Bu sonbahar da “bizim” Salon’da toplaşıyoruz!
Açıldığı günden bugüne -sanki- evimin salonunda, tanıdığım, tanımadığım ama net olarak aşina olduğum yüzlerle ve sevdiğim müziklerle muhabbete düşmüşüz hissi veren Beyoğlu, Şişhane’deki rota Salon İKSV, yeni sezon programını açıkladı! Sanırım müziksever kitle ve ahalisi için de sonbahar demek Salon demek! O vakit, bu sonbahar da Salon’da toplaşıyoruz demektir, ajandalarınız hazırsa konserler / buluşmalar bizleri bekler!
Londra'nın Marquee Club'ı ya da New York'un CBGB'si, İstanbul’un da Salon İKSV’si… Tabii ki Salon’un tevellüdü, bu iki mekan kadar eskiye dayanmıyor ama; kültür sanat camiası içinde arşiv geleneğimizin ve sabrımızın olmadığını düşününce; ayrıca bir günün ‘z raporu’nda neredeyse 6 ay veyahut 1 yıllık hemhal çıktısı verdiğimiz bir coğrafyada; kültür sanat güzergâhında hâlâ ayakta duranlara ve ne olursa olsun varolanlara / üretenlere sadakatimizi ve alkışlarımızı göstermekten kendimizi alıkoymamalıyız bence! Ve öznemiz Salon özelinde, kulakların pasını silmekten öte, yaşamımıza, tüm bu varoluş kaygıları içinde bir anlam yüklememize vesile olan tüm emekçilere selam olsun!
Ocak 2010'da, ABD’li caz grubu The Bad Plus konseriyle müzikseverlere merhaba diyen Salon İKSV, açıldığı günden bu yana yüzlerce yerli ve yabancı sanatçı ve grubun konserleri, tiyatro ve dans gösterileri gibi skalası geniş etkinliklere ev sahipliğiyle ve en önemlisi dünyadan keşifleri ki belki de asla duyma / dinleme şansımızın olamayacağı isimleri bizlerle buluşturmaya; kısaca, İstanbul’un mihenk taşlarından biri olmaya devam ediyor. Salon İKSV, 14 yıllık serüveninde, Beyoğlu’ndaki evinde, yaklaşık 400 bin müzikseveri, yine yaklaşık 700 sanatçı / grup ile bir araya getirdi. 2017’den itibaren sınırlarını aşıp “Gezgin Salon” ile Yeditepeli şehir İstanbul’un pek çok büyük sahnesine yayılarak 85 bini aşkın sanatseverle buluştu. 2022’de ise iki günlük bir şehir festivali olan +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’ni başlattı ve bu yıl üçüncüsünü gerçekleştiren festival, bu zamana kadar yaklaşık 50 bin müzikle haşır neşir olan/olmuş insanı ağırladı. (İç ses: Bu rakamlar aslında insanlar ve üretimler ve buluşmalar, üç günlük dünya modunda fanilik mesaisinde çok kıymetli… Pek çok mevzuya darlansak da çoğu zaman eksik gedik hemhalinde bu buluşmalara çemkirip yürüsek de kültür sanat güzergâhında yapılanların / üretilenlerin / emeklerin peşini bırakmadan ne olursa olsun (elimizden geldiğince) desteğimizi sunaya devam etmeliyiz! Yoksa gündemin yoğunluğu ve yorgunluğunda bir varmışız, bir yokmuşuz deyip gideceğiz!)
Geçtiğimiz günlerde yeni sezon heyecanını paylaşan Salon, duyurduğu yeni etkinlik serisi Komedi Salonu kapsamında, 28 Eylül’de sezon açılışını, Emmy Adayı “Portlandia” dizisinin yaratıcısı, komedyen, yazar, yapımcı ve müzisyen Fred Armisen’in, “Comedy for Musicians but Everyone is Welcome” adlı müzikli komedi şovuyla gerçekleştirdi. Kahkahaların ilk kez yükseldiği +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali'nin ardından, Fred Armisen ile Beyoğlu'ndaki evine dönen Komedi Salonu, şimdi mizahı evinin bir parçası hâline
getiriyor. TuzBiber, en iyi komedyenlerinin 15'er dakikalık altı stand-up performansıyla her Salı, Salon sahnesine konuk oluyor. Sezonu kahkaha fonuyla açan Salon’un gelelim şimdilik belli olan programına, ki açılış gecesinde söylenildiğine göre, bu program sene boyunca gerçekleşeceklerin sadece üçte biri! O vakit sözü, Salon İKSV ekibine bırakalım…
· Emir Taha / 11 Ekim Cuma 21.00:
“Küresel müzik sahnesine alternatif r&b ve ‘leftfield’ elektronika ile damgasını vuran” Emir Taha, güney Londra’daki üssünden dünyaya sesleniyor. Ankara’da büyüyen, gençlik yıllarını ailesiyle birlikte Türkiye'yi dolaşarak geçiren Taha, 1997 doğumlu. Kendi kendine prodüksiyon yazılımları kullanmayı öğrenerek şarkılarını Soundcloud'a yükleyen ve daha ilk çalışmalarıyla dikkat çeken Taha, müzik yapmaya taşındığı Londra'dan devam ediyor. 2020’deki ilk projesi “Hoppa”, “kültürel mirası ile batılı çevre arasındaki ikilikleri ustaca ortaya koydu” şeklinde yorumlanan, şimdi ise Pablo Bowman ve J Moon ile birlikte çalıştığı Al Shux, Detonate ve Kurisu gibi prodüktörlerin katkısıyla hazırladığı ikinci projesi “E.T. Phone Home” karşımızda…
· Garanti BBVA Konserleri: Monsieur Minimal / 19 Ekim Cumartesi 21.00:
Daha öncesinde +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’ne konuk olan, Yunanistan’ın güncel indie-pop öncüsü Monsieur Minimal, 2008’de “Lollipop” albümünden “Love Story” şarkısıyla dikkatleri çekti. Sahnede geçen uzun yılların ardından gelen ilk albümünden sonra Atina’ya taşınan sanatçının, şehrin karanlık ruhunu müziğine yansıttığı Pasta Flora ve Minimal to Maximal albümleri de burada doğdu. “En karanlık hâlini yansıttığını” söyledikleri, 2015’te çıkardığı dördüncü albümü “High Times” ve 2020’de gelen, “east” ve “hysteria” sözcüklerini birleştirdiği “Easteria” albümünün ardından, soul, funk, disko ve indie’den ustalıkla ödünç aldığı unsurlarla kariyerinin başat albümlerinden olacağı belli “Seven”ı Haziran’da yayınladı.
· Thomas Azier / 26 Ekim Cumartesi 21.00:
Hollandalı müzisyen, besteci ve yapımcı Thomas Azier, aralarında Diplo ve Stromae gibi isimlerin de yer aldığı birçok sanatçıyla çalıştı. Henüz 19 yaşındayken, kendi müzikal kimliğini bulmak amacıyla doğduğu Hollanda’dan Berlin’e taşınan Azier, Berlin’in tekno kulüplerinden aldığı ilhamla ilk albümü “Hylas”ı 2014’te yayımladı. Adından 2017’de yayımlanan ikinci albümü “Rouge”un yaratım sürecinde, sonradan taşındığı Paris şehri büyük rol oynadı. Her iki albümü de Hollanda’nın prestijli müzik ödüllerinden Edison Ödülü’ne layık görülen müzisyenin, Paris’ten New York’a, Berlin’den Amsterdam’a uzanan yolculuğu dizüstü bilgisayar ve USB mikrofon ile otellerde ve kiralık dairelerde kaydettiği “Stray”e hayat verdi. Love, Disorderly’de kelime oyunlarına başvurdu, A Collection of Broken Ideas’da 20’şer dakikalık iki caz doğaçlamasına yer verdi, The Inventory of Our Desire ile pandemiden çıkışı kutladı. Kısaca, Thomas Azier, beş yıl önce Türkiye’deki ilk konserini verdiği Salon’a dönüyor.
· Bon Entendeur / 1 - 2 Kasım 21.00:
Saklı kalmış disko klasiklerini bulup çıkarma ve yeniden yorumlamaya hevesli iki arkadaş ve müzikseverin sahne ismi olan Bon Entendeur, güneşli, hedonist Fransız Rivierası’ndan gelen bir müzik kolektifi. 2019’daki çıkış albümleri “Aller-Retour”, 60 ve 70’lerden şarkıların, dönem politikacılarının demeçleri gibi envai çeşit kültürel malzemeyle birlikte mikslenmiş versiyonlarından oluşuyordu. Bu amatör çalışmaları izleyen albümleri tam bir zaferdi: Bir platin plağa, platin satan “Le Temps Est Bon” teklisi gibi hitlere sahip oldu. Albümü pek çok şehirdeki festivaller izledi. İkinci albüm “Minuit”nin ardından Salon’a da konuk olan ikili, iki yıl boyunca yeniden stüdyoya kapandı, Fransa’nın müzik mirasının kuytu köşelerine indi ve on iki şarkıdan oluşan “Rivages”i çıkardı.
· Lana Lubany / 22 Kasım Cuma 21.00:
Kökleri Filistin’e uzanan, Amerikalı fakat İngiltere’de yerleşik, günümüz avant-pop sahnesinin en ilginç sanatçılarından Lana Lubany, 90’ların başında doğdu. Klasik müzikten folk ve dream pop’a kadar uzanan müzik merakı onu kendi elektronik prodüksiyonlarını yapmaya yöneltti; Arapça ve İngilizce vokaller üzerine modern dokunuşların öne çıktığı eklektik, iki dilli, alternatif bir pop yapan Lubany’nin alametifarikası olan buğulu ses, The Guardian, NME gibi yayınların radarına girerek geniş bir kitleyle tanışmasını sağladı. 2022’deki teklisi “The Snake” ile Arap ve Batı etkilerini harmanlayan müziğiyle dikkatleri çeken, ardından “Sanity” ve “Clones” ve son olarak da 2023’teki ilk kısaçaları “The Holy Land” ile avant-pop sahnesindeki yerini sağlamlaştıran Lana, söz yazarı ve prodüktör olarak eleştirmenlerden övgüler almaya devam ediyor.
· Derya Yıldırım & Grup Şimşek / 23 Kasım Cumartesi 21.00:
Bağlamacı ve multi-enstrümantalist Derya Yıldırım, Hamburg’un çok kültürlü bir mahallesinde dünyaya geldi; piyano, saksafon ve gitarın yanında bağlama öğrendi. 2014’te başlayan Derya Yıldırım ve Grup Şimşek birlikteliği, yoluna iki albüm ve bir kısaçalar ile devam etti. Anadolu folk, 1970’ler Türkçe rock, saykedelya, pop ve cazı karıştırma becerileriyle Almanya’da üne sahip olan grup, büyük ölçüde davulcu, perküsyoncu, besteci ve marimba sanatçısı Greta Eacott’un katkıları sayesinde, 1960’lar ve 70’lerin Anadolu etkilerini
çağdaş bir beste ve ritim yaklaşımıyla yorumluyor. Bu yaz Big Crown Records ailesine katılan ve 2025 baharına yeni albümlerinin müjdesini veren, dünyanın dört bir yanından müzisyenlerin katıldığı saykedelik müzik kolektifi Derya Yıldırım & Grup Şimşek şimdi ise büyük Amerika turunun hemen ardından ve yeni albümün hemen öncesinde Salon’da.
· OMA / 7 Aralık Cumartesi 21.00:
Hip-hop’a büyük bir tutkuyla yaklaşıyor olsa da enstrümanların başrolde olduğu müzikleri Wax Poetic’e veya İngiltere’nin meşhur trip-hop akımına da göz kırpan OMA, İngiltere’nin zengin müzik sahnesinin yeni cevherlerinden. Yaratıcı enerjileri enstrüman hakimiyetlerinde zirve yapan İngiliz dörtlü OMA sektörde tek başına yürümeyi tercih edenlerden. Cover’ları ilk albümleri Bread ’n’ Butter’a hayat verdi. Albümü Taboo (Black Eyed Peas), Harry Mack, Shing02, SiR ve güneyli hip-hop efsanesi Bun B gibi sanatçılarla sahne performansları ve işbirlikleri izledi. “Yılın keşfi olmaya aday” şeklinde yorumlar yapılan OMA, Salon ekibinin deyimiyle “herkesi şaşırtacak bir performansla Salon’da”…
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kariye Chora: Kiliseden Camiye Bir Dönüşüm Hikayesi kitabı yayımlandı
Krepen Pasajı’nın tarihini anlatan kitap yayımlandı
Guns N' Roses İstanbul Konseri Tarihi ve Bilet Fiyatları: Guns N' Roses İstanbul Konseri Ne Zaman, Biletler Satışa Çıktı mı?
Anita Taylor'ın 'Moonraker' sergisi VISION ART PLATFORM'da!
Kuruluş Osmanlı'da beylikler dönemi! Osmanlı'da hangi beylikler var? Osmanlı dönemi Anadolu beylikleri hangileri?