak, "Bir paketten bahsetmiyoruz. Bir süreç... Bu süreci devam ettirirken de parlamento içi, parlamento dışı siyasi parti liderleriyle de görüşmeler yapalım. Akademisyenlerle, bu ülkenin çeşitli aydınlarıyla, çeşitli medya mensuplarıyla, sivil toplum örgütleriyle, yani bu konuda söyleyecek sözü olan her kesimle görüşmeler yapılsın diyoruz" diye konuştu.

    "Bu görüşmeleri, İçişleri Bakanımızın koordinesinde yürütüyoruz. Ama bakıyorsunuz dün, Anamuhaletef ile diğer muhalefet partisi, her ikisine mektup gidiyor ve anında ret cevabı geliyor. Hani bunlar uzlaşmadan yanaydı, hani bunlar bu ülkeden, mutabakattan yanaydılar?" diyen Erdoğan, "Bu meselede mutabakatın olmayacak da bu meselede çözüm aramak olmayacak da nerede çözüm arayacaksınız, söyler misiniz? Benim Bakanım gelip de size bir şeyi dayatmayacak, sizinle bir şeyi paylaşacak. Söyleyecek neyiniz var? Bize bunu söyleyin. Biz, bunları da bu çalışmanın içerisine koyalım. İnşallah sonuç bildirgesine, raporumuza bunu koyalım. Bu sürede inşallah bunları bir milat yapalım istiyoruz. Bu meselenin kalıcı olarak çözümü, huzur ve emniyet zemininin, kardeşlik ikliminin yeniden tesis edilmesi için biz bu çalışmayı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, bugün gelinen noktanın, terörle mücadeledeki zafiyetin değil, terörle mücadelede gösterilen başarılı mücadelenin performansın sonucu olduğunu vurgulayarak, "Biz legal yapılanmaları muhatap kabul ettik. Hiçbir zaman illegal yapılanmaları, AK Parti olarak, AK Parti iktidarı olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu da böyle bilmeniz lazım" dedi.

    "Hiç kimse bu konuda bir yakıştırma yapamaz. Hiçbir zaman farklı bir davranış sergilenmedi. Hiçbir zaman çelişkili açıklamalar, samimiyetten uzak yaklaşımlar göstermedik" diyen Erdoğan, "Kürt vatandaşlarımızın sorununu üreten siyasi zihniyetin, sorunu bu hale getiren politik yaklaşımı bizim sahiplenmemiz, paylaşmamız, sürdürmemiz mümkün değildir. Bizim dünya görüşümüz, siyaset felsefemiz, böyle bir sorunu üretmeyi de böyle bir sorunu çözümsüzlüğe mahkum etmeyi de böyle bir soruna gözümüzü yummayı da normal göremez. Sorunun devam etmesine, çözümün akamete uğramasına çanak tutan anlayışlar, yaşanan acıların vebaline de ortak olur. Sorunu bu hale getiren anlayışlardan medet beklemiyoruz" şeklinde konuştu.

    "Anlık çalışma yapmıyoruz"


    Anlık çalışma yapmadıklarını ve yapmayacaklarını ifade eden Erdoğan, "Diyarbakır'da getirdiğimiz düşüncelerle, bugün ortaya koyduğumuz irade arasında da fark yoktur" dedi.

    Erdoğan, ana dilin öğrenimi ve öğretimi, ana dilde yayın konusunda yapılan atılımlara değinerek, son 1-2 ay içerisinde ana dilini öğrenme noktasında açılan kursların, TRT Şeş'in ve üniversitelerde Kürtçe'nin öğrenilmesine yönelik adımların hiç konuşulmadığını söyledi.

    "Adımlar kültürel bazda"


    Bu adımların kültürel bazda olduğunu ifade eden Erdoğan, "Vermediler aldık gibi bir mantık süreci işleniyor. Eğer bu tür yaklaşımlarla gelirseniz kusura bakmayın yaya kalırsınız. Biz, iktidarın bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle bu adımları attık. 14 Ağustos 2001'de yola çıkarken, onu söyledik. 'Batı neyse, doğuda o olacak' dedik, 'Güney neyse, kuzeyde o olacak' dedik. Antalya'daki konuşmamızda söyledik, 'Bizim 3 tane kırmızı çizgimiz var' dedik. 'Biz etnik milliyetçilik yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yapmayacağız, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız' dedik, yola böyle çıktık. Bunda asla taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz" dedi.

    Toptan'a teşekkür


    Erdoğan, geçen hafta Meclis Başkanı seçimi gerçekleştirildiğini hatırlatarak, Başkan seçilen Mehmet Ali Şahin'e başarılar diledi, daha önce bu görevi yürüten Köksal Toptan'a ise teşekkür etti.

    TBMM Başkanlık Divanı üyelikleri ile grup başkanvekilliklerine seçilen milletvekillerini de kutlayarak başarılar dileyen Erdoğan, "Önümüzdeki süreçte TBMM gündeminde, milletimizi yakından ilgilendiren tasarı ve teklifler görüşülecek. Tempomuzu hiç düşürmeden, bütün engelleme ve yavaşlatma girişimlerine göğüs gererek çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürecek ve yasama faaliyetlerine devam edeceğiz. Millet adına ve milletin emanetini omuzlayarak tek bir anımızı bile heba etme hakkına sahip değiliz" diye konuştu.

    Ekonomik kriz ortamında 3G teknolojisiyle Hazinenin 2,1 milyar liralık kaynak elde ettiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin yeni yatırımlar kazandığını ve yeni istihdam alanları açıldığını kaydetti. Erdoğan, "AK Parti olarak bu büyük değişimi ve dönüşümü Türkiye'ye kazandırdık. Şimdi hedefimiz 4. nesil... Yani 4G... Bunu da inşallah Türkiye ile biz tanıştıracağız" dedi.

    AK Parti'nin 8. yaşını kutladı


    Erdoğan, demokrasi tarihini yazanların, AK Parti'nin, demokrasiyi muhafaza etmek ve yüceltmek noktasında verdiği kararlı mücadeleyi, altını kalın çizgilerle çizerek tespit edeceklerini belirterek, "İnanıyorum ki AK Parti'nin 8 yıldır tek başına verdiği demokrasi mücadelesi sayesinde artık, yakın ve uzak gelecekte hiç kimse demokrasiye gölge düşürme, demokratik rejimi zafiyete uğratma, hukuk sistemini karanlık tünellere sokma cüretini gösteremeyeceklerdir" dedi.

    Başbakan Erdoğan, "Demokrasi tarihimizi yazanlar, inanıyorum ki AK Parti'nin, demokrasiyi muhafaza etmek ve yüceltmek noktasında verdiği kararlı mücadeleyi altını kalın çizgilerle çizerek tespit edeceklerdir" dedi.

    Milletvekillerinin her birine yürekten teşekkür eden Erdoğan, hareketlerine gönül veren, yüreğini ortaya koymuş her bir yol arkadaşına "en kalbi şükranlarını" sunduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında, bazı milletvekillerinin gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow