Çok büyük bir futbolcu ama önce insandı. Fakir bir aileden gelmesine karşın hiç bir zaman komplekse kapılmadı. Çok kez başka yıldız futbolcularla kıyaslandı. Bence futbolda ondan büyüğü yoktu ve gelmedi. Neden mi? Öncelikle sahada centilmendi. Rakiplerinin hep saygınlığını kazandı. Yere düşünce dakikalarca kıvranmadı. Rakip filelere topu elle gönderip bütün dünyayı aptal yerine koymadı. Doping yapmadı, uyuşturucu kullanmadı. Hakemlerle dalaşmadı. Üç kez evlenmesine karşın dedikodusuz bir aile yaşamı sürdürdü. Ülkesi Brezilya ile gurur duydu. O gururu fazlasıyla geri almasını bildi ve efsaneleşti. Henüz 17 yaşında Dünya Kupası şampiyonu unvanını kazandı. Attığı her golden sonra ‘Baba’ dediği Didi’ye koşarak boynuna sarıldı ve ağladı. Henüz çocuktu ama büyük işler başarmıştı. Tam üç kez Dünya Kupasını havaya kaldırdı.
‘O Rey’ (Kral) ile 1973 yılında Fenerbahçe – Santos özel maçı öncesinde Napoli’de tanışmıştık. Çok güzel bir röportaj olmuştu. Resimleri rahmetli babam çekmişti. Sonra oturup yemek yemiştik. Otelden ayrılırken masa üzerinde bulduğu boş bir sigara paketine ‘Dostum Reha’ya’ diye imzasını atmıştı. Hala titizlikle saklarım. İstanbul’a gelince Yeşilköy havalimanındaki büyük kaosa karşın uçaktan inince beni görmüş ve kucaklaşmıştık. İki gün beraber İstanbul’u gezdik. Kendisine ilgi çok büyüktü ama mütevaziliği hep ön plana çıkıyordu. Kaldığı otelde rahmetli olan bir meslektaşım Pele’nin odasına balkondan tırmanırken suçüstü yakalandı. Şikayetçi olmadığı gibi ‘Keşke oda kapısını tıklatsaydın’ diyerek birlikte fotoğraf çektirdi. Dönemin Fenerbahçe Başkanı Faruk Ilgaz maç öncesi soyunma odasında ‘Aman stat hınca hınç dolu. Bırakın Pele oynasın seyircimiz mest olsun’ uyarısında bulunmuştu. Fark bir anda artınca bu kez ‘Siyahi İnci’ Santos’u frenlemişti. Yine de skor 6 -1 sonuçlandı.
Futbolunun son dönemini Amerika’da Türk iş insanları Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün kardeşlerin kurduğu Cosmos Kulübünde geçirdi. Milli kalecimiz Yasin Özdenak, Franz Beckenbauer ve Carlos Alberto gibi ünlülerle birlikte Kuzey Amerika Futbol Liginde top koşturdu.
Futbol hayatında hiç kaptanlık yapmadı. Sadece bir ya da iki jübile maçında takımının en önünde sahaya çıktı. Bir ara Brezilya’nın Spor Bakanlığını üstlendi ve reformlara el attı. Ayrıca dindardı.
Sonra sağlık sorunları ile mücadelesi başladı. Ve dün gece acı haber geldi. Dostum Pele başta Brezilya olmak üzere tüm futbol camialarını yasa boğarken bizlere veda
etti. Mekanın cennet olsun Edson Arantes do Nascimento. Seni çok ama çok özleyeceğiz ‘O Rey’ rahat uyu.
Çok büyük bir futbolcu ama önce insandı. Fakir bir aileden gelmesine karşın hiç bir zaman komplekse kapılmadı. Çok kez başka yıldız futbolcularla kıyaslandı. Bence futbolda ondan büyüğü yoktu ve gelmedi. Neden mi? Öncelikle sahada centilmendi. Rakiplerinin hep saygınlığını kazandı. Yere düşünce dakikalarca kıvranmadı. Rakip filelere topu elle gönderip bütün dünyayı aptal yerine koymadı. Doping yapmadı, uyuşturucu kullanmadı. Hakemlerle dalaşmadı. Üç kez evlenmesine karşın dedikodusuz bir aile yaşamı sürdürdü. Ülkesi Brezilya ile gurur duydu. O gururu fazlasıyla geri almasını bildi ve efsaneleşti. Henüz 17 yaşında Dünya Kupası şampiyonu unvanını kazandı. Attığı her golden sonra ‘Baba’ dediği Didi’ye koşarak boynuna sarıldı ve ağladı. Henüz çocuktu ama büyük işler başarmıştı. Tam üç kez Dünya Kupasını havaya kaldırdı.
‘O Rey’ (Kral) ile 1973 yılında Fenerbahçe – Santos özel maçı öncesinde Napoli’de tanışmıştık. Çok güzel bir röportaj olmuştu. Resimleri rahmetli babam çekmişti. Sonra oturup yemek yemiştik. Otelden ayrılırken masa üzerinde bulduğu boş bir sigara paketine ‘Dostum Reha’ya’ diye imzasını atmıştı. Hala titizlikle saklarım. İstanbul’a gelince Yeşilköy havalimanındaki büyük kaosa karşın uçaktan inince beni görmüş ve kucaklaşmıştık. İki gün beraber İstanbul’u gezdik. Kendisine ilgi çok büyüktü ama mütevaziliği hep ön plana çıkıyordu. Kaldığı otelde rahmetli olan bir meslektaşım Pele’nin odasına balkondan tırmanırken suçüstü yakalandı. Şikayetçi olmadığı gibi ‘Keşke oda kapısını tıklatsaydın’ diyerek birlikte fotoğraf çektirdi. Dönemin Fenerbahçe Başkanı Faruk Ilgaz maç öncesi soyunma odasında ‘Aman stat hınca hınç dolu. Bırakın Pele oynasın seyircimiz mest olsun’ uyarısında bulunmuştu. Fark bir anda artınca bu kez ‘Siyahi İnci’ Santos’u frenlemişti. Yine de skor 6 -1 sonuçlandı.
Futbolunun son dönemini Amerika’da Türk iş insanları Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün kardeşlerin kurduğu Cosmos Kulübünde geçirdi. Milli kalecimiz Yasin Özdenak, Franz Beckenbauer ve Carlos Alberto gibi ünlülerle birlikte Kuzey Amerika Futbol Liginde top koşturdu.
Futbol hayatında hiç kaptanlık yapmadı. Sadece bir ya da iki jübile maçında takımının en önünde sahaya çıktı. Bir ara Brezilya’nın Spor Bakanlığını üstlendi ve reformlara el attı. Ayrıca dindardı.
Sonra sağlık sorunları ile mücadelesi başladı. Ve dün gece acı haber geldi. Dostum Pele başta Brezilya olmak üzere tüm futbol camialarını yasa boğarken bizlere veda
etti. Mekanın cennet olsun Edson Arantes do Nascimento. Seni çok ama çok özleyeceğiz ‘O Rey’ rahat uyu.