Belli yaştan itibaren kaş, burun ve kulak tüylerinin yoğunluk olarak artmaya ve daha hızlı uzamaya başlaması erkekler için sorun oluyor. Neyse ki bu bir hastalık değildir ve tedavi edilmesine de gerek yoktur. Aksine, normal ve sağlıklı yapıyı gösterir. Bu durum erkeklere has cinsiyet hormonu y kromozomu ile ilgilidir.
Erkek tıraşını izleyen bir kadının, tıraşın düşündüğünden daha uzun sürmesine şaşırması da bundandır. Biz kadınlar için saç kesimi ayrı, kaş-bıyık almak ayrı bir işlemdir. Oysa erkekler için saç, sakal, kaş, burun ve kulak hepsi bir pakettir. Ben bu paketi tabiri pek caiz olmasa da ihtiyar heyeti olarak adlandırıyorum. Yavaş yavaş, hissettirmeden gelip yıllar içinde artan bir hızla bu bölgelere çöreklenirler.
Sosyal hayatı etkileyen faktörlerin başında gelen dış görünüş ve bakımlı olma zorunluluğu ile kulak ve burun bölgesindeki uzun tüyler dışarıdan görünmeye başladığında, hem kişinin kendi için hem de çevresindekiler için rahatsızlık oluşturabilir.
Berberler bu durumdan kurtulmanın çeşitli yollarını bulmuştur. İspirtolu pamukla yakarak, sıfır uçlu bir makina ile keserek, ağdayla kökünden alarak ya da uzmanı tarafından epilasyon uygulanarak. Şimdilerde sosyal medyada daha çok izlenmek için cilde zarar verme pahasına bilinçsizce yapılan ağda uygulamalarını gördükçe şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Her uygulamanın sağlık çerçevesinde yapılması gerektiğinin altını çizmek zorundayım.
Nitekim sorun gibi görünen bu kılların dışarıdan gelebilecek yabancı maddelerin içeri girişine engel olup vücudumuzu koruduğuna da inanılır. Bilim insanları henüz kesin kanıtlar bulabilmiş değillerse de bildiğimiz bir şey var ki; kıllarımız tamamıyla işlevsiz değiller. Bu yüzden kulak ve burun kıllarını tamamen yok etmek yerine yalnız dışardan görünenlere müdahale etmek hem estetik hem sağlık açısından bir denge tutturmamızı sağlayacaktır.
En çok karşılaştığım veryansın, bu tüylerin ve kaşların kestikten sonra daha çok uzamaya başlaması yönündedir. Bu yanlış bir kanıdır. Zira kesmeseniz de uzama belli bir ölçüde devam edecektir.
Gelelim yapılan işlemlerin birbirinden çok da farklı olmayan sonuçlarına. Yakma ya da kesme işleminde köke müdahale olmadığı için tüyler çok daha hızlı uzarken, ağda ile kökten alınan kıl daha geç uzayacaktır. Ama sonuçta biri bir hafta diğeri bir ay sonra tekrarlayacak ve aynı görüntüye kavuşacaktır. Uzama süreleri dışında aralarında arttırıcı ya da eksiltici bir fark yoktur. Kesin çözüm istiyorsanız da epilasyonun koyu renk tüyler üzerinde çalıştığını, beyazlayan ya da açık renk tüylerde sonuç vermediğini o yüzden henüz koyu renklilerken uygulamanızı önereceğim.
25 cm’ye ulaşan kulak kıllarıyla adını Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdıran Radhakant Baijpai ve 7.81 cm uzunluğunda kaşların sahibi Frank Ames gibilerse kıllarından kurtulmak yerine onları benimseyenlerden.
Yani seçim sizin görüntüyü es geçip başarınızla gurur duymanız, adınızı rekorlar kitabına yazdırmanız da pekala mümkün.
Sıhhatler olsun.
Belli yaştan itibaren kaş, burun ve kulak tüylerinin yoğunluk olarak artmaya ve daha hızlı uzamaya başlaması erkekler için sorun oluyor. Neyse ki bu bir hastalık değildir ve tedavi edilmesine de gerek yoktur. Aksine, normal ve sağlıklı yapıyı gösterir. Bu durum erkeklere has cinsiyet hormonu y kromozomu ile ilgilidir.
Erkek tıraşını izleyen bir kadının, tıraşın düşündüğünden daha uzun sürmesine şaşırması da bundandır. Biz kadınlar için saç kesimi ayrı, kaş-bıyık almak ayrı bir işlemdir. Oysa erkekler için saç, sakal, kaş, burun ve kulak hepsi bir pakettir. Ben bu paketi tabiri pek caiz olmasa da ihtiyar heyeti olarak adlandırıyorum. Yavaş yavaş, hissettirmeden gelip yıllar içinde artan bir hızla bu bölgelere çöreklenirler.
Sosyal hayatı etkileyen faktörlerin başında gelen dış görünüş ve bakımlı olma zorunluluğu ile kulak ve burun bölgesindeki uzun tüyler dışarıdan görünmeye başladığında, hem kişinin kendi için hem de çevresindekiler için rahatsızlık oluşturabilir.
Berberler bu durumdan kurtulmanın çeşitli yollarını bulmuştur. İspirtolu pamukla yakarak, sıfır uçlu bir makina ile keserek, ağdayla kökünden alarak ya da uzmanı tarafından epilasyon uygulanarak. Şimdilerde sosyal medyada daha çok izlenmek için cilde zarar verme pahasına bilinçsizce yapılan ağda uygulamalarını gördükçe şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Her uygulamanın sağlık çerçevesinde yapılması gerektiğinin altını çizmek zorundayım.
Nitekim sorun gibi görünen bu kılların dışarıdan gelebilecek yabancı maddelerin içeri girişine engel olup vücudumuzu koruduğuna da inanılır. Bilim insanları henüz kesin kanıtlar bulabilmiş değillerse de bildiğimiz bir şey var ki; kıllarımız tamamıyla işlevsiz değiller. Bu yüzden kulak ve burun kıllarını tamamen yok etmek yerine yalnız dışardan görünenlere müdahale etmek hem estetik hem sağlık açısından bir denge tutturmamızı sağlayacaktır.
En çok karşılaştığım veryansın, bu tüylerin ve kaşların kestikten sonra daha çok uzamaya başlaması yönündedir. Bu yanlış bir kanıdır. Zira kesmeseniz de uzama belli bir ölçüde devam edecektir.
Gelelim yapılan işlemlerin birbirinden çok da farklı olmayan sonuçlarına. Yakma ya da kesme işleminde köke müdahale olmadığı için tüyler çok daha hızlı uzarken, ağda ile kökten alınan kıl daha geç uzayacaktır. Ama sonuçta biri bir hafta diğeri bir ay sonra tekrarlayacak ve aynı görüntüye kavuşacaktır. Uzama süreleri dışında aralarında arttırıcı ya da eksiltici bir fark yoktur. Kesin çözüm istiyorsanız da epilasyonun koyu renk tüyler üzerinde çalıştığını, beyazlayan ya da açık renk tüylerde sonuç vermediğini o yüzden henüz koyu renklilerken uygulamanızı önereceğim.
25 cm’ye ulaşan kulak kıllarıyla adını Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdıran Radhakant Baijpai ve 7.81 cm uzunluğunda kaşların sahibi Frank Ames gibilerse kıllarından kurtulmak yerine onları benimseyenlerden.
Yani seçim sizin görüntüyü es geçip başarınızla gurur duymanız, adınızı rekorlar kitabına yazdırmanız da pekala mümkün.
Sıhhatler olsun.