Fibromiyalji nedir? Psikolojik sebepleri nelerdir?
Psikolog Dilek Memnun, fibromiyalji nedir, belirtileri ve psikolojik sebepleri nelerdir tüm ayrıntılarıyla sizler için anlattı.
Fibromiyalji kişinin vücudunda kas ağrıları ve vücuttaki belirli noktalarda kronik ağrı ile karakterize olan yumuşak bir doku romatizması şeklinde açıklanabilmektedir. Fakat söz konusu hastalığa yorgunluk, uykusuzluk, depresyon gibi çeşitli psikolojik ve fiziksel belirtilerde eşlik edebilmektedir. Toplum içerisinde yüzde 3’lük bir kesimde görülen fibromiyalji sendromunun kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Sebebi tam olarak bilinmese de genetik ve çevresel faktörler bir araya geldikçe tetiklenmektedir.
Fibromiyalji belirtileri kişiden kişiye değişebilir
Mevcut hastalık kaslarda ve kemiklerde görülen yaygın bir ağrı, hassasiyet alanları ve genel yorgunluk ile karakterize olan kronik bir rahatsızlıktır. Belirtiler çoğu zaman subjektiftir. Mevcut hastalığın bilinen net bir sebebi olmadığından dolayı sıklıkla başka hastalıklar ile karıştırılabilir. Fakat bu hastalığı bazı durumlar tetikleyebilmektedir. Bu faktörlerin başında genetik faktörler gelmektedir. Bazı genetik mutasyonlar fibromiyalji gelişiminde rol oynayabilmektedir. Sıklıkla aile üyeleri arasında görülme olasılığı yüksektir. Fiziksel ya da duygusal travma yaşayan insanlarda fibromiyalji görülebilmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu ile ilişkili olduğu görüşü hakimdir. Özellikle bireylerin fiziksel veya duygusal travma gibi stres kaynağı vücutta aylar ya da yıllar boyunca devam eden uzun süreli etkilere yol açabilmektedir. Stres fibromiyaljiye katkıda bulunabilecek hormonsal bozukluklar ile ilişkili bulunmuştur. Özellikle daha çok hassas yapılı mükemmeliyetçi ve olaylardan çabuk etkilenen kişilik yapısına sahip bireylerde fibromiyalji görülebilmektedir.
En az 11 tetik noktasında ağrı ve hassasiyet var ise dikkat!
Bireylerin fibromiyalji sendromunda kronik yaygın ağrılar yaşamalarına neden olan faktörler halen anlaşılamamakla birlikte bazı açıklamalara göre beynin ağrı eşiğini çeşitli faktörlere bağlı olarak düşürdüğü özellikle önceden acı vermeyen bir şeyin zamanla acı verici hale geldiğini belirtmektedir. Başka bir görüşe göre ise insan vücudundaki sinirler ve reseptörler uyarılara daha duyarlı hale gelebilmektedir. Bu durumda bireylerin ağrı sinyallerine aşırı tepki verebilecekleri ve gereksiz ya da abartılı acılar hissetmeleri anlamına gelebilir. Net nedenler ile açıklanamasa da fibromiyalji atakları stres, travma, fiziksel travma gibi alakasız sistemik bir hastalığın sonucu olabilmektedir. Beyin ve sinir sisteminin normal ağrı sinyallerini yanlış yorumlayıp aşırı derecede tepki göstermesi de beyindeki kimyasal maddedeki dengesizlikten kaynaklanabilir. Birtakım yöntemlere göre 18 tetik noktasının en az 11’inde ağrı ve hassasiyet var ise kişiye fibromiyalji tanısı konabilir. Tetik noktalarından bazıları ise başın arkası, omuz üstleri, üst göğüs, kalçalar, dizler ve dirsekler şeklinde sıralanabilir. Son zamanlarda fibromiyalji tanısı konabilmesi için üç aydan fazla bir süre devam eden yaygın ağrı varsa ve ağrıyı açıklayabilecek tıbbi bir durum yoksa fibromiyalji tanısı konabilir.
Hastalığın yüzde 80 ila 90’ı kadınlardan oluşmaktadır
Bireylerin fibromiyalji belirtileri arasında yorgunluk, uyku problemleri, yataktan kalkmakta zorlanmak uzun süre uykuya rağmen dinlenmiş hissetmemek, baş ağrısı, kaygı, depresif ruh hali, alt karın bölgesinde ağrı, nefes almada zorlanma, kulaklarda çınlama, egzersize karşı dirençsizlik ve çabuk yorulma gibi semptomlar görülebilmektedir. Hastalığın yüzde 80 ila 90’ı kadınlardan oluşmaktadır. Genellikle şiddetlenen ağrı ve artan yorgunluk fibromiyalji atağının ayırt edici özelliklerindendir. Atak sürecinde kötü uyku kalitesi, karamsar olumsuz düşünceler, asit reflü gibi sindirim problemleri, kol ve bacaklarda şişkinlik, uyuşukluk ve karıncalanma gibi belirtilerde artış görülebilmektedir.
Fibromiyalji tedavisi sürecinde ağrıyı yönetmek ve yaşam kalitesini artırmak temel hedeflerdendir. Bu yaşam kalitesini artırmak, yaşam biçimini değiştirmek ve ilaç kullanımını içeren iki aşamalı yaklaşım mevcuttur. Fibromiyalji tedavisinde yaygın olarak kullanılan ilaçlar arasından özellikle aşırı ağrı durumlarında ibuprofen ve asetaminofen gibi ağrı kesiciler, antidepresanlar, antiepileptik gibi ilaçlar kullanılabilmektedir. Bu gruplarda yer alan ilaçların yan etkileri olabileceğinden dolayı özellikle doktor kontrolünde kullanılması gerekmektedir.
Fibromiyalji sendromunun nedenleri olduğu kadar tedavisinin de tam olarak bulunamadığını söyleyebilmek mümkündür. Fakat fibromiyalji tedavisinin de rahatsızlığın tamamen geçmesi amacıyla yapılmadığı sadece bireylerin ağrılarını azaltabilmek ve yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla yapıldığını belirtmek mümkünmdür. Fibromiyalji sendromundan korunmak için düzenli egzersiz yapmak, düzenli ve yeterince uyumak, çay, kahve gibi uyku düzenini bozacak içeceklerden kaçınmak, stresli durum ve ortamlardan uzak durmak, sağlıklı beslenmek, düzenli bir biçimde fizik tedavi, masaj gibi uygulamalardan yararlanmak, kendine zaman ayırmak, sevdiği arkadaşlar ile zaman geçirmek, hoşlandığı hobiler elde etmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri oldukça etkilidir.
Fibromiyalji tedavisini bireylerin kendi kendilerine uyguladıkları bir tedavi olmadığını belirtmek gerekir. Dolayısıyla kas ve kemiklerinde ağrı hisseden bireylerin öncelikle uzman doktora başvurması ve teşhis konduktan sonra uzmanın uygun gördüğü tedaviyi olması gerekmektedir. Mevcut sendromda tedavi için sık kullanılan yöntemlerden birisi de psikoterapidir. Özellikle bilişsel davranışçı terapisi ya da EMDR terapisi sonucu iyi olan tedavilerdendir. Bireyin geçmişte yaşadığı travmaların yok edildiği EMDR tedavisi olumlu sonuçlar alınmasını sağlayabilmektedir.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Diş çürüğü ve ağız kokusunu engelliyor! İşte o besinler
Ciltteki doğal yağları yok ederek cildi kurutuyor! Kışın en sık yapılan hata! Banyo yaparken...
Araştırma: Hava kirliliği egzamaya neden olabilir
10 yetişkinden biri KOAH hastası
Uzmanı korkunç gerçeği açıkladı: Antibiyotik direnci nedeniyle her 45 saniyede bir kişi ölüyor! Önlem alınmazsa tehlike büyük