Mide kanseri nasıl tedavi edilir?
Mide kanseri tüm kanserler içerisinde dördüncü sıklıkta, kansere bağlı ölümlerde ikinci sıklıkta yer almaktadır. Mide kanseri görülme sıklığı coğrafik değişkenlik göstermekte olup, Uzak Doğu, Doğu Avrupa ile Güney Amerika’da hastalık yüksek oranda görülmektedir. Hastalığın nedeni bilinmemekle beraber, beslenme alışkanlıkları ile yakından ilişkisi aşikardır. Mide kanserinin tedavisinde en önemli aşamanın cerrahi süreç olduğunu belirten Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Bedirli, mide kanserinin nedenleri, teşhisi, tedavisi ve robotik cerrahinin önemini tüm ayrıntılarıyla sizler için anlattı.
Tuz ve nitratlardan zengin, A ve C vitaminlerinden fakir diyet, tuzlama, tütsülenmeyle hazırlanmış gıdalar mide kanseri gelişiminde önemli role sahiptirler. Buna karşın meyve ve sebzeden bol diyetler, narenciye ve fiber içeren diyetlerin ise koruyucu rolü var. B12 vitamini eksikliği ile giden pernisiyöz anemi, atrofik gastrit ve intestinal poliplerde mide kanseri için önemli risk faktörleridir. Bazı herediter hastalıklar, A kan grubuna sahip olma, sigara, HP enfeksiyon pozitifliği mide kanseri için risk teşkil eden durumlardır.
Erken evre mide kanserlerinin prognozu oldukça iyidir ancak hastaların şikayetleri azdır. Bu nedenle tanıda gecikmeler yaşanmakta ve ne yazık ki hastaların önemli bir kısmında tanı, lokal ileri ya da metastatik aşamada saptanmaktadır. Mide kanserinde en sık görülen semptomlar; dispepsi, epigastriyumda yanma, iştah kaybı ve erken doymadır. Ancak belirtilen semptomlar günümüzde çok yaygın görülen gastrit ve peptik ülser gibi birçok benign (iyi huylu) hastalıklarda da gözlenebildiğinden, hastalar semptomatik olsa bile geç tanı almaktadır. Mide kanserinin sık görüldüğü Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde erken evre mide kanseri görülme sıklığı oldukça yüksek olup, bunun en önemli sebebi bu ülkelerdeki yoğun tarama programlarıdır.
Nasıl teşhis edilir?
Mide kanseri teşhisi öncelikle öykü alma ve detaylı fizik muayene ile başlar, ardından laboratuvar testleri yapılır. Özellikle kan değerlerinde düşüklük çok önemlidir. Büyük abdestte gizli kan testinin pozitif gelmesi hem mide, hem de kalın bağırsak kanseri için anlamlıdır. Mide kanseri tanısında endoskopi en önemli aşamadır. Bu şekilde midedeki kitle tespit edilip, kitleden birden çok biyopsi alınır. Tanının kanser gelmesinden sonra, ultrasonografi, endosonografi, bilgisayarlı tomografi, PET/CT gibi ileri tetkikler yapılarak hastalığın evresini ve tedavi protokolünü belirlemek için kullanılmaktadır.
Cerrahi tedavide asıl amaç tümörün sağlam doku sınırları içerisinde ve beraberinde geniş lenf bezleri ile alınmasıdır. Yıllardır açık yöntemlerle uygulanan mide kanseri ameliyatları artık teknolojik ilerlemelerin ve cerrahların kapalı ameliyatlar konusunda artan tecrübeleri sayesinde kapalı yöntemlerle yapılabilmektedir.
Kapalı ameliyatların teknolojik olarak en son geldiği nokta robotik cerrahidir. Günümüzde robotik yöntemle mide kanseri ameliyatları onkolojik prensipler çerçevesinde başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Robotik cerrahi sayesinde açık cerrahiye kıyasla hastalarda daha az yara izi, ameliyat esnasında daha az kanama, ameliyat sonrası daha az ağrı ve daha az enfeksiyon görülmektedir.
Ortaya çıkan bu avantajlar, klasik kapalı ameliyat yöntemi olan laparoskopik cerrahi ile elde edilebilir. Ancak, laparoskopik mide kanseri ameliyatları zorluk derecesi yüksek ameliyatlardır. Oysa robotik cerrahinin sunmuş olduğu 3 boyutlu, yüksek çözünürlüklü görüntü sistemi ile robotik enstrümanların laparoskopik aletlere göre daha üstün işlev ve kapasiteleri sayesinde, robotik yöntemle daha etkin ve güvenli mide kanseri ameliyatları yapılabilmektedir.