Gitarın ustası Peña’dan edebiyatın üstadı Lorca’ya saygı duruşu
‘Çok daha iyi gitar çalabilmeyi isterdim’ diyebilecek kadar mütevazi bir usta o; dünyaca ünlü Flamenko gitaristi Paco Peña… Peña, ölümünün 80. Yılında, İspanyol şair Lorca’nın anısına sahnelediği “Patrias” başlıklı gösteriyle 15 Aralık’ta İş Sanat’ta.
“Müzik ruhun gıdasıdır” diye boşuna bir kelam etmemişler, işte bu sözün kanıtlarından biri de Flamenko’nun yaşayan efsanesi Paco Peña… New York Times'a göre Peña: "Ölümlü insanları kaygılarından uzaklaştırabilecek kadar etkileyici bir virtüöz.” Müzikseverlerin yakından tanıdığı, dünyaca ünlü Flamenko gitaristi Paco Peña, ölümünün 80. yılında büyük İspanyol şair Federico Garcia Lorca’nın anısına sahnelediği “Patrias” başlıklı gösterisiyle 15 Aralık’ta, İstanbul İş Sanat’ta sahne alacak. 1942 doğumlu Flamenko’nun ustası Peña’nın, İspanyol şair, oyun yazarı, aynı zamanda ressam, piyanist ve besteci olan, 1936’da, daha 38 yaşında iken, İspanya İç Savaşı sırasında milliyetçiler tarafından öldürülen Lorca anısına yaptığı gösteriyi izlemeden önce Peña’ya ulaştık ve merak ettiklerimizi sorduk.
Flamenko sadece müzik ve dans değil bir yaşam biçimi
- Lorca size ne ifade ediyor? ‘Gitar’, ‘Lorca’, ‘Flamenko’ ve Endülüs’ hayatınızda nerede duruyor?
Lorca; bence sadece İspanyol edebiyatı için değil, dünya edebiyatı için müthiş bir zenginlik. Birçok insana olduğu gibi Lorca; eserleriyle ve dünya görüşüyle beni de çok etkiliyor. Gelelim ‘Lorca’, ‘gitar’, ‘Flamenko’ ve ‘Endülüs’e; bunlar, benim hayatımı ve köklerimi anlatan sözcükler. Artık kendimi bunlardan ayrı düşünemeyecek kadar içselleştirmişim. Sanki ne söylesem bendeki yansımalarını tam olarak anlatamayacakmışım gibi de geliyor… Endülüs, kültürü ve tarihi itibarıyla çok zengin bir coğrafya ve burada ciddi acılar, zorluklar da yaşanmış. Flamenko tüm bu yaşananlardan beslenerek doğmuş bir form. Ama bunu sadece müzik ve dansa indirgemek de doğru değil, bir yaşam biçimi demek lazım belki de!
- ‘Patrias’ın içeriğinden bahseder misiniz?
Merkezine Lorca’yı ve İspanyol İç Savaşı’nı aldığımız bir gösteri. İspanyol İç Savaşı bundan 80 yıl önce başlamıştı ve Lorca da maalesef bu savaşın hemen başlarında öldürülmüştü. ‘Patrias’ gösterisi hem Lorca’yı anma amacını taşıyor hem de onun eserlerine duyduğum saygı ve sevginin bir ifadesi.
Sonsuzluğa uzanan bir okyanus gibi
- “Solo kariyerinin Covent Garden’daki mütevazı bir restoranda başlamasından bu yana geçen kırk yılda Peña, dünyadaki saf Flamenko'nun en saygın temsilcilerinden biri oldu.” Sizi böyle tanımlıyorlar, bugün geldiğiniz noktada söyleyebileceğiniz nedir?
Bu zor bir soru… Hiç düşünmedim! Ama Flamenko sonsuzluğa uzanan bir okyanus gibi… Yani benim öğrenme ve keşfetme ihtiyacım hiç dinmiyor. Bu duygumun yıllar da geçse dineceğini düşünmüyorum.
- Yeni kuşaktan ve Türkiye müziğinden takip ettiğiniz müzisyenler var mı?
Rotterdam’da dünya müziği üzerine eğitim verirken ve orada öğrencilerle çalışırken çok farklı müzikler dinliyordum. Hem Rotterdam’da hem de Türkiye’deki konserler esnasında, Türk müziğine aşina oldum, hatta iletişim kurduğumuz müzisyenler de oldu ama isim olarak saymakta zorlanabilirim. Türk müziği hakkında çok derinlemesine bir bilgim olmamasına rağmen, Flamenko ile ortak ritim ve duyguları taşıdığını ya da arada benzerlikler, etkileşimler olduğunu söyleyebilirim.
Ben sadece müziğin içerdiği duyguları aktaran bir aracıyım
- New York Times sizden: “Ölümlü insanları kaygılarından uzaklaştırabilecek kadar etkileyici bir virtüöz” diye bahsediyor, bunun sizdeki karşılığı nedir, ne ifade ediyor?
Elbette beni çok gururlandıran sözler bunlar. Böyle şeyler duyunca mahcubiyetimi gizleyemiyorum. Ben sadece işimi layıkıyla ve samimiyetle yapmaya çalışıyorum, hepsi bu. Kendimi inanılmaz bir insan olarak görmüyorum, yaptığım müzikle insanların duygularına hitap edebiliyorsam, ne mutlu bana! Çünkü müzik çok güçlü bir olgu, ben sadece müziğin içerdiği duyguları aktaran bir aracı olarak görüyorum kendimi.
- 81’de kurduğunuz Flamenko merkezi ve halen sanat yönetmenliğini sürdürdüğünüz Uluslararası Cordoba Gitar Festivali; 85’te Hollanda Rotterdam Üniversitesi’nde (profesörlük) dünyada ilk defa Flamenko gitar üzerine dersler verilmesi gibi, tüm bunlar için ne söylemek istersiniz?
Bunu bir takım ünvanlara sahip olmak olarak değerlendirmiyorum. Ben kariyerim boyunca çok farklı şeyler yapmaya çalıştım, müziğimi tanıtmak ve daha geniş kitlelere ulaştırmak, gençlerle paylaşmak adına çok sayıda projeyi hayata geçirdim. Ama tüm bunlar çok da abartılacak şeyler değil, ben sadece işimi yapıyorum, diğer insanlar da buna ulaşabilsin istiyorum. Cordoba’da bu festivale başladığımızda daha önce buna benzer hiç bir şey yoktu, inanabiliyor musunuz? Bu festival, bu eksiklikten doğdu ve ben de bu iş için enerjimi ve emeğimi ortaya koydum. Şimdi festival müthiş bir şeye dönüştü, çok büyüdü ve muazzam ilgi görüyor.
Endülüs’ü anlatan, oradaki kültürü yansıtan bir tür
- Flamenko’nun bazı yönleriyle blues’a benzediğini söylüyorsunuz; Flamenko’da da gospel ile blues arasında olduğu gibi dini bir bağlantı var mı sizce?
Bunu doğrudan dini bir bağlantı olarak nitelendirmek yanlış olur. Fakat Flamenko, duygu yoğunluğu çok yüksek olan bir form... Hem müzisyenler, şarkıcılar hem de dansçılar müthiş bir adanmışlık içinde olurlar. Bu da izleyenler tarafından sanatçıların başka bir boyuta ulaşması gibi değerlendirilebiliyor. Ama dediğim gibi bu Flamenko’daki duygu yoğunluğundan kaynaklanıyor.
- 1940’larda Endülüs’te doğmuş biri olarak İspanya’nın Franco sonrasında geçirdiği değişimi, günümüz İspanya’sındaki siyasal gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bununla birlikte dünyada gittikçe artan şiddet ve savaş hakkında ne söylemek istersiniz, umut var mı insanlıktan yana?
Ben hayat sürdükçe umutlu olmaktan yanayım. İnsan olmanın erdemine ve bunun bizi doğruya ulaştıracağına inanmalıyız. Franco’nun diktatör yönetiminin ardından aslında biz İspanyolların demokrasiye ne kadar hazır olduğunu ve inandığını görmüş olduk. Seçimler ve giderek olgunlaşan bir demokrasiyle İspanya’nın artık daha modern bir ülke olduğunu söyleyebilirim. Bu çok mutluluk verici ama tabii bu kadarıyla kalmaz, tüm insanların eşit ve adil bir yaşam standardına ulaşması için yapılması gereken çok fazla şey var.
- Bugüne kadar yapmak istediğiniz veya içinizde ukde kalan bir şey var mı?
Bu da epey zor bir soru. Sanırım hayatımla ilgili pişman olduğum bir konu yok ama çok çok daha iyi gitar çalabiliyor olmayı isterdim. Ama bunun için hala geç değil ve elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
- Son olarak söylemek ya da paylaşmak istediğiniz bir şey var, seve seve paylaşmak isteriz?
Türkiye’deki dinleyicilerle çok sıcak bir bağ oldu aramızda yıllar içerisinde. Duygusal anlamda çok ortak noktamız olduğuna inanıyorum. Türkiye’ye geldiğimde gördüğüm bu ilgi, beni çok mutlu ediyor ve bir sonraki buluşmayı iple çekiyorum.
Detaylı bilgi için: www.issanat.com.tr
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kuruluş Osmanlı'da beylikler dönemi! Osmanlı'da hangi beylikler var? Osmanlı dönemi Anadolu beylikleri hangileri?
Taş Tepeler’in uzaylıları
TÜYAP kitap fuarı başlangıç ve bitiş tarihleri 2024: TÜYAP kitap fuarı 2024 ne zaman, nerede?
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJLARI! 30 Ağustos fotoğraflı, görselli, Atatürk'ün söylediği sözler ve mesajlar, kutlama mesajları!
İslam Bilim Tarihi: Keşfü'z Zünun Kitabı Ve Yazarı