Uzmanından "gizli kalp" uyarısı
Prof. Dr. Bilal Boztosun: "Şeker hastaları, aşırı kilolu bireyler, kronik akciğer hastalığı, uyku apnesi, total kolesterol 240 mg/dl üzeri veya LDL kolesterol 160 mg/dk üzeri veya HDL kolesterol 35 mg/dl altı olanlar, yoğun sigara tüketenler ve kadınlarda gizli kalp hastalığı riski daha yüksek"
Prof. Dr. Bilal Boztosun, "Şeker hastaları, aşırı kilolu bireyler, kronik akciğer hastalığı, uyku apnesi, total kolesterol 240 mg/dl üzeri veya LDL kolesterol 160 mg/dk üzeri veya HDL kolesterol 35 mg/dl altı olanlar, yoğun sigara tüketenler ve kadınlarda gizli kalp hastalığı riski daha yüksek." ifadelerini kullandı.
Boztosun, halk arasında "gizli kalp", tıbbi adıyla "sessiz iskemi" olarak bilinen hastalığa ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, kalp damar tıkanıklıklarının yaklaşık yüzde 20'sinde görülen sessiz iskemi hastalığının bazen ölümden sonra tespit edilebildiğini bildirdi.
Gizli kalp hastalığı olan kişilerin, kalp krizinin tipik bulguları olan göğüste sıkışma, yanma, sol kola vuran ağrı gibi şikayetler olmadan kalp krizi geçirebildiğini belirten Boztosun, "Bu durum yaklaşık yüzde 20 hastada görülüyor. Bu hastaların bir kısmına rutin kalp kontrolü esnasında tanı koyabiliyoruz. Maalesef gizli kalp hastalığı tanısı, hastaların bir kısmında ölümden sonra tespit edilebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Ağrılar aslında uyarı sistemi"
Kalp damarlarında tıkanıklığı olan kişilerin özellikle efor esnasında ağrıyı hissederek dinlenmeye geçtiğini aktaran Boztosun, "Bu uyarı sayesinde kendilerini zorlamaktan kaçınarak doktora daha erken başvurabilirler. Ancak gizli kalp hastalığı olanlarda göğüs ağrısı gibi erken uyarı mekanizması olmadığı için istirahate geçmezler, spor yapmaya ya da kalbi zorlamaya devam ederler. Bu da sonuçta kalp krizinin oluşmasına zemin hazırlar. Bu sebeple gizli kalp hastalığı olanlar doktora geç başvurur. Bu hastalarda kalp krizine bağlı ölüm riski, normal kalp krizi geçirenlere kıyasla en az 2 kat daha yüksek." ifadelerini kullandı.
"Kadınlar risk altında"
Prof. Dr. Bilal Boztosun, ağrısı olmayan, yalnızca nefes zorluğu, halsizlik, bulantı, kusma ve terleme şikayetlerinin de gizli kalp hastalığı bulgusu olabileceğini aktararak, risk altında bulunan gruplara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şeker hastaları, özellikle gizli kalp krizi açısından riskli grubu oluşturuyor. Yapılan çalışmalarda ileri evre kontrolsüz şeker hastalığı olanlarda gizli kalp hastalığı riski yüzde 60'a ulaşabiliyor. Yine aşırı kilolu bireyler, kronik akciğer hastalığı, uyku apnesi, total kolesterol 240 mg/dl üzeri veya LDL kolesterol 160 mg/dk üzeri veya HDL kolesterol 35 mg/dl altı olanlar, yoğun sigara tüketenler ve kadınlarda gizli kalp hastalığı riski daha yüksek. Bu kişiler göğüste sıkışma, yanma, sol kola vuran ağrı gibi tipik şikayetler olmadan kalp krizi geçirebiliyor. Yine ileri yaşta, kalp nakli öyküsü olanlarda da gizli kalp hastalığı riski daha fazla."
"Düzenli kontrol şart"
Boztosun, özellikle risk altındaki bireylerin, şikayetleri olmasa bile düzenli olarak kontrole gitmesi gerektiğini belirterek, "Şeker hastalığı olan, ailesinde yaygın kalp hastalığı bulunan, yoğun sigara tüketen ve yaşam tarzına dikkat etmeyen kişiler göğüs ağrısı gibi şikayetleri olmasa bile gerekli tetkikleri yaptırmalı. Risk faktörleri olan kişiler mutlaka şeker, kolesterol tetkiklerini yaptırmalı, tansiyon değerlerini ölçtürmeli." ifadelerini kulandı.
"Ani tansiyon değişikliğine dikkat"
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Boztosun, ani yükselen tansiyonda gizli kalbin erken dönem uyarısı olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Daha önceden tansiyon yüksekliği olmaması fakat aniden ortaya çıkan yüksek tansiyon şikayeti, krizin erken dönem önemli bulgusu olabilir. Yeni başlangıçlı ani yükselen tansiyonu olan bireyler de mutlaka gizli kalp hastalığı açısından gerekli kontrolden geçmeli. Belirli periyotlarla check-up kontrolleri, olası ileride gelişebilecek kalp krizi riskine karşı korunmada mutlak fayda sağlar. Bu hastalarda kalp damarlarında darlıklar olabileceği şüphesi ile elektrokardiyografi, ekokardiyografi, yani kalp ultrasonu, efor testi, kalp sintigrafisi, koroner BT anjiyografi (sanal anjiyo) gibi incelemeler yapılır. Darlık tespit edilen hastalardan uygun olanlarda kalp damarları, balon ve stent gibi yöntemlerle açılır. Cerrahi işleme uygun olan hastalarda, açık kalp operasyonu yapılır.
Sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemek çok önemli. Doymuş, katı yağlardan fakir, günlük toplamda tüketilen tuz miktarının bir çay kaşığını aşmayacak şekilde olması, sigara içilmemesi, bel çevresini erkeklerde 94, kadınlarda 88 santimin altında tutmaya çalışmak, haftada en az 5 gün, minimum toplamda 1,5 saat orta tempolu egzersiz yapmak olası kalp krizinden korur."