“Müzik politik ayrımları kaldırabilecek bir güce sahip!”
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, ger sezon sanatseverleri yerli, yabancı pek çok usta isimle buluşturuyor. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın ‘sahne arkasında neler oluyor?’u Paşalimanı’ndaki İDSO binalasında İDSO Müdürü Sezai Kocabıyık, Program Koordinatörü Bülent Evcil ve Müzik Direktörü Ender Sakpınar ile konuştuk.
Dünyanın gidişatına bakınca, tek evrensel dilin ‘müzik’ olduğunu biraz daha iyi gözlemliyoruz. Konuş(a)madığımız kesin, ama melodilerin yarattığıyla birbirimizi az da olsa anlayabiliriz belki, diyerek uluslararası arenada Türkiye müziğinin çok sesli rengini kadrajlayan (besteci Cemal Reşit Rey’in yönetiminde 1945’te kurulan, temelleri ise 1827’de Donizetti Paşa’nın kurduğu Mızika-i Humayun orkestrasına dayanan, 1972’de de Kültür Bakanlığı'na bağlanan) İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’na (İDSO) kulak verelim istedik. Müzik artık dünyayı kurtaramaz belki ama bireysel kurtuluşlar sağlayabilir şiarından yola çıkarak İDSO Müdürü (obua grup şefi) Sezai Kocabıyık, İDSO Program Koordinatörü (flüt grup şef yrd.) Bülent Evcil ve İDSO Müzik Direktörü (orkestra şefi) Ender Sakpınar ile biraraya geldik.
Müzik varsa umut her zaman vardır
*Vakti zamanında, müziğin dünyayı kurtaracağına inanılıyordu, bugün geldiğimiz noktada, dünya değil belki ama bireysel kurtuluşlar sağlanabilir mi?
Sezai Kocabıyık: Sanat; insanın içindeki iyiliği keşfetmesini ve fark etmediği duyguları dışarı çıkarmasını sağlayan bir şey. Bu bütün sanat dalları için geçerli, fakat müziğin bir avantajı; dilden ve kültürlerden bağımsız, insanın direkt ruhuna hitap etmesi. Bireysel kurtuluş olabilir ama çok da büyük hayallere kapılmamak lazım! Müziğin bir gücü var; bu anlamda da daha hümanist ve evrensel melodilerin peşine düşmeliyiz.
Bülent Evcil: Müzik bütün politik ayrımları ve sınırları kaldırabilecek bir güce sahip, yeter ki doğru kullanılsın! Biz müzisyenlerin kıymeti bilinmiyor ama yurt dışı konserlerinde, ülkemizi nasıl yansıttığımıza şahit oluyoruz da bu paha biçilemez bir his.
Ender Sakpınar: Mesela; Şef-piyanist Daniel Barenboim’in 1999’da kurduğu ve yönettiği, yaşları 14-25 arasında değişen, 17 ülkeden 110 yetenekli genç müzisyenden oluşan ‘doğu batı divan orkestrası’... Müziğin başarısıdır bu. Bundan daha güzel bir mesaj verilemezdi. Müzik varsa, ‘bireysel kurtuluş’ ve ‘umut’ her zaman vardır.
*Devletler müziğin gücünün farkında değil mi ya da müzisyenler bunu anlatabilmek için ne yapmalılar?
Ender Sakpınar: Bizim vazifemiz farkındalığı arttırmak! Bizler ‘sanat elçileri’yiz. Müzik iki anlaşamayan ülkeyi, aynı platformda buluşturabilir ve bazı algıları kırabilmesi çok daha kolay! Savaş zamanı konserleri hatırlayınız; Almanya, Avusturya, Saraybosna vs. Orkestra şefi Zubin Mehta, Saraybosna’da yıkılmış bir milli kütüphanede ‘Mozart Reguiem’ sergilemişti ve tüm dünyada yankı bulmuştu. Savaş insanlık tarihi kadar eski ama sanatın birleştirici gücü yadsınamaz.
Sırça köşkümüzde oturarak ilham gelsin diyenlerden değiliz
*Programlarınızı neye göre belirliyorsunuz, malum coğrafya koşulları her gün değişmekte?
Bülent Evcil: Türkiye’de her kesimden müzik dinleyicisine hitap etmeye çalışıyoruz. İnanılmaz rakamlar isteyen, dünyaca ünlü üstatları, ikili ilişkilerimizle, gerekirse 10 ya da 20 mail atarak ikna etmeye çalışıyoruz. Düşünün ki; o sanatçılar, ülkelerindeki fikirsel, politik manada pek çok kişiyi etkileyebilir, yönlendirebilir. Bu bağlamda da sırça köşkümüzde oturarak ilham gelsin diyen, sanatkârlardan değiliz.
Sezai Kocabıyık: İnsanları iki saat boyunca, bulunduğu koşullarından uzaklaştıracak konserler oluşturma gayretindeyiz. Programda sadece klasik müzik yok; sanat müziğinden caz, pop, tango ve gitar festivallerine kadar, yelpazeyi geniş tutuyoruz. Sanatsal değeri yüksek, renkli ve çeşitli bir program hazırlıyoruz. Popüler ve kolay olanı seçmiyoruz, öncelikle klasik müziğin hakkını vermenin peşindeyiz.
Kanayan yaramız salon eksikliğimiz özellikle de CRR
*İstanbul’da kültür sanat anlamında mekansal sıkıntılar var, sizde mevzu nedir?
Ender Sakpınar: Kanayan yaramız; ‘salon eksikliğimiz’. AKM hikayesi malum… Daha acısı İDSO kurucusunun adını taşıyan Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda konser veremiyoruz. Göçebe gibi, her hafta bir yerdeyiz. Böyle olunca da yapabileceklerimizin onda birini yapabiliyoruz.
*Pek çok sanatsal mevzuda olduğu gibi absürt bir durum olmuş, neden CRR Konser Salonu’nda sahne alamıyorsunuz, belediyenin söylediği nedir?
Sezai Kocabıyık: İstanbul’da adı ‘konser salonu’ olan tek bina bu sahne ve kullanamıyor olmamızın sebebi; belediyenin yoğun programı. Bizim istediğimiz ise sadece Cuma akşamları.
Müziğe bulaşan bir çocuğun şiddete başvurma ihtimali sıfır
*Yurt dışında müzik ve enstrüman bağlamında ilköğretim öğrencileri ile tanışma projeleri yapılıyor, sizde nasıl?
Bülent Evcil: Bizde de var, provalarımıza katılıyorlar. Her yıl böyle bir kaç okul ile anlaşıyoruz ya da talep edenler oluyor. O çocukların bu yaşta edindikleri merak, gelecekte hayatlarına başka şekilde yön vermelerini sağlıyor.
Sezai Kocabıyık: Yapmayı istediğimiz diğer proje de; her ay, başka ilçelerdeki okulların provalarımıza katılması... Ve gün sonunda, müziğe bulaşan bir çocuğun şiddete veya sokağa düşme ihtimali sıfır. Dünyada da örnekleri var, çocuklara ne kadar erken yaşta müzik aşılanırsa, toplumda inanılmaz bir iyileşme sağlanıyor. Uzun bir yol belki ama katkısı büyük. Ama işte baştan beri dile getirdiğimiz salon eksikliğimiz, bunun gibi pek çok projeye engel.
Klasik müzik bir eğlence aracı değildir
*Sorunlarınızı ana başlıklarda toplamak gerekirse, ilk sırada neler yer alır?
Sezai Kocabıyık: Salon, kadro ve yurt dışındaki etkinliklerde Türkiye’yi daha fazla temsil edebilmek. Bunların dışında da sezon programı için ayrılan bütçemizin biraz daha uluslararası standartlara yaklaşabilmesini istiyoruz.
Bülent Evcil: Kısaca; yönetmelikte olanları talep ediyoruz. Bizler, yereli evrensel bir dil üzerinden dünya arenasında sergiliyoruz. Bu bağlamda da İDSO’yu destekleyen Denizbank’a, Hakan Ateş’e çok teşekkür ediyoruz. Sanat için böylesine destekler çok kıymetli.
*Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Sezai Kocabıyık: Sanatın pek çok türü ve özellikle de klasik müzik bir eğlence aracı değildir. İnsan ruhunu yücelten bir şeyden bahsediyoruz. Dolayısıyla bazen; ‘ülkemizde kötü şeyler oluyor, niye konser veriyosunuz’ gibi söylemlerle karşılaşıyoruz. Klasik müzik çok boyutlu bir sanattır, içinde hüzün, neşe, ölüm, umut, sevgi gibi insana ait tüm duyguları barındırır. İnsanları bütünleştiren, birleştiren çok önemli bir araç, asıl böylesi zamanlarda müziğe çok ihtiyaç var.
Detaylı bilgi ve konser programı için: www.idso.gov.tr
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kuruluş Osmanlı'da beylikler dönemi! Osmanlı'da hangi beylikler var? Osmanlı dönemi Anadolu beylikleri hangileri?
Taş Tepeler’in uzaylıları
TÜYAP kitap fuarı başlangıç ve bitiş tarihleri 2024: TÜYAP kitap fuarı 2024 ne zaman, nerede?
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJLARI! 30 Ağustos fotoğraflı, görselli, Atatürk'ün söylediği sözler ve mesajlar, kutlama mesajları!
İslam Bilim Tarihi: Keşfü'z Zünun Kitabı Ve Yazarı