Çocuklarımız, gözümüzden bile sakındığımız, en kıymetlilerimiz. Onları güvenli bir ortamda büyütmek, şiddetten ve kötü etkilerden korumak için anne baba olarak büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Ama günümüzde bu hiç de kolay değil. Televizyon, internet, sosyal medya… Hepsi onların minik yüreklerine erişen birer kapı. Peki, bu kapıların ardında ne var? Şiddetin her türlüsü, maalesef…
Çocuklarımızı bu şiddet çağından korumanın en önemli yolu, onlarla sağlıklı bir iletişim kurmak. Çocuklarımıza duygularını nasıl ifade edeceklerini öğretmeli ve onlara güven vermeliyiz. Yanlarında olduğumuzu hissettirmeli, onların korkularını ciddiye almalıyız. Şiddeti engellemenin ilk adımı, çocuklarımızın güvenli bir ortamda kendilerini ifade edebilecekleri bir aile yapısını inşa etmekten geçiyor.
Bir diğer önemli nokta, çocuklarımızı dijital dünyadan korumak. Elbette onları tamamen soyutlamak mümkün değil, çünkü bu da onları geleceğe hazırlamamak anlamına gelir. Ama doğru kullanımlarını öğretmek, yaşlarına uygun içeriklerle buluşturmak ve internet güvenliği konusunda bilinçlendirmek bizim elimizde. Bilinçli bir dijital tüketici olmaları için onları eğitmek, şiddet ve zararlı içeriklerden uzak tutmanın bir başka yolu.
Çocuklarımızı korumanın bir diğer yolu ise onlara şefkati ve sevgiyi öğretmek. Şiddetin olduğu bir dünyada, sevginin gücünü onlara göstermek belki de en büyük koruma kalkanımızdır. Merhametli, empati kurabilen ve sevgi dolu çocuklar yetiştirdiğimizde, onlar da şiddetin olmadığı bir dünya yaratmak için ilk adımları atacaklardır. Şiddet, sevgisizlikten doğar ve sevgiyi çoğaltmak bizim elimizde.
Son olarak, çocuklarımızı fiziksel olarak korumanın da önemine değinmek istiyorum. Güvenli oyun alanları, okul çevreleri ve sosyal alanlar oluşturmak, onlara bu alanlarda yalnız olmadıklarını hissettirmek bizim görevimiz. Çocuklarımıza “Hayır” demeyi, sınırlarını korumayı ve güvenli olmayan durumları fark edebilmeyi öğretmeliyiz. Güvenli alanları yaratmak ve korumak, hepimizin sorumluluğunda.
Şiddetin her türlüsüne karşı çocuklarımızı korumak için her gün daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Onlara sevgi dolu bir dünya bırakmak, bu çağın en büyük mücadelesi. Çünkü sevgiyle büyütülen çocuklar, şiddetsiz bir geleceğin anahtarını elinde tutar.
Çocuklarımız, gözümüzden bile sakındığımız, en kıymetlilerimiz. Onları güvenli bir ortamda büyütmek, şiddetten ve kötü etkilerden korumak için anne baba olarak büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Ama günümüzde bu hiç de kolay değil. Televizyon, internet, sosyal medya… Hepsi onların minik yüreklerine erişen birer kapı. Peki, bu kapıların ardında ne var? Şiddetin her türlüsü, maalesef…
Çocuklarımızı bu şiddet çağından korumanın en önemli yolu, onlarla sağlıklı bir iletişim kurmak. Çocuklarımıza duygularını nasıl ifade edeceklerini öğretmeli ve onlara güven vermeliyiz. Yanlarında olduğumuzu hissettirmeli, onların korkularını ciddiye almalıyız. Şiddeti engellemenin ilk adımı, çocuklarımızın güvenli bir ortamda kendilerini ifade edebilecekleri bir aile yapısını inşa etmekten geçiyor.
Bir diğer önemli nokta, çocuklarımızı dijital dünyadan korumak. Elbette onları tamamen soyutlamak mümkün değil, çünkü bu da onları geleceğe hazırlamamak anlamına gelir. Ama doğru kullanımlarını öğretmek, yaşlarına uygun içeriklerle buluşturmak ve internet güvenliği konusunda bilinçlendirmek bizim elimizde. Bilinçli bir dijital tüketici olmaları için onları eğitmek, şiddet ve zararlı içeriklerden uzak tutmanın bir başka yolu.
Çocuklarımızı korumanın bir diğer yolu ise onlara şefkati ve sevgiyi öğretmek. Şiddetin olduğu bir dünyada, sevginin gücünü onlara göstermek belki de en büyük koruma kalkanımızdır. Merhametli, empati kurabilen ve sevgi dolu çocuklar yetiştirdiğimizde, onlar da şiddetin olmadığı bir dünya yaratmak için ilk adımları atacaklardır. Şiddet, sevgisizlikten doğar ve sevgiyi çoğaltmak bizim elimizde.
Son olarak, çocuklarımızı fiziksel olarak korumanın da önemine değinmek istiyorum. Güvenli oyun alanları, okul çevreleri ve sosyal alanlar oluşturmak, onlara bu alanlarda yalnız olmadıklarını hissettirmek bizim görevimiz. Çocuklarımıza “Hayır” demeyi, sınırlarını korumayı ve güvenli olmayan durumları fark edebilmeyi öğretmeliyiz. Güvenli alanları yaratmak ve korumak, hepimizin sorumluluğunda.
Şiddetin her türlüsüne karşı çocuklarımızı korumak için her gün daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Onlara sevgi dolu bir dünya bırakmak, bu çağın en büyük mücadelesi. Çünkü sevgiyle büyütülen çocuklar, şiddetsiz bir geleceğin anahtarını elinde tutar.